“Dünyada Cezalar Korkunç”
“Dünyada Cezalar Korkunç”
Fiili olarak 37 yıl uzak yol gemi kaptanlığı yapan Böğürtlen Zorlu, Kalecik felaketi sonrasında petrol kazalarını dünyadaki örnekleriyle değerlendirdi…
Sevgi YALMAN
Kalecik Bölgesinde Aksa Elektrik Santraline, gemiden yakıt ikmali sırasında, boruların patlaması sonucu petrolün denize sızması ile yaşanan çevre felaketinin yankıları sürerken bugünkü söyleşi konuğumuz Böğürtlen Zorlu, bu tür petrol kazası suçlarına tüm dünyada çok büyük cezalar verildiğine işaret etti. Fiili olarak 37 yıl uzak yol gemi kaptanlığı yapan Gazimağusalı Böğürtlen Zorlu, Kalecik felaketi sonrasında petrol kazalarını değerlendirdi bizler için… Bir damla yakıtın 7 metre kare alanda kirlilik yarattığına dikkat çeken Zorlu, kirliliğin akıntı ve rüzgar nedeniyle saatte 1-1.5 deniz mili ilerlediğini söylüyor. Petrol sızıntısının yaşandığı bölgede akıntının doğuya doğru olduğuna işaret eden Böğürtlen Zorlu, kirliliğin rüzgar nedeniyle yön değiştirerek Güney Kıbrıs’a kadar gidebileceğini, akıntı nedeniyle tüm ada sahillerini dolaşarak İskenderun’a kadar ulaşabileceğinin de altını çizdi.
Kurallara bağlı
Böğürtlen Zorlu, dünyada akaryakıt nakliyesine (yükleme ve boşaltma) büyük önem verildiğini, nakliye kurallarının SOLAS ve MARPOL isimli kitaplarda belirtildiğini, hiç kimsenin bu kurallar dışına çıkamayacağını kaydederek aksi halde kusurlu şirketlere büyük cezalar verildiğini anlatıyor.
Kurallara göre gemi ve kara depo sorumlularının eğitimli olmaları gerektiğine dikkat çeken Zorlu, yine kurallar gereği nakliye süresince sorumluların hortum bağlantılarının yanında bulunmasının şart olduğunu ifade ediyor ve akaryakıt nakliyesinde bir damla akaryakıtın bile denize akıtılmamasının gerektiğini ısrarla vurguluyor. Denizi ve çevreyi kirletmemek adına bu gibi tesislerin kurulma aşamasından başlayarak sürekli kontrol altında tutulmasının önemine değinen Böğürtlen Zorlu, “hem gemi hem de petrol şirketinin uyması gerekli kurallar vardır. Bu kurallara harfiyen uyulmalıdır” şeklinde konunun önemini vurguluyor.
Korkunç cezaları var
Böğürtlen Zorlu, uzak yol gemi kaptanı olarak çalıştığı 37 yıl boyunca birçok kez akaryakıt taşıdığını, çoğunlukla gemiden gemiye nakliye yaptığını belirterek bazı anılarını da anlattı bizlere;
Bir İsrail şirketinde kaptan olarak çalıştığı dönemde Fransa’nın Gent Limanında 500 ton yakıt almaya gittiklerini söyleyen Zorlu şöyle devam ediyor;
“Bağlantı kuruldu. Çarkçıbaşı, son kontrolü yapmak için aşağı indi. Açık mı kapalı mı derken şaşırdı ve açık vanayı kapattı. Aktarım başladı. Tabii vana kapalı olduğu için hortum patladı ve güvertede yakıt birikmeye başladı. Gemiden gemiye transfer yapıyorduk. Transfer durdu. Bu arada güverteden denize 1-1.5 kova kadar yakıt aktı. Durumu örtbas edemezdim. Kendi kendimi ihbar ettim. Bir kova akaryakıt için alarm verildi. Hemen bariyerlerle geminin etrafı çevrildi. İtfaiye geldi ve akaryakıtı hortumla çekti. Ardından da cezalar gelmeye başladı. Önce dikkatsizlik ve ihmalkarlıktan dolayı peşin olarak 5 bin dolar ceza yazıldı. Sonra Liman 40 bin dolar ceza yazdı.”
“Çok fazla değil mi?” diye sorunca “Ceza aslında 80 bin dolardı, haber verdiğin için yüzde 50 indirim yaptık” dediler.
“Romörkör, itfaiye ve diğer masraflar da eklenince 100 bin dolara yakın bir miktar çıktı. Şirketin sigortası devreye girdi, cezaya itiraz edildi. Dava açıldı. Dava sonucu, şirketimin sigortası ceza olarak 40 bin dolar değil ama 30 bin dolar para ödemek zorunda kaldı.
Çakıllar yıkandı
Zorlu, benzer bir olayın 20 yıl önce Japonya’da yaşandığını, denize petrol akıtan bir gemiye el konduğunu, şirketten açık çek istendiğini belirterek “o olayda kirlilik sahile vurmuş, sahil katranla dolmuştu. Aldığı tazminatla Japon Hükümetinin sahildeki çakıl taşlarını tek tek yıkattığını hatırlıyorum” dedi.
Zorlu, petrolle ilgisi olmamasına rağmen bir anısını daha anlattı ve yabancı bir limanda güverteden denize çiş yapan çalışanı için 500 dolar ceza ödemek zorunda kaldığını da kaydetti.
***
Tecrübeli bir kaptanın gemiden denize akaryakıt sızması sonucu ortaya çıkan cezalar ve dünya ülkelerinin yaptırım ve tavırlarını öğrenmiş olduk. Bu hikayeler de aslında Kalecik’te meydana gelen kazanın Kıbrıs’ın güneyini de etkileyecek şekilde ve bölgedeki bütün deniz canlılarının ölmesine neden olacak büyüklükte olmasına karşın yasalarımızda ancak asgari ücretin 60 katı verilebilecek bir ceza öngörebilmesinin ne kadar yetersiz olduğunu gösteriyor bizlere…
Umarız artık yasalarımızda çağa ayak uydurabilecek düzenlemeler bu yeni dönemde yapılabilsin.