'Dürüst’e bir şey fırlatmak mümkün değil'
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, bir sendikacının, Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst’e toplantı sırasında vazo fırlattığına dair iddialara açıklık getirdi.
Dün AS TV’de katıldığı programda, olayın nasıl geliştiğini anlattı Elcil:
“Eli
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, bir sendikacının, Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst’e toplantı sırasında vazo fırlattığına dair iddialara açıklık getirdi.
Dün AS TV’de katıldığı programda, olayın nasıl geliştiğini anlattı Elcil:
“Elimizdeki taslağın dışında taslak geliyor ve Bakan bunu oylamamızı istiyor. Toplantı esnasında Sn. Dürüst, taslağı dayatıyor. Toplantıda bulunan bakanlar da durumdan habersiz. Biz de yürütme kurulu olarak toplantıdayız. Oradaki konuşmalar gergin bir havada geçti. Bakan, tahrikkâr konuşmalar yaptı. Gerginlik başladı. Bir arkadaşımız da vazoyu kaldırdı ve ‘Bu vazoyu kaldırıp yere mi vurmam, kavga mı çıkarmam lazım?’ dedi. Kıyametleri kopardılar. Bazı basın organlarında arkadaşlarımıza voyvoda vs. denildi. Ortam gergindi ama Bakan’a bir şey fırlatmak mümkün değildi. Arkadaşımız sadece, ‘Bunu mu yapmamız lazım?’ diye sordu”.
Bütçe zora mı sokulacak?
2012 Bütçesi bazı UBP vekilleri tarafından zora mı sokulacak? Evet, son günlerde kulislerde bu soru sıkça konuşuluyor. Hele Meclis’te bütçe görüşmelerinin başlaması bu soruların artmasına neden oldu.
Bazı UBP vekillerinin Bütçe’nin meclisten onay alacağı oturumda çeşitli sebeplerden dolayı olmayacağı konuşuluyor.
Örneğin Türkay Tokel, Zorlu Töre, Hasan Taçoy, Necdet Numan, Ergün Serdaroğlu ve İlkay Kamil, Başbakan Küçük’e karşı muhalefetleri ile biliniyor.
Bu isimler üzerindeki iddialar yoğunlaşırken, gerçekten bütçede Başbakan Küçük’ün karşısında mı yoksa yanında mı yer alacağı merak konusu oldu.
Arıklı’ya refakatçi…
Resmi Gazete’de dün Bakanlar Kurulu’nun almış olduğu bir karar yer aldı. Başbakanlık Özel Kalem Müdürü Güven Arıklı, resmi temaslarda bulunmak için Kasım ayında Ankara’ya gitti. Arıklı’ya bu ziyaretinde başbakanlık şoförü refakatçilik yaptı. Özel Kalem Müdürü’ne Ankara temasında şoförün refakatçilik etmesi ilginç geldi!..
Londra temsilcisi Köprülü görevden alındı
Bakanlar Kurulu, halen KKTC Londra Temsilciliği görevini yürütmekte olan Kemal Köprülü’yü görevinden aldı. Köprülü yerine Oya Tuncalı’yı atayan Bakanlar Kurulu, Köprülü’yü de Dışişleri Dairesi Merkez Örgütü’nde görevlendirdi.
Tuncalı, 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren görevine başlayacak.
İmam hatipmiş kuran kursuymuş
“Kur’an kursuydu, imam hatip okuluydu, her tarafa bir camiydi. Ve bilmem ne…
Bir toplumda vazgeçilemeyen unsurlar mı bunlar?
Ya da kadına başörtüsü…
Veya bunların bir teki insana ekmek mi verir?
Bilirim denecek ki inanç meselesi…
“Kimse kimsenin inancına karışamaz” denecek.
Din özgürlüğü falan filan…
Oysa bunların hepsi yalan dolan…
Nereden başlayım bilmem.
Bir kere hiçbir insana kendi ülkesinde sahip olduğu bir özgürlüğü bir başka ülkeye taşıyıp o ülke insanının huzurunu bozma hakkına kimse sahip değildir mevcut dünya düzeninde.
Çünkü dünya hala görülmeyen Berlin Duvarlarıyla bölünmüş olan bir dünyadır.
Ve her ne kadar bu duvarların kalkmasını istersem de, “duvarların arkalarında var olan yaşantılar arasındaki farklılıklar kabul edilebilir düzeye indirilmeden duvarların yerlerinde durmaları daha doğrudur” derim.”
