‘Hükümet’ varmış gibi yapıyoruz, birlikte...
Bakanlar varmış…
Başbakanlar varmış…
Devlet varmış...
Gibi gibi…

*  *  *

“Güvenlik araştırması ve sağlık kontrolleri yapılmak şartıyla” diyerek, yurttaşlık veriyorlar…
Araştırmıyorlar önceden (!)
“Denize sıfır arazi” kiralıyorlar önce, koruma bölgesi mi, arkeolojik alan mı “araştırılacak” diyorlar, verdikten sonra!
Toprak Ürünleri Kurumu’nun borcunu yurttaşın sırtına yüklüyorlar, fonla… Yasal mı değil mi bakmadan! Yargıya toslayınca, geri alıyorlar…
Emirname çıkarıyorlar apar topar, bir otelin yasak çıkmış katını yıkmaya yetmeyince yürekleri…
Elektrik böyle, su böyle!...
- Kervan yolda düzülür, diyorlar…
“Du bakalı n’olcak” öyküsü gibi Aziz Nesin’in….

*  *  *

Fıtık Amca ile karısı Necmiye’nin öyküsü...
- “Necmiyaa? Ne yaptın ben evde yokken?” diye sorar  Fıtık amca, böyle başlar diyalog…
- Öyle bir şey geldi ki başıma!
- Ne geldi başına?
- Sinemaya gitmek üzere çarşaflandım. Çıktım sokağa... Yürüyüyorum.
- Du bakalı n’olcak...
- Yolda giderken bir herif sokuldu yanıma?
- Bir harif? Du bakalı n’olcak...?
- Ben gidiyorum, o da yanımda gidiyor. Sinemaya girdim, adam da girmez mi?
- Fesuphanallah... Du bakali n’olcak?
- Ben oturdum. O da yanımdaki boş koltuğa oturmaz mı? Işıklar söndü, filim başladı. O herif elini bacağıma atmaz mı? Eteğinin altından elini sokmaz mı?
- Du bakalı n’olcak
- Film bitti, lambalar yandı. Ben kalktım, o da kalkmaz mı? Eve geldim o da gelmez mi? Yatak odasına girip soyundum. O da soyunmaz mı?
- Velacaip ve minelgarip... Du bakalı n’olcak?
- Yatağa girdim. Olur şey değil, o da benimle yatağa girmez mi?
- Ayvaaaaah! Du bakali n’olcak?
- Ben de öyle demiştim de... Bir şey değilmiş, aynen senin her gece yaptığın gibi...
- Amaaaaan Nacmiya, ben da muhim bişey zannediyordum.

*  *  *

Öykü bu ya, şu yorumla biter!
- Her gün laflayıp laflayıp sonunda "Dur bakalım ne olacak?" diye merak ediyoruz ya…
Olacağı bu!
- Velakin hiç mühim değil (!)