Düşün Bu Toplumun Yakasından Artık
Eğitimi tartıştığımız bu sayfada okuduğunuz bu satırları kaleme aldığım sıralarda Acil Durum Hastanesinin önündeki bir annenin görevli polise feryadı şöyleydi:
- Şu an Sağlık Bakanını koruyorsunuz ama dün akşam benim bebeğimi kimse korumadı. Benim bebeğim öldü. Bakanı değil, bizi koruyun...
Eğitimden sonra sağlık sistemi de yerle bir oldu. On günlük bir bebek gözlerini bir daha açmamak üzere yumdu, altısı hayata tutunmaya çalışıyor. Neresinden bakarsanız bakın tam bir skandal, devası bir ihmal, affedilemez bir hatalar zinciri.
Söylemeye dilim varmıyor ama bu topluma yapılmış en büyük kötülük. Bir bebeğin ölümüne sebep olmaktan, altı bebeği yaşam mücadelesine sokmaktan daha büyük bir kötülük ne olabilir ki!
Bu ülke ve birlikte yaşadığım bu ülke insanları adına derin kaygılarım var. Siyasi istismarın, adam kayırmacılığının, ahbap-çavuş ilişkisinin zirve yaptığı bir dönemdeyiz. Sırf bir koltukta oturmak adına her yola başvuruluyor mesela. Hukuksuzluğun, demokrasinin, adaletin ayaklar altına alındığı bir anlayışla karşı karşıyayız. Eğitimi de sağlığı da dikkate almayan, sosyal politikalardan yoksun, kendi insanından kopan ucube bir anlayış.
Kıbrıs Türk Halkı olarak var olma, kendi ayakları üzerinde duran bir demokrasi, kendi ayakları üzerinde duran bir ülke kurmak istiyorsak başta eğitim olmak üzere sosyal politikalarımıza odaklanmalıyız.
Eğitim politikalarını, diğer politikalardan farklı kılan önemli bir yanı var. Eğitim politikalarının temelinde toplumsal adalet, üretim, aktif vatandaşlık, toplumsal ve evrensel duyarlılık, tutum ve değerler var. Yani konusunda uzman bireyleri yetiştirmek de bu bireyleri göreve getirmeyi sağlayan insanı değerleri de öğretmek eğitimin işidir.
Eğitim gözden çıkarıldığı içindir ki; liyakatsiz insanlar, siyasi yandaşlar göreve getirilmiş. Ve minicik bir bebeğin ölümüne neden olunmuştur.
İşte tam da bu nedenle; eğitim, rast gelelikten uzak, ciddî plânlama ve programlamayı gerektiren bir iştir. Eğitim maksatlıdır. Eğitimin belirlenmiş hedeflere ulaşmak gerekliliği vardır.
Kesin olan bir şey var: Eğitimi ve sağlığı ciddiye almazsan, bu ülkenin bebeklerini, çocuklarını, geçlerini düşünmezsen işte böylesi acı günlerin sorumlusu olmaktan da kurtulamazsın.
Bebeğini kaybeden annenin feryadı gibi hep bir ağızdan söylemeliyiz: Eğitimi de sağlığı da bitirdiniz. Bu topluma rastgele bir yaşam düzeni kurdunuz. Düşün bu toplumun yakasından artık, istifa edin…
Biliyor muydunuz?
Cep Telefonu ve Eğitim Başarısı
Hollanda'da ortaokul ve liselerden sonra ilkokullarda da cep telefonu kullanımı yasaklandı. Ortaokul ve lise öğrencilerinin sınıfta cep telefonu kullanmasını bu sene başında yasaklayan Hollanda, söz konusu uygulamayı yeni öğretim yılı itibarıyla ilkokulları da kapsayacak şekilde genişletti.
Yasağın getirilmesi üzerine, öğrenci, ebeveyn ve öğretmenlerden oluşan yaklaşık yüzde 20'lik bir kesim karara şiddetle karşı çıktı. Ebeveynler, çocuklarıyla iletişim kuramama endişesini belirtirken, bazı öğretmenler yeni teknolojileri reddetmek yerine benimsemenin daha iyi olacağını savundu. Ancak okul yetkilileri, sosyal etkileşimlerin azaldığı ve okul kültürünün zarar gördüğü düşüncesiyle yasak kararını uygulamaya koydu.
Hollanda'nın ardından birçok Avrupa ülkesi okullarda telefon kullanımına karşı yasak getirmeye başladı. Fransa'da birçok ortaokul yasakları test ederken, Belçika'nın Fransızca konuşulan ilkokulları kendi yasaklarını uygulamaya başladı. Macaristan, okullarda telefonları toplama zorunluluğu getirdi, İtalya ve Yunanistan ise sınıflarda telefon kullanımını yasaklayan daha yumuşak yaklaşımlar benimsedi.
Peki ya bizde?
Okumuş muydunuz?
Her toplum, kendilerinden daha az şanslı olanlara nasıl davrandığıyla değerlendirilir.
Latin Atasözü