1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. DUYULMASINI İSTENENİ söylemek!
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

DUYULMASINI İSTENENİ söylemek!

A+A-

Kimi "altın" fırsatlar vardır.
Siyasetçiler bunu görmez.
Şaşarım!

Mesela defalarca seçilmiştir birisi...
Gururla vedalaşmak şansını elinde tutar...
Zirvede bırakarak gönüllere kazınabilir...
BIRAKMAZ!
Seçime girer, kaybeder.

‘Dün’ün denenmiş yanlışlarını bilir örneğin, cesaretle yeni yolları keşfe çıkmalıdır, yine de  defalarca aşındırılmış patikada ısrar eder, yol değişmeden yolculuk değişecek zanneder!

İlla ki ‘mış’ gibi davranır, “söylemesi” gereken gerçekler yerine, “duyulması istenen” sözcüklere sığınır...

* * *

Sendikalar mesela.
Tam da “güvensizlik” zirve yapmışken,  "altın" bir fırsat geçer ele...
Toplumsal düşünmek, zümresel alkışa aldanmamak gibi şans vardır ortada...
“Böyle gelmiş böyle gitmez” diyecektir de...
Çemberin dışına çıkamaz nedense...

* * *

Eski sendikacıların dahi “artık ilerici değil gerici bir rol üstleniyorlar” dedikleri bir ortamda, kimi isimlerin kendi ezberlerini bozmalarını bekliyorum.
Çünkü örgütlü mücadele kaybediyor, sol kaybediyor, ‘bireycilik’ yaygınlaşıyor...
Üzülüyorlar, biliyorum.

* * *

Geçenlerde Çalışma Bakanlığı bir denetim yaptı, yüze yakın insanı iş yerinde bulamadı.
Bir o kadarının geç geldiği saptandı.
Toplum ‘hizmet’ almak için ‘eziyet’ çekiyor.
Hele son ‘mesai’ kurgusu evlere şenlik.
Ve halen sendikalar bu düzeni savunuyor.
Çünkü ‘aidat’ı üyesinden alıyor ve onun iki dudağı arasına bakıyor.
Seçmenin iki dudağına kanan siyasi gibi!

* * *

Tam da "fırsat" dedim, sendikalar için!.
Ortaya çıkacak birisi ve diyecek ki, "Bu denetimleri destekliyoruz ve kamu görevini savsaklayanların gerekli cezaları alması için sürecin takipçisi olacağız.”

* * *

Oysa "denetim raporlarının medyaya dağıtılması" şikayet konusu oldu.
Bu durum "Kamu görevlilerinin itibarını sarsmak için komplo" gibi görüldü.
Tek bir isim deşifre edilmemişken...
İyi de "itibarı sarsan” kim, işine gitmeyen mi, bunu yayınlayan mı yoksa?

"Denetlensin ama gizlensin" demek “örtülü bir demokrasi”yi savunmak değil mi?
Medyayı salt “basın bildirilerini yayan propaganda makineleri’ gibi görmek bu!

* * *

"Özelleştirme istemiyoruz" sloganları atmak ya da "haklar budanmasın" diye bağırmak artık bir başına sonuç vermiyor.
Toplum hizmet görmek istiyor.
Bunun için de geçtim hükümeti, sendikalar bizzat denetlemeli iş yerlerini, kurumları...
Avrupa’da sayısız örneği var...
‘Denetim’ görevi bizzat ele alınmalı.
O zaman görünüz bakalım, hem nasıl saygı büyür sendikalara, hem de nasıl artar güven!

 

Bu yazı toplam 1957 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar