1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Duru Sevgi…
Duru Sevgi…

Duru Sevgi…

Duru Sevgi…

A+A-

 

Hare Ergen

 

İyi bir Pazar geçirmeniz dileğiyle Sevgili Okuyucularım…

Bugünkü yazımda sizlerle fikir alışverişi yapmak isterim.
Sevgi konusunda…

Sevgi koşulsuzluktur diye yazsam siz ne düşünürsünüz?
Çoğu kez yazdığımız ile yaptığımızın aynı olmadığını görüyoruz 
Bu insanın kendi içerisinde yaşadığı kararsızlıklardandır diye düşünürüm.
Hani bazen söylüyoruz, “ Beni olduğum gibi koşulsuzca sevsin” diye…
Aslında karşımızdakinin de bizden aynı talebi olduğunu acaba hiç düşündük mü?

Koşulsuz sevgi diyerekten sonra olur olmadık kapris ve nazlar yapmak ne derece doğru?
Hepimiz de insani duygular taşıyoruz, her ne kadar medeni olduğumuzu iddia etsek bile bunun her duygu ve düşüncemize uygulanamayacağını da yine başımıza gelen olaylardan söyleyebiliriz.

Koşulsuz sevgi için yegâne gösterilebilecek tek sevginin çocuk sevgisi olduğunu düşünüyorum.
Çocuklarımla yaşadığım sevgi bir ömre bedeldir.
Onlara duyduğum aşkı henüz kimse zapt edemedi
Zaten buna cesaret edecek kişi arkasına bakmadan karşımdan kaçması gerekir.

Çocuklar bizim sahip olduğumuz ve olacağımız en değerli hazinedir.
Her ne olursa olsun insan çocuğunu her koşulda kabullenir.

Buna rağmen yine de çoğu zaman çocukların seçimlerinden ötürü ebeveynleriyle sorunlar yaşadığını görürüz.
Yapılan seçimlerden ötürü aileler çocuklarından uzak kalmayı tercih eder veya onlara ambargo uygular.
Eminim şuanda yazımı okumakta olan Sevgili Okuyucularım, sizlerin de belki bir veya birkaç sefer başınıza böyle bir olay gelmiştir.
Benim de gelmişti…

Bu yüzden çocuklarıma karşı her zaman esnek ve anlayışlı olmayı seçtim.
Tabii ki bu esnekliğin de sınırı vardır.
Onların hayatlarında meydana gelen olaylardan her defasında olumlu bir şey çıkarmalarını sevmişimdir.
Çocuklarımızın verdikleri kararlar bizi belki de çoğu kez zorlayabilir.
Ben bazen böyle hissediyorum. Yine de onların gözlerindeki ışıltıları gördüğüm zaman mutlu olduklarını anlıyor ve seviniyorum.

Koşulsuzca sevginin ikili ilişkilerde mümkün olamayacağını da savunanlardanım.
Karşımızdaki insanla herhangi bir kan bağımız olmadığından onu çok sevsek bile kabullenemeyeceğimiz taraflarının olduğunu sanıyorum.

En azından bugüne kadar bu örnekleri çevremden görmüşümdür.
“Beni olduğum gibi seveceksen gir hayatıma”, sıradan ve basmakalıp bir cümle fakat bir o kadar da
ağır yüklü bir cümledir.
Doğrudur, hepimiz de kendimiz gibi olabileceğimiz bir ilişki isteriz, kafamızı böyle dogmalarla doldururuz.
Hâlbuki bu düşündüğümüzün ne kadar arkasında duruyoruzdur?

Sanma’lar ve zannetmelerle hiçbir ilişkiye başlamayın.
Olduğunuz gibi geçiverin gönül kapısından,
Bir kapı açıldıysa size; sizi gönül gözü ve kalbiyle bekleyen insan bunu böylece kabullenmiştir.
Çalmadan hiçbir kapıyı açmayınız,
Eğer gönülden istediğiniz için niyet eder ve beklerseniz,
Günün sonunda ona kavuşursunuz.
Ona kavuşana dek kapıları çalmadan size kapalı kapılar ardında seslenen olacaktır,
Türlü türlü şekillerde insanlar çıkacaktır karşınıza,
Ta ki o an gelene kadar…

Bu haber toplam 1049 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 94. Sayısı

Adres Kıbrıs 94. Sayısı