Düzen yok, denetim yok, müdahale geç
Lefkoşa Organize Sanayi Bölgesi’nde Çarşamba gün Işıl Reklam isimli işletmede meydana gelen yangın, hem iş güvenliği, hem de bir türlü “organize” hale gelemeyen sanayideki karmaşayı yeniden gündeme taşıdı, YENİDÜZEN; uzmanlar ve görgü tanıklarıyla konuştu
Aygün Bahar ÖKMEN
Lefkoşa Organize Sanayi Bölgesi’nde Çarşamba gün Işıl Reklam isimli işletmede meydana gelen yangın, yaklaşık 3 saatin sonunda kontrol altına alınabildi, bina kullanılamaz hale geldi, işletme içerisindeki materyaller küle döndü…
Polis, olayla ilgili 3 işçiyi, “uladıkları uzatma kablolarla kaynak makinesi çalıştırdıkları ve yangına neden oldukları” gerekçesiyle tutukladı, yangının; kabloların ısınması sonucu çıktığını açıkladı.
YENİDÜZEN, yangın sonrası harabeye dönen işletmeyi görüntüledi, görgü tanıklarıyla konuştu, iş güvenliği açısından olası zafiyetleri uzmanlara sordu.
Hem iş sağlığı ve güvenliği, hem de elektrik konusunda uzman kişiler, denetimle ilgili eksikliklere dikkat çekti, yasa olmasına rağmen gerekli denetimlerin yapılmadığına vurgu yaptı; işçilerin yeterli eğitimi almadığına işaret etti.
Görgü tanıkları ise, Lefkoşa’nın “organize olamayan” sanayi bölgesindeki araç yığınlarının, itfaiyenin işini yapmasına büyük oranda engel olduğunu söyledi, ayrıca itfaiyenin ekipman açısından yetersiz olduğuna dikkat çekti.
İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları Birliği (İSG-BİR) Başkanı Güvenç Yüksel, Çalışma Bakanlığı’nın denetimler konusunda daha aktif ve girişken olması gerektiğine dikkat çekti.
Elektrik Mühendisleri Odası Müdürü Mustafa Özmert ise “Yapılar arasında bırakılması zorunlu olan azami boşluğun bırakılmaması, yangının yayılmasını hızlandırır, müdahaleyi güçleştirir” dedi, “Kaynak işi yapılan yer ne için tasarlanmıştır, elektrik teçhizatı ona göre midir? Neden seyyar kablo çekilmek durumunda kalınmıştır? Bunlar sorgulanmalıdır” ifadelerini kullandı.
Elektrik Mühendisi Hüseyin Aranır ise “Uzatma kablosu ile kullanılan yüksek amperli cihazlar risk faktörü taşır” dedi, “Bu noktada kaynak makinesinin gücünün ne olduğu, ne şekilde bağlandığı, kaynak yapılırken bir şeyin üzerine kıvılcım mı attığı gibi soruların cevaplanması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
YENİDÜZEN’e konuşan görgü tanığı Serhat Altemur, “Sanayi Bölgesi’ndeki karmaşadan dolayı müdahalede geç kalındı” derken, Tuğra Karataş ise “Yangının kontrol altına alınması çok uzun sürdü” dedi. Öte yandan hem şirket politikası hem de Kıbrıs’ın kuzeyindeki yasal statüsü nedeniyle ismini vermek istemeyen bir işçi, “İtfaiye ekipmanı, yangına yukarıdan müdahale için yetersizdi” ifadelerini kullandı.
Uzmanlar ne dedi?
İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları Birliği (İSG-BİR) Başkanı Güvenç Yüksel:
“Denetimler konusunda daha aktif ve daha girişken olunmalı”
Olayın çok yeni olması dolayısı ile yangının nereden çıktığına ilişkin henüz kesin bir veri olmadığını ifade eden İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları Birliği (İSG-BİR) Başkanı Güvenç Yüksel, “Aldığımız duyumlara göre yangının çıkması kullanılan uzatma kablosundan kaynaklanmış. Sanayi Bölgesi’ndeki tüm iş yerlerinin, yaptığı üretime göre riskleri bulunmaktadır. Elektrik kullanımı, malzeme, malzemenin depolanması, kimyasal kullanımı… Bunların tümünün iş sağlığı güvenliği açısından değerlendirmeleri yapılarak tehlikelerin belirlenmesi ve bu doğrultuda önlemlerin alınması gerekir. Malzemeleri, ekipmanı kullanan ya da üretimi yapan kişilerin gerekli eğitimleri almış olmaları önemlidir” şeklinde konuştu.