Arif Hasan Tahsin
Tamam dediyse okeydir
“Yine şikayet etmeyiniz, fazla konuşmayınız ağzınıza biber sürerler. Hele şimdi fazla ses çıkartmayınız 13 üncü maaşları da alamazsınız. Bari bekleyiniz 13 üncüyü de cepleyiniz, ondan sonra sil baştan, basınız yaygarayı. Basınız da, güya sizi çok dinleyen ve istediklerinizi harfiyen yerine getirecek olan yetkilileriniz, hükümetiniz, mekanizmanız vardır.
Başta da o öğretmenler. Ne doymaz, ne densiz insanlar. Hele o sendikacıları!! Durmadan kışkırtıyorlar, hak, hukuk adalet arıyorlar, eğitimin düzenli çalışmasını, çalıştırılmasını talep ediyorlar. Yapmayınız beyler, hanımlar. Üzmeyiniz, sizler için gece gündüz usanmadan çalışan eğitim bakanınızı. Nedir bu grevler? Nakilmiş, tayinmiş, yasada tadilatmış...”
Özcan ÖZCANHAN
Medya Bağımlıları Linç Et!
“Yaklaşık iki üç aylık bir süre zarfında, aralarında en küçüğünün yaşı 15 olan çocukların da bulunduğu onlarca kişi polis tarafından toplum içerisinde Bonzai diye bilinen sentetik kanabis türü yasadışı madde ile yakalandı. Gerçek gazetecilik yapan bir kaç basın yayın kuruluşu dışında genel basınımız tarafından yakalananların isim ve soyadları açıkça ifşa edildi. Kısaca yargı süreci sonuçlanmadan cezaları “Medya tarafından linç” edilerek kesilmiş oldu.
Aralarında tanıdığım üçü işsiz kaldı, biri nişanlısının ailesinin baskıları sonucu ayrıldı, bir diğeri ise ailesi tarafından evden kovuldu ve iki başka eroin bağımlısının yanına taşınmak zorunda kaldı. Diğerleri ne yaptı bilmiyoruz.”.
Barış BAŞEL
“Nüfusun 300.000 den fazla olmasının mümkün olmadığı bir gerçek.(??af buyur??) büyük düşünür Dr. D. E.”
Aslı İzveren’in profilinden
***
Nüfus sayımında çalışmış 7-8 arkadaşım vardı. En çok 85 en az 55 kişi saymışlar. 7000-8000 sayım memuru çalıştığı söylendi. Minimum rakamları gullanarak en basidinden bi hesap yapdım. 7000 kişi çalışdı hepsi 55 gişi saydı desek , 385bin çıkar öyle bile. Ma kimi gandırırlar ?
Barış Türkay’ın profilinden
“Gelinen bu noktada Cumhurbaşkanı Sayın Eroğlu’nun bu tıkanıklığı aşmak için düşünceleri var mıdır? Varsa nelerdir? Bunları siyasi partilerle ve Meclisle paylaşması gerekmektedir. Böylesi önemli bir konuda gelişmelerin içeriğini kendine saklaması kabul edilir bir yaklaşım değildir. Bu yapılmadığı takdirde yaşanan gelişmeler sonucunda Türk tarafının yeniden uzlaşmaz taraf olarak uluslar arası camia tarafından algılanması ihtimali artacaktır.”
Özkan YORGANCIOĞLU (CTP Genel Başkanı)
“Ankara’da Başbakan Erdoğan’ın maaşımı, bir kamu bankasında çalışan müdürün maaşıyla kıyaslamak için sordu, başka bir amacı yoktu. Aradan 2 yıl geçmesine karşın bunun yeniden gündeme getirilmesine bir anlam veremedim. Nüfus sayımı BM gözlemcileri ile birlikte yapıldı. Bunu yeniden gündeme getirirsek ülkemiz için hayrın bir şey yapmış olmayız. Bu noktadan sonra sayımı tartışmak yersizdir”
İrsen Küçük (Başbakan)
Sevgili Cenk, YENİDÜZEN'İN eski binasındaki tabelasını değiştirelim istemişti yıllar önce... Benden de YENİDÜZEN’in eski sayılarının kapak fotoğraflarını çekmemi rica etmişti. Fotoğrafları çektikten sonra dijital ortamda bu şekle getirdik ve tabelayı değiştirdik.
Üzerinden yıllar geçmesine rağmen, bu çalışmayı hep gururla arşivimde sakladım.
Meslekte ilk kez böyle büyük bir sorumluluk alıyordum çünkü...
Ne demek YENİDÜZEN gibi bir gazetenin tabelasını tasarlamak...
İşte böyle bir hikaye...
Kim bilir; yarım asra merdiven dayamış bu gazetede daha ne anılar vardır...
Nice yıllara...
Erol Uysal