‘Direncimiz var’ demiştim, “bit” kadar “değişim”e...
Ya da yönetenler açısından, ‘irade’ yok...
“Bu düzensiz düzeni seviyoruz...”
Çok da büyük olmayan teknede,  ‘yoğuran’ değişse de aynı hamurdan doğuyoruz.
Yani ‘tekne’ değişmedikçe ve içindeki maya, un, hamur, ekmeğin tadı farklılaşmaz genelde...

***

Gelişmiş ülkelere öykünürken, oralardan bir ‘sistem’ önerilse, tepkimiz hazır demiştik:
‘Her ülkenin kendine özgü yapısı var’
Ve burada koymuştuk noktayı.

***

Çok uzun seneler İngiltere’de yaşayan, orada çalışan dostlarımız var tatilde, adada...
Soruyorum, “İlk dikkatinizi çeken farklılık ne” diye...
- “Bu ülkede başıboşluk var” diyorlar, “Kuralsızlık...”
Kamuda bir işlerini yapmaya gitmişler...
Mesai bitmeden yirmi beş dakika falan evvel!..
Kimseleri bulamamışlar...
Diyor ki, “Eğer bizde, saat 18.00’de kapanıyorsa bir kurum, 17.58’de içeriye girersiniz, tam 18.00’de kapı kapanır... Siz yine de işleminizi yaparsınız... Bir dakika önceye kadar...”

***

Eğitim, sağlık, kamu, ticaret vs..
Herhangi bir alanda...
Herhangi bir örgüt ya da parti desin ki, “Biz falanca ülkedeki sistemi uygulamaya hazırız...”
İngiltere...
İsviçre...
Almanya...
“Bu ülkede nasılsa, bizde de aynısı olsun, hazırız” desin, tek bir örgüt...
Diyemez bence...
İstemeyiz...
Kabul etmeyiz...

***

İşin hamasetini biliriz, “Olabilir ancak oradaki maaşlar bize de ödenecek” gibi...
Oysa ki, bir ülkenin ‘kaynakları’ ile eş orantılıdır, böylesi mali sonuçlar..
Nasıl ki hepimiz, eş bir ‘harçlık’ veremiyoruz çocuklarımıza...
Ve nasıl ki eş değil sürdüğümüz araba, ayağımızdaki potin, sırtımızdaki uruba...
Sistemden söz ediyorum.
‘Sistem’i reddederiz.
Yine de soruyorum....
“Biz hazırız” desin bir örgütümüz ve “rol modeli” ülkeyi işaret etsin yeter ki!..
‘Dünyalı’ olmak biraz da bu sonuçta.