Dünkü Mitinge Dair…
Kuzey Kıbrıs’ın bugün içinde bulunduğu sosyal, ekonomik ve siyasal durum 2000-2004 yılları arasında yaşananlar ile çok benzeşiyor. En belirgin fark günümüzde Kuzey – Güney Kıbrıs arasında geçiş kapılarının olması…
Ekonomi gene yıkık… Pazar faaliyetleri gerilemiş, fakirleşme süreci süratle ilerliyor… Beyin göçü devam… Kıbrıs sorunu çözüm süreci donuğa girmiş, TC ve KKTC hükümetleri iki devletli çözüm peşinde… Yurttaşlar ne ekonomik, ne sosyal ve ne de siyasal olarak önünü göremiyor… Sadece emek değil, sermaye de vizildiyor… Ekonominin yüzde yetmişi kayıt dışı… Kaçakçılığın her türlüsü artarak sürüyor, iç güvenlik sarsılmış… Ticaret Odası’nın başında o zamanlarda Denktaş’ın dünürü vardı, şimdi Tatar’ın kayınbiraderi…
Meydan mitingleri yapılmıştı o zamanlarda… Kısa süreli aralıklarla yapılmış dört mitingin sonuncusunda halkın tüm kesitlerinin katılımcılığıyla oluşan seksen binler meydanlarda idi… Ve bu mitingler süreci Kuzey Kıbrıs’ın siyasi kaderini değiştirdi… UBP’nin hükümet egemenliği yıkıldı, Kıbrıs sorununa BM Ölçütlerinde federal çözüm görüşmelerinin önü açıldı, Türkiye hükümetinin de benimsediği Annan Planı referandumuna kadar ilerledi…
Dünkü miting, o zamanlardan bu zamana yapılmış en kalabalık miting oldu… Kalabalığın not edilmesi gereken niteliği, halkın birçok kesitlerinin orada bulunması, temsil edilmesidir… Katılımcılarda ekonomide, sosyal yaşamda ve siyasetteki kötü gidişi değiştirmeye dair direnç, inanç, kararlılık ve coşku vardı; hükümet edenlerin korkulu rüyası olacak her şey vardı… Ancak, onlar bir mitingin yarattığı korkulu rüya etkisi ile değişecek değil; kulaklarının üstüne yatıp ardından bir şeyler daha devam edecek mi diye beklemede olacaklar… Bu arada da mitingi horlayan, katılımcı sayısını azımsayan mesajlar yayımlayacaklar… Başka gündemler yaratıp, halkın eziyet gördüğü konuları gündemden kaçırmaya çalışacaklar… Katılımcı bazı örgütlere istekleri doğrultusunda vaatler verip, birlikteliği parçalamaya, iç çelişki yaratmaya çalışacaklar… Belki de “Ankara’dan abim geldi” şarkısı eşliğinde gösteriş yapıp, halka kendilerince mesaj vermeye çalışacaklar… Tehdit de edecekler…
Bütün bunların etkisiz ve işlevsiz olabilmesi için, dünkü mitingin vizyonunda ilerleme sağlayabilmek için mitingi organize edenler kısa aralıklarla yeni mitingler organize etmeyi de programlamalı ve uygulamalıdır; uygulamayı yaparken de bir önceki mitinge katılanlara yanlarında yeni bir kişi ile mitinge katılmaları talebini de yapmalıdır… Daha kalabalık mitingler art arda yapılırsa, ne buradaki hükümet, ne de Ankaralı abiler meydanlarda halkın iradesini, taleplerini ve öfkesini görmezden gelemez… Ve ekonomik, sosyal ve siyasi sorunların çözümünde meydanları dolduranları temsil eden örgütlerin temsilcilerinden oluşan siyasi yönetimler siyasi erki ele alır… Ve dahi, Kıbrıs sorunu çözüm süreci de BM Ölçütlerinde ilerlemek üzere tetiklenmiş olur. Yirmi yıl önce yaşanmış süreci yeniden yaşamak olur…
Ayrıca, dünkü mitingin uluslararası siyasetin de dikkatine getirilmesinde fayda var… Evet, onların odağında şimdilerde Ukrayna krizi var ama Kıbrıslı Türklerin mevcut siyasi erke karşı direnişi, direnişinin nedenleri ve direnişçilerin talep ve vizyonunun neler olduğu akıllarının bir köşesine yerleşmeli ki, Kıbrıs sorunu bağlamında gerek Kıbrıslı Rumlardan gerekse KKTC-TC yöneticileri tarafından kendilerine verilecek bilgileri bu akıl köşesinden süzsünler… Dolayısıyla, mitinge katılımcı örgütler dış bağlantılarına dünkü eylem hakkında bilgiler ve görseller ulaştırırsa, uluslararası desteğe de sahip olurlar…
Bir son not… Kıbrıs Rum tarafı dünkü mitingi kendi bakış açıları ile çarpıtılmış bir şekilde lanse edecektir; genelde öyle yapıyorlar… Bu da katılımcı bazı örgütleri ve kitleleri rahatsız edebilir… Dolayısıyla, mitinge katılan örgütler Güney Kıbrıs’taki muhatap örgütleri de dünkü mitingin niteliği ve vizyonu konusunda bilgilendirirse Kıbrıs Rum siyasetinin ve basınının çarpıtma çabalarını etkisiz hale getirebilir.
Dünkü miting harika idi, organize edenlerin ve katılımcıların ortak başarısı idi; kutlamayı hak ediyorlar… Güzel bir geleceğe dair umutları tetiklemiş oldular… Devam…