1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Dünya Bankası Raporu’na göre 'Eğitim'
Dünya Bankası Raporu’na göre Eğitim

Dünya Bankası Raporu’na göre 'Eğitim'

Dünya Bankası Raporu’nda, Kuzey Kıbrıs’ın eğitim sektörü ve kamudaki öğretmenler mercek altına alındı

A+A-

• Ülkede ‘gereğinden fazla öğretmen’ olduğu raporda yer alırken, eğitimdeki maaş giderlerinin ilk ve orta eğitim için ayrılan kaynakların neredeyse tümünü tükettiği, personel dışındaki girdilere çok az kaynak bıraktığına da işaret edildi.

RAPORDAN:

• Eğitimle ilgili daha iyi verilere ihtiyaç var
• Personel giderleri çok yüksek
• Ülkede ‘gereğinden fazla öğretmen’ var
• İlköğretim düzeyinde özel okullar hızlıca gelişti
• 2004 ile 2011 yılları arasında, kamu ilköğretim kayıtları %6.5, kamu orta öğretim kayıtları ise %8.6 arttı
• Özel okullara yapılan kayıtlar düşük bir seviyeden başlasa da 2011 yılına kadar tüm ilköğretim öğrencilerinin %19’u ve orta öğretim öğrencilerinin ise %12’sini kapsayacak şekilde arttı
• Devlet okullarında öğrenci-öğretmen oranı düşük,  2006’da 14.6 iken, 2011’de 13.5’e geriledi

Ayşe GÜLER

Dünya Bankası Raporu; Kıbrıs’ın kuzeyinde iddia edildiğinin aksine ‘öğretmen eksiği’ değil ‘fazlası’ olduğunu iddia ediyor.

Personel giderlerini de “aşırı” bulan Dünya Bankası Raporu, eğitimdeki maaş giderlerinin ilk ve orta eğitim için ayrılan kaynakların neredeyse tümünü tükettiği, personel dışındaki girdilere çok az kaynak bıraktığına işaret ediyor.

Öte yandan raporda; Kuzey Kıbrıs’ta kamuda çalışan öğretmen maaşlarının yüksek olduğu da öne sürüldü. Kıbrıslı Türk öğretmenlerin başlangıç düzeyindeki ilk yılında ayda brüt 2,200 TL maaş aldığı, bu rakamın 15 yıllık deneyim için OECD (İktisadi Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) ortalamasının üzerinde olduğu kaydedildi.

“Daha iyi verilere ihtiyaç var”

2012 yılında yayınlanan raporda, eğitimle ilgili daha iyi verilere ivedilikle ihtiyaç olduğu vurgulanırken, sektörde performans değerlendirmesi uygulamasının henüz ilk aşamalarda olmasına dikkat çekildi.

Bunun yanı sıra; sistem ve bireysel olarak okullar için geçiş oranları ile birlikte okullarda kitap ve malzeme mevcudiyeti ve sınıf koşullarının derlenmesi, incelenmesi ve kamuya açıklanması gerektiği de belirtildi.

Ayrıca eğitim sektöründe öğrenci performansının bilinmediğine ancak kayıtların yeterli düzeyde olduğuna da dikkat çekildi.

 

Eğitimdeki harcamalar 295 milyon TL civarında…

Raporda, yüksek öğrenimdeki yüksek yatırım harcamalarının haricinde, eğitimdeki harcamaların ‘alışılmışın’ dışında olmadığı kaydedildi.

Eğitimdeki reel harcamaların 2009 yılından 2011 yılına kadar 295 milyon TL civarında sabit kaldığı, bu süre içerisinde, genel orta eğitim harcamalarında çok az düşüş görüldüğü belirtildi.

“Devlette öğrenci-öğretmen oranı düşük”

Raporda, devlet okullarında öğrenci-öğretmen oranlarının düşük olduğuna yer verildi.

Verilere göre; 2006 yılında 14,6 olan kamuda öğrenci-öğretmen oranı 2011 yılında 13,5’e gerilediği dikkat çekildi.

Bunun yanı sıra 2009 yılında Kıbrıs’ın güneyinde ilkokul düzeyinde öğretmen başına 14,5 öğrenci düştüğü, Türkiye’de bu oranın 22,9,  OECD’de ise söz konusu rakamın 16 olduğu vurgulandı.

Orta öğretimde Kıbrıs Türk ekonomisinde 2006 ile 2011 yılları arasında öğretmen başına ortalama 9,9 öğrenci düştüğüne işaret edilirken, ilköğretimde ise sınıf başına düşen öğrenci sayısının OECD ortalaması ile aynı olmasına rağmen bu sınıflara giren öğretmen sayısının %20 oranında daha yüksek olduğu kaydedildi. Orta eğitim düzeyinde ise sınıf başına düşen öğretmen sayısının OECD’den %47 daha yüksek olduğu ifade edildi.

Söz konusu durum nedeniyle Kıbrıs Türk ekonomisinde ‘hem öğretmen maliyetlerinin yüksek olduğu, hem de çalışma saatleri daha az olması’ nedeniyle özellikle orta öğretimde, tüm sınıflara yeterli olmak için daha fazla öğretmene ihtiyaç duyulduğu raporda yer aldı.

“İşgücü harcamaları yüksek”

Öte yandan eğitimdeki kamu harcamaları oranı dikkate alındığında iş gücü harcamalarının oldukça yüksek olduğu kaydedildi.

Sınıf sayısına göre fazla öğretmen kullanımı ve yüksek maaşların; ilk, orta ve mesleki eğitimde diğer tüm harcamaları olanaksız kıldığına dikkat çekildi.

Bununla birlikte ilkokul öncesi ve ilköğretimde, 2011 yılında iş gücü giderleri toplam harcamaların %97’sine denk geldiği, orta öğretim düzeyinde ise, mesleki eğitim ve genel orta öğretim düşünüldüğünde harcamaların %98’inin işgücüne yönelik olduğu raporda yer aldı.

“Özel okullar hızlı bir şekilde gelişti”

Özellikle ilköğretim düzeyinde özel okulların hızlıca geliştiğine dikkat çekildi. 2004 ile 2011 yılları arasında, kamu ilköğretim kayıtlarının  %6.5 ve kamu orta öğretim kayıtlarının ise %8.6 arttığına bulgu yapıldı.

Öte yandan rapora göre özel ilköğretim kayıtlarının %358 ve özel ortaöğretim kayıtlarının ise  %107 oranında yükselme yaşadığı tespit edildi.

Özel okullara yapılan kayıtların düşük bir seviyeden başlamasına rağmen 2011 yılına kadar tüm ilköğretim öğrencilerinin %19’unu ve orta öğretim öğrencilerinin ise %12’sini kapsayacak şekilde arttığı raporda yer buldu.

Öneriler…

Raporda; eğitim sektörü ile ilgili öneriler de yer buldu. Buna göre, başka girdilere kaynak çıkarabilmek amacıyla işgücü maliyetinin eğitim harcamalarındaki oranını azaltmak adına seçeneklerin geliştirilip uygulanması gerektiğine dikkat çekildi.

Bununla birlikte eğitimde istatistiklerin ve performans değerlendirmesinin geliştirilmesi konusunda öneride bulunuldu.

Yüksek öğrenimde harcamalara daha fazla kaynak ayrımının yapılması konusunda seçeneklerin değerlendirilmesi önerildi.

Raporda; maaş giderlerinin ve kaynak dağılımındaki ‘çarpıklığın’ giderilmesi amacıyla öğretmenlerin ücretleri ve çalışma koşullarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiği vurgulandı.

 

Bu haber toplam 4111 defa okunmuştur