1. YAZARLAR

  2. Kutlay Erk

  3. Dünyanın Gidişatı İyi Değil…
Kutlay Erk

Kutlay Erk

SİYASET MEYDANI

Dünyanın Gidişatı İyi Değil…

A+A-

Son dönemlerde Doğu Akdeniz’in zengin hidrokarbon yatakları nedeniyle, kıyısı olan ülkelerin kendilerine ait Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) belirleyip, haritalandırılıp ilan etmesi yeni bir sömürgecilik girişimi ve paylaşımıdır.

Kıyıdaş ülkelerin bu kıyasıya ve hatta vahşice paylaşımı bölge barışını tehdit eder duruma gelmiştir; dünyayı sarsabilecek bir tehlikeden bile söz edilmektedir çünkü dünya bunun benzerini, karalarda olmak üzere, geçmişte yaşamıştı. Tıpkı şimdi Doğu Akdenizde olduğu gibi, 1870’li yıllardan itibaren ‘işgal edenin elinde kalır’ harekatları ile Afrika Avrupalılar tarafından ve yaygın olarak sömürgeleştirilmeye başlamıştı. Gene tıpkı şimdi Ortadoğu’da olduğu gibi Balkanlarda da devletleri parçalayıp bölüşmeye veya yeni uydu devletler kurmaya başlamışlardı. Dünyayı kasıp kavuran büyük emperyalist paylaşım savaşlarının ilki olan 1. Dünya Savaşı’na giden süreçte bu sömürgecilik girişimlerinin yarattığı birçok küçük paylaşım savaşı ve bunlar için de çatışan ülkelerin değişik ama kısa süreli ittifaklar oluşturmaları görülür. İlginç olan ise, dünün müttefiklerinin ertesi günün düşmanları olabilmeleri; ittifak bileşenleri sürekli değişti… Ama değişmez olan, o dönemin İngiliz efsane siyasetçisi Churchill’in sözünde belirtilmişti: Müttefik değil, çıkarlar var… Diğer bir ilginç durum da o dönemlerin çatışmalı konularına çözüm arama çalışmaları genellikle Almanya’nın ev sahipliğinde, Berlin konferansları ile oluyordu…

Şimdilerde de Doğu Akdeniz’i MEB çizerek kendi aralarında paylaşan Mısır-İsrail- İtalya-Yunanistan- Kıbrıs ittifakı var, yalnızlaştırılan da Türkiye; o da kendi MEB’ini haritalandırdı ama diğer kıyıdaşlarla çakışan bölgeler var… Suriye harekatı ile Türkiye, bölge stratejileri nedeniyle de Rusya, birbirlerine yanaştı; dostane ilişkileri NATO’yu sarsıyor. Hangi NATO?! Fransa’nın kışkırtması ile Libya’yı işgal edip bölmeye çalışan NATO. Türkiye, bir atak yapıp Libya’nın BM nezdinde geçerli olan resmi hükümeti ile denizlerde alan sınırlandırma üzerine anlşama yaptı, askeri işbirliği anlaşması da eklendi. Fransa bağır çağır; İtalya tedirgin, Doğu Akdeniz’i bölüşen kıyıdaşların ittifakı da protestolarda… AB’den medet umanlar var ama AB etkisiz unsur, zaten Türkiye’nin anlaşma yaptığı hükümeti de meşru sayıyor… Durumlar karışık…

Türkiye’yi bölgede yalnızlaştıran Mısır-İsrail- Italya-Yunanistan-Kıbrıs ittifakı, Doğu Akdeniz’de çıkaracakları doğal gazı Avrupa’ya satacaklar ya, AB’nin lider ülkesi Almanya maliyetleri beğenmiyor. Düşük maliyet, doğal gazın Türkiye üzerinden ulaştırılması ile olası ama müttefikler Türkiye’yi istemiyor. Bu nedenle de halen doğal gaz pazarlaması yapan İsrail, rekabette yorgun… Mısır da İsrail’in tercih ettiği boru hattını tercih etmiyor, illa ki kendisindeki sıvılaştırma tesislerinden yararlanılmasını istiyor. İsrail, istikrarsız bir ülke olduğu gerekçesi ile Mısır’a itiraz ediyor. İtalya, Türkiye’yi dışlayan projelerin yüksek maliyetlerinden mutsuz ve yengeç gibi yan yan gidiyor, ittifakın iç anlaşmalarına imza koymamaya başladı. Yani müttefikler arasında çatışma var; seyreden de Yunanistan ve Kıbrıs çünkü onlar bu ittifakın asalakları…      

Uluslararası siyasette rivayet o ki, İsrail Türkiye ile sorunlarını aşacak çözüm arayışında, İsrail diplomasisi bunu yalanladı ama Türkiye basını İsrail Dış İşleri Bakanlığı’nı kaynak göstererek iddiayı sürdürdü. Libya anlaşması nedeniyle Türkiye ile savaşmayacağını söyleyen İsrail’e tepki koyan Mısır ise, İtalyanların son kaçış eğilimli tutumları ile birlikte, parçaları birleştirerek resmi görmeye başladı; uluslararası siyaset Mısır’ın da Türkiye’ye karşı yumuşama zemini aradığını rivayet ediyor. Suriye’de zora giren Türkiye, Libya’da Hafter nedeniyle zorda olan Rusya’ya karşı dengelerini kuruyor ama Rusya halen etkin… ABD’nin başı Trump’la dertte, dengeli ve tutarlı dış politika kurgulayamıyorlar; Suriye’den çıkmak zorunda kaldılar, Libya’da yoklar…

Doğu Akdeniz çalkantılı, taraflar oluşmuş gibi ama dağılmaya da muktedir; ittifaklar kendi içinde çok da güçlü değil… 1. Dünya Şavaşı’na giden süreç gibi… Çalkantılardan medet uman da Helenler ama somut sonuç almaları mümkün görünmüyor; AB’yi tehdit edip duruyorlar ama yazılı açıklamalardan ötesi yok… Ortadoğu karası ise toz-duman, çölün kum fırtısası etrafa yayılıyor. Doğuda Hürmüz Boğazı, batıda Libya, güneyde Somali üçgeni içinde olan alanda her tehlike olası…Bu alanda oyun kurucu ülkelerden biri de Türkiye ve Türkiye ittifaklarla değil, anlaşmalarla ilerleme stratejisini daha güvenli buluyor. Ancak, kimin neyi nasıl yapacağı bilinmiyor, tutanlar ellerinde kalması hırsı ile tehlikelerle oynuyor. Dünya’nın bu gidişi iyi değil, ‘bir Sırp’, ‘bir veliahta öldürücü suikast’ yapmasa bari… O üçgenin merkezinde Kıbrıs var.

Bu yazı toplam 2727 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar