Dünya Şiddete Dönüyor
21.yüzyıl dünyası insanı hayrete düşürüyor. “İletişim,bilgi,teknoloji çağı” veya 3.medeniyet dediğimiz bu zamanlar, verdiği nimetlere karşı sosyal yapıları, değer ölçülerini tümden değiştirecek potansiyel taşıyor. Çünkü bu devir bireyin devri de birey tek başına nasıl varolacak? Toplum, toplumsallık kavramı ortadan kalkacak mı?
Bilgi ve teknolojiye süratle ulaşma ile edinilen bilgiler kişiler için yeterli olabilir belki ama bu bunlar, eğitim dediğimiz ve topluma aktarılan sistemsel düşünmenin verisi olabilir mi?
Felsefe veya filozoflar hakkında bilgi edinmeye çalışıyorsunuz diyelim; çabucak internet sayfalarından edinilecek bilgiler yeterli midir?. Düşünce tarihi yani felsefe, birbiri üzerine geliştirilmiş düşünceler, tezler üzerine bina edilerek ilerleyen ve yeni düşünce akımlarının doğmasını sağlayan yeni görüşlerin bütünüdür. Felsefede bu sıralama genellikle mevcuttur. Böylece gelişir ve ilerler. Kant, Nietzsche, Sokrates kendi felsefelerini hangi felsefeciden başlayarak hangi yeni görüşler ortaya koyarak geliştirmiştir? Hangi düşünceyi aşmış, çürütmüş veya üzerine başka düşünceler eklemiştir? Bu bilgileri kitaplardan okumadan Google’dan öğrenilmesi düşünce sürecinin devamlılığını koparan bir durumdur.
Sanal iletişimin yaygınlaşması, insanlar arasındaki iletişimi çabuklaştırıp bilgi ve haberi süratle aktarmak için kullanılıyor. İletişimin etkileşim yaratabilmesi için bilgisayarla gelen yüz yüze konuşmanın sağladığı yüz ve vücut dili ile ses tonunu ekarte ettiğinden iyi bir müzakere, tartışma ortamını yaratamıyor. Duygular, düşünceler işaretçikler yoluyla belirtiliyor. Sosyolojik yapılar arasındaki bağ gittikçe zayıflıyor.
Bu yeni durum ülke ve dünya siyasetinde bariz biçimde görülmeya başladı. Ülkelerin despot ve kimseye değer vermeyen siyasetçileri, “bireysel güç” adı altında, toplum ve kurumlarına ve halkına düşünce, saygı ve sevgiyle hizmet etmek yerine sadece kendi düşüncesini tek doğru kabul edip, farklı düşünen kendi veya yabancı ülke insanlarını “düşman” sınıfına koyup yok etmek hakkına sahip gibi görüyorlar.
Yöneticilerin bireysel yönetim gaddarlığına karşı yönetilenlerin iki seçeneği vardır: Ya biyat edecekler veya aynı düşmanlık ve şiddetle karşılık vereceklerdir. Bu bir kısır döngüdür. Bu tercih de iki tarafın da yok olmasını sağlar.
Çağımız, zalimler ile mazlumların aynı şiddet enstrumanlarını kullanarak birbirlerini yok etme çağı olacak gibi görünüyor. Dünyanın her yerinde şiddet ve terörün artması, hiçbir halk ve sınıfın, güçlülerin, despotların, fakirlerin, zenginlerin, okumuşların, güvende olamıyacağını gösteriyor..Zarar herkesin..