“Düşmanlık değil işbirliği, çatışma değil barış, nefret değil sevgi ve yardımlaşma...”
İki Toplumlu Barış İnsiyatifi-Birleşik Kıbrıs, Bu Memleket Bizim Platformu ve etkinliği destekleyen 113 sivil toplum örgütü, toplumlararası şiddet ve savaş kurbanlarını andı, birbirlerinin hayatlarını kurtaran Kıbrıslılar’ı onurlandırdı... “Süt Babam” belgeselinin kahramanları Andreas Efstathiu, Mehmet Kılıç, Birgül Kılıç Yıldırım ve belgeselin yapımcısı Cemal Yıldırım onore edildi...
Lefkoşa’da ara bölgede Dayanışma Evi’nde 18 Temmuz 2022 Pazartesi akşamı saat 20.00’de düzenlenen geceye bölünmüş adamızın her iki tarafından da yaklaşık 200 barışsever katılırken, gecede oldukça duygusal anlar yaşandı...
ZEKİ BEŞİKTEPELİ İÇİN SAYGI DURUŞU...
Gecede verilen mesajlar Türkçe, Rumca ve İngilizce olarak aktarıldı... Etkinliğin başlangıcında iki toplumlu çatışmalarda ve savaşta ölenlerin ve geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz büyük yurtsever, barış aktivisti Zeki Beşiktepeli anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu...
“İNSANLIK DOLU HAREKETLER DE VAR...”
Etkinliğin açılışında İki Toplumlu Barış İnsiyatifi-Birleşik Kıbrıs liderlerinden Hristos Eftimiu ile Halide Sakallı, gecenin mesajını Rumca ve Türkçe olarak okudu... Etkinliğin açılışındaki bu mesajda şöyle denildi:
“Kıbrıs'ın yaralarının açık kalmaya devam ettiği 60 yılı aşkın sürede, Aralık 1963'te, 1974 Temmuz’unda ve onu izleyen Ağustos ayında yaşananlarla ayrılmaz bir biçimde bağlantılı olan acı ve öfke dolu anıların uyandığı Temmuz ayının bu zor günlerinde Kıbrıs'ın tüm toplumlarından masum kurbanları anmak için bir kez daha bir araya geldik.
Her iki taraftan da milliyetçi söylemlerin yükseldiği, daha fazla gerginliğe yol açan olumsuz ve kışkırtıcı bir atmosferin yaratıldığı bu günlerde, biz kaybettiğimiz masum insanları anmak, ortak acımızı paylaşmak ve birleşik, federal ve barış içerisindeki bir vatan talebimizi bir kez daha dile getirmek için bir araya geldik.
Milliyetçiliğe fırsat vermemek ve ortak vatanımızda şiddetin tekrarlanması olasılığını önlemek için birlik içerisinde olmaya devam ediyoruz. Bunu başarmak için, hedefimiz olmaya devam eden, siyasi eşitliğin olacağı iki bölgeli iki toplumlu bir federasyon çerçevesinde ülkemizin yeniden birleşmesi amacıyla görüşmelerin yeniden başlamasını sağlamak için ortak mücadelemizi yoğunlaştırmamız gerekiyor.
Tüm bu yıllar boyunca tarihimiz sadece toplumlar arası şiddet ve suçların değil, aynı zamanda cesaret ve insanlık dolu hareketlerin de tarihi olmuştur. Kıbrıs'ın dört bir yanında insanların kendi canlarını dahi tehlikeye atma pahasına diğer toplumdan insanları kurtardıkları hareketler. Bu ülkenin gerçek kahramanlarının eylemleri.
Bu insanları geçmişte de onurlandırdık ve buna birazdan kısaca değineceğiz. Ateşkes hattı üzerinden süt taşınarak Kıbrıslı Türk küçük bir kızın kurtarıldığı cesaret ve insanlıkla dolu bir hareketi onurlandırmak için bugün bir araya gelmiş bulunuyoruz. O kız, Birgül bugün burada, bu gece onurlandırdığımız "iki babası" ve eşiyle birlikte burada bizimle birlikte.”
Andreas Efstathiu konuşmasını yaparken...
BİRBİRİNİ KURTARANLARIN İNSANİ ÖYKÜLERİ...
Daha sonra bir power point sunuşuyla biz de yıllar süren araştırmalar sonucu ortaya çıkarmış olduğumuz, 2009 yılında onore etmiş olduğumuz birbirini kurtaran Kıbrıslılar’ın insani öykülerini paylaştık... Bunlar arasında Kıbrıs’ın tek “kayıp” milletvekili olan Cengiz Ratip vardı. Cengiz Ratip, kendi hayatını tehlikeye atarak Poli’den Koççino’ya (Erenköy) gitmiş ve iki Kıbrıslıtürk’ün o dönem “kayıp” edilmiş olmasına karşılık “intikam” olarak kaçırılmış Polili bir otobüs dolusu Kıbrıslırum çocuğun hayatını kurtarmıştı... Ancak Cengiz Ratip, 14 Şubat 1964’te “kayıp” edilmişti ve bugün hala “kayıp”...
Aynı şekilde Stroncilo (şimdiki adı Turunçlu) muhtarı olan Stavros Poyrazis de, gerek 1963’te, gerekse 1974’te köylüsü Kıbrıslıtürkler’in hayatını iki kez kurtarmıştı. Ancak 1974’te Sindeli ve köylüsü bazı Kıbrıslıtürkler tarafından köyünden alınarak “kayıp” edilmişti. Stroncilo’nun “kayıp” muhtarı Poyrazis’ten geride kalanlar, bazı okurlarımızın işaret ettiği bir toplu mezarda, başka “kayıp” Stroncilolular’ın kalıntılarıyla birlikte bulunarak kimliklendirilmiş ve defnedilmek üzere ailesine Kayıplar Komitesi tarafından iade edilmişti. Biz de onun cenaze törenine katılmıştık.
