Dünya Felsefe Günü
Toplumumuzda felsefe denilince genellikle saygı duyulmakla birlikte, yaşamsal ihtiyaçlarımızdan biri olarak görülmemektedir. Çünkü felsefeyle uğraşmanın bir getirisinin olmadığı, düşünülmektedir.
Özlem Onar
Her şeyin bir günü olduğu gibi felsefenin de bir gününün olması, sizin için önemli mi? Yok artık felsefenin de günü olur mu, diyenler olacaktır. Gerek dünyadaki gerekse ülkemizdeki felsefeciler veya felsefeyle bir şekilde karşılaşarak felsefeye yaşamlarında yer vermiş kişiler için “Dünya Felsefe Günü” derin anlamlar taşımaktadır. Felsefenin ne olduğu tartışılırken insana, topluma ve dünyaya olumlu katkılar sağlayacağını düşünmek bir fantezi midir? Felsefe sadece okullarda okutulan bir ders midir? Felsefe hocalarının, ezbere anlattığı felsefe tarihi midir? Yoksa tozlu raflarda yer alan ruhsal daralmaya ve kafa karışıklığına yol açan anlaşılması oldukça zor felsefe eserleri midir? Toplumumuzda felsefe denilince genellikle saygı duyulmakla birlikte, yaşamsal ihtiyaçlarımızdan biri olarak görülmemektedir. Çünkü felsefeyle uğraşmanın bir getirisinin olmadığı, düşünülmektedir. Hal böyle iken felsefenin kapısını aralayabilmiş, bu alanda emek harcamış, düşünmüş insanlar için “Dünya Felsefe Günü” faşizmin, sömürünün, yabancılaşmanın, zorbalığın ve şiddetin boyutlarının arttığı dünyamızda oldukça anlamlıdır.
Günün kutlanmaya başlaması…
Dünya Felsefe Günü’nün ne zaman ve nasıl oluştuğuna kısaca değinmek, isterim. 2002 yılından beri Kasım ayının üçüncü perşembe günü, Dünya Felsefe Günü olarak kutlanmaktadır. Dünya Felsefe Günü kutlaması önerisini getiren, Prof. Dr. İoanna Kuçuradi’nin başkanı olduğu Türkiye Felsefe Kurumu’dur (TFK). Bu konuda Uluslararası Felsefe Kurumları Federasyonu’nun çok değerli çabaları olmuştur. Türkiye Felsefe Kurumu, Uluslararası Felsefe Kurumları Federasyonu’nun aktif bir üyesidir. Türkiye Felsefe Kurumu’nun önerisi UNESCO tarafından kabul edilerek “Dünya Felsefe Günü” 2002’de ilan edilmiştir. Dünya Felsefe Günü üç yıl Paris’te, UNESCO Merkezinde görkemli bir şekilde kutlandıktan sonra, bu geniş boyutlu uluslararası kutlamanın her yıl başka bir ülkede yapılmasının uygun olacağı; bunun, bir Felsefe Günü ilan etmenin amacına daha çok hizmet edebileceği düşünüldü. Böylece 2005 yılının kutlaması Şili’de (Santiago’da), 10.yıl kutlaması da Fas’ta (Rabat’ta) yapılmıştır. Dünya Felsefe Günü 2007 yılında İstanbul’da gerçekleştirilmiştir. (1)
Neden böyle bir gün!
