1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Dünyanın Tepesine Yolculuk-8-
Dünyanın Tepesine Yolculuk-8-

Dünyanın Tepesine Yolculuk-8-

Dünyanın Tepesine Yolculuk-8-

A+A-

 


Ali Yüksek (Jawa Ali)

ATLANTIC OCEAN ROAD ve TROLLSTIGEN

Geçtiğimiz hafta, dünyanın tepesine en yakın kara parçası olan Mageroya Adası’ndaki Nordkapp’a çıktığmızdan bahsetmiştik. 71. Paralel dairesindeki bu yerde yazları yaklaşık 2.5 ay güneş batmıyor ancak  aynı şekilde kışın da 2.5 ay hiç gündüz olmuyor. Buna rağmen bölge insanı kendine uygun bir sistem geliştirerek yaşamını rutin bir şekilde sürdürebiliyor...
Nordkapp’ın soğuk kapalı ve ürkütücü atmosferinden sıyrılıp Norveç’in batı kesiminden güneye doğru üç bin kilometrelik yolu inmeye başladık... Bir kaç fyordu kısa aralıklarla geçmek için yaptığımız gemi yolculuğunun ardından karşımıza dünyanın en tehlikeli yollarından sayılan Atlantic Ocean Road üzerinden diğer adalara geçip bir süre dolaşma imkânı bulduk. Norveç’in batı kıyısında ancak Atlas Okyanusu’nda birçok irili ufaklı ada üzerinde inşa edilmiş Atlantik yolu (Atlantıc Ocean Road) özellikle fırtınalı zamanlarda oldukça tehlikeli ve ürkütücü bir görünüme sahip… Akşam üstü bir süre ilerlediğimiz yol üzerindeki benzin istasyonunun kapalı olması yanı sıra sessiz ve ıssız bir ortamda kendimizi adeta okyanusun ortasında kalmış gibi hissetmeye başlamıştık...

KAPI AÇIK, DANIŞMA KAPALI

Güneye indikçe karanlık belirmeye başlamıştı… Kamp arayışları için gece yarısına kadar motosiklet sürmeye devam ettik. Gün boyu yağmur ve soğuğun peşimizi hiç bırakmadığı bir gecede kapısının açık ancak danışmasının kapalı olduğu bir kampta ve yağmurun altında çadırlarımızı kurup geceyi geçirmeye çalıştık.
Sabahı yağmurla birlikte karşılayıp çadırlarımızı toplayarak yola koyulduk... Bu defaki hedefimiz Norveç’in görülmeye değer yerlerinden biri ve yine dünyanın en tehlikeli yollarından biri olan Troll merdivenleri (Trollstigen) idi... Birkaç yüz kilometre yolumuzu uzatarak ziyaret ettiğimiz Troll merdivenleri ilginç bir kanyonun zik zak yapılarak çıkılmasından ibaretti...  Yolun çok dar ve aşırı derecede tehlikeli olması dolayısıyla buraya 12.5 metreden daha uzun araçların girmesi yasaktı... Özellikle iki kanyonu birleştiren eski ve dar köprüyü aşağıdan izlemek oldukça heyecanlı ve ürkütücüydü…
Bir süre çıkan otobüsleri izleyip aynı heyecanı yaşamak için yola koyulduk. Yüzlerce metre yukardan ve kanyonun sağından ve solundan akan devasa şelaleler ve bu şelalelerin çıkardığı uğultular hafızalarımızdan hiç eksilmeyecek. Çok sayıda Japon turistin tur şirketleri tarafından buraları ziyaret etmesi ilgimizi çeken bir başka unsurdu... Kanyonun ortasındaki eski ve dar köprüde durup şarıl şarıl akan suyu birkaç fotoğraf ile tespit edip etrafa yaydığı serinliği içimize çektikten sonra yukarıya doğru tırmanışa devam ettik... Yukarda suyun geldiği yere yapılmış ve doğal ortamı bozmayacak şekilde inşa edilmiş bir tesis buraya gelen ziyaretçilerin uğrak noktası gibiydi... Ayrıca kanyonu yukardan kuş bakışı olarak görmek için dizayn edilmiş bir yürüyüş parkuru da ziyaretçilerin hatıralarına güzel anılar bırakmaya yetiyordu...
Bir süre tırmanışımıza devam edip dağların tam üzerinde, büyükçe bir kar kütlesinin yanında dinlenme ve kahve molası için duraklayıp portatif masa ve sandalyelerimizi açarak minyatür ocağımızı ateşledik.

KREDİ KARTIMIZIN MARİFETİ

Yaz ortasında olmamıza rağmen devasa kar kütlelerinin arasında ve soğuk bir ortamda içimizi ancak çay ve kahve ile ısıtabiliyorduk. Tabii arada atıştırdığımız konserveler ile vücuttaki enerji ihtiyacımızı da karşılamaya çalışıyorduk.
Hiç kuşkusuz Avrupa ülkeleri arasında doğası en ilginç olan ülke Norveç ancak AB üyesi olmayan bu ülkede Euro’nun geçmemesi ve akşam üstü kapanan iş yerleri ile sisteme alışmak ve ayak uydurmak oldukça zordu... Özellikle akşam üstü kapanan benzin istasyonlarından benzin alıp yola devam etmek oldukça meşakkatli bir iş.. Bir benzinlikte kardeşlerimin altı adet Türkiye ve Almanya kredi kartlarının çalışmadığı bir ortamda K.Kıbrıs’ın bir kartı ile depolarımızı doldurup yola devam etmemiz o günün en mutlu bir olayı ve anısıydı... Buralara motosikletle yalnız gelenlerin ya yedek depolarını yanlarına almaları ya da, akşam 16:00’dan sonra kapalı olan ve içinde insan bulunmayan benzinliklerin önünde çadır kurup sabahlamayı göze almaları gerekir.
Önümüzdeki hafta, Geiranger Fyord ve Laerdal tüneli maceramızda buluşmak dileğiyle,
Kaskınız takılı, farınız ve yolunuz hep açık olsun…

-devam edecek-

Bu haber toplam 1304 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 234. Sayısı

Adres Kıbrıs 234. Sayısı