Gecede kısaca öyküsünü anlattığımız bir diğer kahraman Kıbrıslı ise Abohorlu Alpay Topuz idi. Bu olağanüstü insan, 1974’te Voni kampında tecavüzleri durdurmuş ve Kıbrıslırum kadınlara Voni kampında tecavüz edilmesine son vermişti... Kahraman Kıbrıslılar’dan bir diğeri ise aslen Lapatozlu bir çoban olan Ertan Akıncıoğlu’dur. O da, 1974’te daha çok İpsozlu olan (Yipsu) 8-9 Kıbrıslırum’un ve kendi köyünün çevresinden başka köylerden bazı başka Kıbrıslırumlar’ın hayatını kurtarmış, onların öldürülmesine engel olmuştu. Hristos Kiprianu ile Ahmet Yorgancı’nın öyküsünü de aktardık: Bu iki Kıbrıslı, birbirlerinin hayatlarını kurtarmışlardı. 15 Temmuz 1974 darbesinde Hristos Kiprianu, Ahmet Yorgancı’nın EOKA-B’ciler tarafından öldürülmesini engellemek için onu koruyup kollamış ve köyüne sağ salim dönmesini sağlamıştı. 20 Temmuz 1974’ten sonra bu kez de Ahmet Yorgancı, Hristos Kiprianu’nun Çatoz’da öldürülmesini engellemeyi başarmıştı. Ne yazık ki Hristos Kiprianu’yu COVID-19 salgını esnasında geçtiğimiz yıllarda kaybettik...
Kıbrıs’ın kahramanlarından bir diğeri ise Dalili Hristofi Poseidias oldu – o da köylüsü Kıbrıslıtürkler’in hayatını kurtarmış, otobüsüyle onları köyün dışına çıkarmış ve kadınlara tecavüz edilmesini de engellemişti.
Mormenekşeli (Dromolakşa) Kıbrıslıtürkler’in EOKA-B’ciler tarafından 1974’te öldürülmesini engelleyen üç Kıbrıslırum ise Papaz Kleanthis, Çite’nin (Kiti) eski muhtarı Kosti Patsalu ve Dromolakşa’nın eski muhtarı Yorgi Muzuros olmuştu. Onlar EOKA-B’cilerin Kıbrıslıtürkler’i öldürmelerine karşı çıkmışlar, bunun için mücadele etmişler, hatta Papaz Kleanthis Kıbrıslıtürkler’in hapsedildiği yerin girişinden ayrılmamış, EOKA-B’ciler onu taciz ettikleri halde oradan ayrılmayarak Kıbrıslıtürkler’in öldürülmesini engellemişti.
İNSANİYETİ VE CESARETİ İÇİN BU YIL ONURLANDIRILANLAR...
Bu yıl ise insaniyeti ve cesaretleri nedeniyle “Süt Babam” belgeselinin kahramanları onurlandırıldı. 1974’te küçük bir bebek olan Birgül Kılıç Yıldırım’ın özel bir süt içmesi gerekiyordu rahatsızlığı nedeniyle: Nestle’nin Pelargon marka toz sütüydü bu. Başka bir süt içemiyordu. Ancak bu süt, o savaş günlerinde bulunamıyordu. Bunun üzerine Birgül’ün babası Mehmet Hulusi Kılıç büyük bir cesaret örneği vererek eline boş süt kutusunu alıp sınırda askerlerin nöbet beklediği İngiliz Yüksek Komiserliği civarındaki sınıra gitmiş ve burada nöbette bulunan bir Kıbrıslırum asker olan Andreas Efstathiu’dan bu sütü bulmasını rica etmişti. Andreas Efstathiu da Birgül bebeğin hayatta kalmasını sağlayacak bu sütü bulup defalarca Mehmet Bey’e getirmiş ve böylece Birgül bebeğin hayatı kurtarılabilmişti... Andreas Efstathiu, bu bebeğin hayatını kurtarmak yerine Mehmet Kılıç’a ateş edip onu vurup öldürebilirdi – ama insaniyetinden böyle bir şey yapmamış, onu öldürmek yerine hasta bebeğine süt getirmeyi seçmişti.
Yıllar sonra Birgül kendisine bu sütleri getirip de hayatta kalmasını sağlayan “Süt Babam” dediği o Kıbrıslırum’u arayıp bulmaya çalışmış ve nihayetinde onu bulmuştu. Gecede yaptığı konuşmada Birgül Kılıç Yıldırım, “Benim bir değil iki ailem var” diyerek Andreas Efstathiu’nun hayatını nasıl kurtardığını anlattı... Tüm bunları belgesel bir filme dönüştüren film yönetmeni Cemal Yıldırım da “Süt Babam” başlıklı olağanüstü bir filme imza attı.
Etkinlikte filmden bir fragman gösterilirken, Andreas Efstathiu’ya, Mehmet Kılıç’a, Birgül Kılıç Yıldırım’a ve Cemal Yıldırım’a insanlıklarını ve cesaretlerini onurlandıran birer plaket takdim edildi.
Gecede Türkçe ve Rumca iki dilde şarkılar okuyan müzik sanatçıları Niyal Öztürk ve Frederiki Tumbazos da büyük beğeni topladı...
Geceye katılanlar, insani öykülerden çok etkilendi...