Dünya Felsefe Günü’nün amacı nedir? Ya da neden böyle bir güne ihtiyaç duyulmuştur? 2002 yılından itibaren kutlanmaya başlayan Dünya Felsefe Günü dünya problemlerine felsefe ile bakabilme bilincinin yaygınlaştırılmasında önemli bir işlev oluşturacaktır. Türkiye Felsefe Kurumu bir sivil toplum kuruluşu olarak, felsefe ve insan hakları bilincinin yaygınlaştırılması konusunda önemli sorumluluklar üstlenmiştir. Dünya Felsefe Günü nedeniyle, felsefenin gündeme gelmesi pek çok bakımdan yararlı olacaktır. Gün dolayısıyla etkinlikler yapılabilir. Söyleşiler, konferanslar, paneller vb. yoluyla felsefecilerimiz, felsefeye ilgi duyan kişilerle bir araya gelerek felsefe sevgisinin ve ilgisinin güçlenmesine katkıda bulunabilirler. Felsefecilerin yalnızca yazılarıyla ve kitaplarıyla değil konuşmaları ve eylemleriyle de insanların içine çıkmaları gereklidir. (2)
Geniş, doğru, sağlıklı düşünce
Felsefe ürkütücü görünse de bir yandan insanla ilgili olduğundan ulaşılamaz değildir, bir yandan da bilinçli ve eğitimli insanların işidir. Daha az şiddet, daha çok güven için felsefe eğitimini hakkıyla uygulayabilmeliyiz. Salt ezbere bilgilerle felsefe yapılamadığı gibi, düşünce tarihini bilmeden de felsefe yapılamaz. Kant’ın dediği gibi: Felsefe değil, felsefe yapmak öğrenilir. Felsefe yaparken ne yükseklik duygularına ne gereksiz alçak gönüllülüklere yer vardır. Felsefe yapmak bir sevinçtir. Felsefe yapmak doğruca, tam bir yüreklilikle, hatta gerekirse tam bir donkişotlukla düşüncenin alanına girmeyi, girebilmeyi gerektirir. Felsefe yapmak için elbet felsefe bilmek gerekir, ne var ki felsefe bilmek tek başına hiçbir şey değildir. Önemli olan, geniş düşünmenin, doğru düşünmenin, sağlıklı düşünmenin yollarını bulmaktır. Bunu da bize felsefe sağlar. Filozofları düşünmek değil filozoflarla düşünmek önemlidir. (3) Nietzsche’nin herhangi bir eserini felsefe bilmeden de okuyup, anlayabiliriz. Fakat bu anlam bize göre olacaktır. Önemli olan Nietzsche’nin eserini hangi amaçlarla yazdığını, onun gözünden bakarak anlamaya çalışmaktır.
İletişim
Felsefe evrenseldir. Felsefe tüm insanları bir arada mutlu ve huzurlu kılacak ortak bir dil oluşturabilir. Felsefe yaparken kullanılan kavramların realiteyle ilişkisi göz önünde bulundurulmalıdır. Aksi halde düşünme ve tartışma ortamları şiddet ve öfke doğuracaktır. Başka bir deyişle her kavram her birey için farklı anlamlara geliyorsa etkili iletişim, insanca iletişim mümkün olamayacaktır. İnsan hem kendisiyle olan ilişkisinde hem de diğer insanlarla ilişkilerinde kör, sağır ve saldırgan bir canavara dönüşecektir. Trafikteki ilişkilerde, meclis tartışmalarında, ülkeler arası ilişkilerde, aile içi ilişkilerde vb. insanların canavarlaştığına dolayısıyla da yabancılaştığına istemeden tanık oluyoruz. Bu süreçte evrensel etik değerlerin yerini, çıkara dayalı kurmaca sözde değer normlarının aldığını biliyor ve bu sosyal gerçeklik karşısında çaresiz hissediyoruz. Oysa felsefe eğitimi ile tüm olumsuz koşullara rağmen bilinçli zihinlerle felsefe yapmaya hazır hale gelerek, yapıcı ve iyileştirici çözümlere ulaşabiliriz. Böylece İnsan ilişkilerinde kurban ya da zorba rollerine bürünmeden insan insana iletişim kurmak mümkün olabilir.
Sözün kısası; Dünya Felsefe Günü vasıtasıyla felsefenin gündeme gelmesinden oldukça mutluyum. Felsefe bilinçsizce yapıldığında buhranlara yol açar. Bilinçli yapıldığında ise büyük bir tutku, büyük bir aşktır. Ve felsefe ile ilgilenmek bizi olduğumuzdan daha iyi insan yapabilir.
KAYNAKÇA
1) (www.duşunuyorumdergisi.com/dunya-felsefe-gunu/)
2) (https://www.boxerdergisi.com.tr/ozel-onemli-gun-ve haftalar/dunya-felsefe-gunu-2019)
3) (Afşar TİMUÇİN, Felsefe Bir Sevinçtir, İstanbul, Bulut Yayınları, 2006, s.14)