“Konuyla ilgili uzmanlardan bilgi alınmalı, çalışanlara eğitim verilmeli”
Bu konularla ilgili eğitimlerin, çalışanların tümüne verilmesi ile gerekli kontrol ve denetimlerin düzenli ve eksiksiz şekilde yapılması gereğinin altını çizen Yüksel, “Bir iş yerinde periyodik olarak elektrik sistemlerinin, topraklama hatlarının, cihazların, yapılacak işin niteliğine göre ekipman ve malzeme kullanıldığının denetlenmesi önem taşımaktadır” dedi.
Yüksel, “Örneğin iş yerinde kaynak yapılıyorsa kabloların buna uygun olup olmadığı, elektrik sisteminin buna uygun olup olmadığı kontrol edilmelidir” ifadelerini kullandı. Elektrik mühendisi ya da konuyla ilgili uzmanlardan bilgi alınmasının ve bu bilgilerin çalışanlar ile paylaşılmasının önemli olduğunu vurguladı.
“Daha önce yaşananlardan ders almıyoruz”
Sanayide daha önce çıkan yangınları anımsatan Yüksel, geçtiğimiz sene Sırdaş Mobilya’da çıkan yangını anımsatarak “Bu bize, Sanayi Bölgesi’nde artık pek çok farklı kimyasal, zehir, ilaçların kullanıldığını, bununla ilgili çalışmaların yapılması gerektiğini, tüm kuralların, yasaların, mevzuatların uygulanması gerektiğini göstermektedir. Öncelikle yaşanan felaket sebebi ile geçmiş olsun diyorum ancak yaşanan hiçbir felaketten sonra ders almıyoruz. Bu yaşananlardan sonra tüm paydaşların, tüm sektörün, tüm sanayinin iş sağlığı ve güvenliği hususunun ne kadar önemli olduğunu kavrayarak önlem almasını bekliyoruz. İş sağlığı ve güvenliği hem çalışanları hem de iş yerlerini koruma amacı ile oluşturulmuş bir sistemdir. Hem maddi hem manevi zarar yaşanmış olsa da en azından can kaybı olmaması sevindiricidir. Ancak önlem alınmaması durumunda can kaybı da yaşanabilir. Bu nedenle gerekli önlemlerin alınması elzemdir” şeklinde konuştu.
“Denetimler konusunda daha aktif ve daha girişken olunmalı”
Yüksel, bu konulardaki periyodik denetimi devlet bacağının gerçekleştirmesi gerektiğini ifade ederek “Normalde ‘risk değerlendirmesi var mı, kontroller düzenli yapılıyor mu’ gibi denetim ve eğitimler Çalışma Dairesi sorumluluğundadır, ancak Daire’nin denetimleri, daha çok ölümlü kaza olması sebebi ile, çoğunlukla inşaatlar üzerine yoğunlaşıyor. Denetimler konusunda daha aktif ve daha girişken olunmalıdır” ifadelerini kullandı. Hem can ve mal kaybını önlemek, hem çalışma ortamlarının güvenli olmasını sağlamak adına hem şirketlerin hem Çalışma Dairesi’nin gerekli önlemleri alması gereğini yineledi.
İş sağlığı güvenliği uygulamalarını hayata geçirmeyen işletmelere gerekli yaptırımların uygulanmasının, gerekiyorsa cezai uygulamaları hayata geçirilmesinin bu tarz sonuçları azaltabileceğine değinen Yüksel, “Tüm çalışanlar işveren tarafından eğitim almalı, bilgilendirilmeli” şeklinde konuştu. Yapılacak tüm işlerin doğru ekipman ve malzeme ile güvenli şekilde yapılmasının önemini anımsattı. Yangın riskinin Sanayi Bölgesi’nde daha büyük olduğunu ifade eden Yüksel, “Yanıcı maddelerin ve kimyasalların kullanıldığı, pek çok binanın yan yana bulunduğu bu bölgede çıkacak herhangi bir yangının büyümesi ve yayılması, daha büyük felaketlere yol açması ihtimali göz ardı edilmemelidir” dedi.
