DÜNYA REKORUNU KIRDIK
Ülkenin nasıl bir anlayış ve kabiliyetle yönetildiğini anlamak için birkaç hesap yapalım.
Aslında kendileri de hesap yapsalardı şimdi bu hallere düşmeyecektik.
Ama dinlemediler, anlamadılar, bilim ve akıl yolundan değil kendi bildikleri yollardan gittiler.
Nasıl bir yolsaydı o, şimdi uçurumunun kenarına gelmiş bulunuyoruz toplum olarak.
Çok basit birkaç matematik işlemiydi gerekli olan…
Öyle kosinüslü, kareköklü, algoritmalı işlemler falan da değil.
Basit birkaç toplama, çıkarma, çarpma, bölme…
Bir de yüzdelik alma işlemi…
‘İçler-dışlar’ çarpımı yani!..
* * *
Kuzey Kıbrıs’ta ilk vakanın görüldüğü 10 Ekim’den itibaren 30 Haziran’a kadarki 110 günde toplam 108 vaka görülmüştü.
Aslında vakaların tümü ilk 37 günde çıkmış, sonraki 73 gün boyunca tek bir yeni vakaya rastlanmamıştı.
Bunun da anlamı şuydu: 10 Mart’tan Nisan ayı ortasına kadar günde ortalama 3 pozitif vaka çıkıyordu.
Takip eden iki aydan fazla sürede ise hep sıfır çekmiştik.
Sağlık çalışanlarının cansiperane çabası, halkın bilinçli ve disiplinli tavrı, alınan bazı tedbirlerin de katkısıyla çok önemli bir başarı sağlanmıştı.
73 günlük vakasız dönem sonrasında ‘açılım’ başladı.
İlk yolcular 1 Temmuz’da geldi. Kısıtlı uçak ve gemi seferleri vardı. Bu süreçte de vaka sayısı patlamadı. 16 Ağustos’a kadarki süreçte günde ortalama 2,2 pozitif vaka tespit edildi. 46 günde çıkan yeni vaka sayısı 101’di.
Ancak bu arada Temmuz sonuna denk gelen bayram nedeniyle uçuş sayıları tamamen serbest bırakıldı. Ve ardından vakalar artmaya başladı.
Bayram tatilinden 14-15 gün sonra ‘patlama’nın ayak sesleri iyice duyulmaya başladı. Bu karantina mantığını da belirleyen ‘bulaşma süresi’ydi. Ve süre biter bitmez grafikler yukarıya doğru seyir izlemeye başladı.
17 Ağustos’tan 1 Eylül’e kadar, yani 14 günde 122 yeni vaka çıktı. Daha 17 gün önce günde 2,2 olan ortalama tam dört kat artarak 8,8’e çıkmıştı!
* * *
Asıl patlama ise Eylül başından itibaren görüldü.
Zira bayram süresince adaya gelen virüs artık her tarafa yayılmış, ‘yerel vakalar’ görülmeye başlamıştı.
Artık ‘temaslı’ olup olmamak çok da önemli değildi. ‘Nereden bulaştığı bilinmeyen’ vakalar peş peşe geliyor, hastane ve pandemi otelleri dolmaya başlıyordu.
Nitekim Eylül ayının ilk 8 gününde toplam144 yeni vaka çıktı.
Yani günlük ortalama 18 vaka!..
Dikkat edin: Tam bir ay önce günde 2,2 hasta çıkarken, 30 günde bu rakam yaklaşık 9 kat artarak bu noktalara ulaştı.
Herkes yalan söyleyebilir ama rakamlar değil!..
* * *
Bir başka basit hesap daha yapalım…
Salı gün açıklanan günlük 38 vaka sayısı, Kuzey Kıbrıs ölçeğine göre çok yüksek bir orandır.
Kuzey Kıbrıs nüfusunu 400 bin, Güney Kıbrıs nüfusunu ise 1 milyon olarak kabul edersek eğer, bizdeki 38 rakamı Güney’de 95’e denk düşüyor.
Yani bizdeki ‘bulaşma oranı’ Güney Kıbrıs’ta olsa günde 95 yeni vaka çıkıyor olacaktı.
Oysa bizim tarafa göre iki kat fazla test yapılmasına rağmen Güney Kıbrıs’ta günlük vaka sayıları 1’lere, 2’lere kadar düşmüş durumda…
Türkiye ile kıyas yapacak olursak, durumun vahameti belki daha da ortaya çıkar.
Bizdeki 38 sayısını 80 milyonluk nüfusa uyarladığımız vakit karşımıza 7 bin 600 rakamı çıkıyor!..
Her ne kadar güven vermiyorsa da Türkiye’de açıklanan resmi rakamlar günlük bin 700 civarında vaka olduğunu söylüyor. Oysa Kuzey Kıbrıs’ın vaka oranına göre Türkiye’de günde 7 bin 600 civarı hasta çıkıyor olacaktı!..
Son bir hesap daha…
Worldmeter’e baktım: En fazla yeni vaka 1,4 milyar nüfusa sahip Hindistan’da çıkıyor. Dünkü vaka sayısı 89 bin civarıydı.
Bizdeki ‘günlük 38 vaka’yı Hindistan’a uyarlayınca kaç vaka çıkacaktı, biliyor musunuz?
Günlük 133 bin vaka!..
Yani Salı günkü verilerle KKTC gerçekten de ‘dünya rekoru’nu kırdı!
Bu ülkenin ‘hesapsız’ yönetildiğini anlatmak için daha fazla ‘hesaba’ gerek var mı?