Elektrik Mühendisleri Odası Müdürü Mustafa Özmert:
“Temel sorun denetim eksikliği”
Yangının kaynak makinelerinin aşırı enerji çekmesinden kaynaklı olarak uzatma kablosunda yaşanabilecek bir aşırı ısınma sonucunda yaşanmış olma olasılığının göz ardı edilemeyeceğini ifade eden Elektrik Mühendisleri Odası Müdürü Mustafa Özmert denetimsizliğe vurgu yaptı. Özmert, “Teçhizat uygun değilse, belli denetimlerden geçilmemişse, haberlerde bahsedildiği üzere yangının uzatma kablosu kullanılması dolayısı ile çıkmış olma ihtimali vardır” şeklinde konuştu. “Sanayi Bölgesi’nde bilindiği üzere binaların çoğu kaçak ya da asıl yapılara kaçak yapılar eklenmiş durumda. Yapı denetimi sürecinde binaların doğru denetim mekanizmasından geçmesi gerekir” diyen Özmert, sözlerini “Yapılara eklenecek olan her türlü ilave yapıda da bu denetim mekanizması işletilmelidir. Kurallara uygun şekilde eklemelerin yapıldığının denetlenmesi ve raporlanması gerekmektedir. Fakat maalesef Sanayi Bölgesi’nde yapıların %90’ı denetimsiz şekilde çoğalmıştır. Başıboş bir işleyiş var” şeklinde devam ettirdi.
“Yapılar arasında bırakılması zorunlu olan azami boşluğun bırakılmaması, yangının yayılmasını hızlandırır, müdahaleyi güçleştirir”
Sanayi Bölgesi’nde faaliyette bulunulan binaların bina içerisinde yapılan üretime uygun inşa edilip edilmediğinin de bilinmediğinin altını çizen Özmert, “Örneğin sadece malzeme depolamak amacı ile inşa edilen bir depo bir anda tamirhaneye çevrildiğinde yetersizlikler baş gösterecek, riskler artacaktır. Çünkü binanın elektrik teçhizatı buna göre yapılmamıştır” dedi. Temel sorunun denetim eksikliği olduğunu dile getiren Özmert, “Eğer ilave bir yapı var ise, ya da örnek verdiğim üzere depodan üretim haneye çevrilen bir yapı var ise yapının da buna göre yeniden elden geçirilmesi gerekmektedir. İmalatçının bilgisi bu konuda sınırlıdır, bilgisi olmak zorunda da değildir. Ancak bunlar denetlenmeli ve gerekli bilgiler taraflara ulaştırılarak güvenli işleyiş sağlanmalıdır” şeklinde konuştu.
“Kaynak işi yapılan yer ne için tasarlanmıştır, elektrik teçhizatı ona göre midir? Neden seyyar kablo çekilmek durumunda kalınmıştır? Bunlar sorgulanmalıdır”
Sanayi Bölgesi’nde bulunan yapılarda bina çevresinde bırakılması zorunlu olan azami boşluk kurallarına da uyulmadığını ve bunun sonucunda çıkan yangınların yayılma riskinin arttığını belirten Özmert, denetimden kurumların sorumlu olduğunu söyledi. Yeni Belediyeler Yasası’nı işaret eden Özmert, yapı denetim sürecinde Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne de yetki tanındığını ifade etti. Belediye ile aktif çalışmalar içerisinde olduklarını dile getiren Özmert, denetimin yapılabilmesi için gerekli denetim mekanizmanın kurulması gerektiğini ifade etti. Mal sahibine sorumluluk verilmesi gerektiğini söyleyen Özmert, “Şu anda yasal boyutta bir denetim mekanizması mevcut. Bir çalışma da mevcut Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ile belediyeler arasında. Çevrimiçi bir portal oluşturmaya çalışıyoruz. Bu şekilde yerinde yapılan denetimlere anında sisteme girişlerinin yapılabilmesi, Belediyelerin inşaat sürecindeki gelişmelere çevrimiçi olarak ulaşabilmesi, sistem üzerinden inşaat sürecini sorgulayabilmesi amaçlanıyor. Bu çalışmaya başlandı ancak bu eski yapılar hakkında nasıl bir yol izlenecek bilemiyorum” şeklinde konuştu.
Özmert, “Kaynak işi yapılan yer ne için tasarlanmıştır, elektrik teçhizatı ona göre midir? Neden seyyar kablo çekilmek durumunda kalınmıştır? Bunlar sorgulanmalıdır” dedi.
Elektrik Mühendisi Hüseyin Aranır:
“Uzatma kablosu ile kullanılan yüksek amperli cihazlar risk faktörü taşır”
Yüksek amper çeken aletlerin uzatma kablosu ile kullanılmasının risk taşıdığının altını çizen Elektrik Mühendisi Hüseyin Aranır, “Bu yangının çıkma sebebi henüz tam olarak ortaya konmamış olmakla birlikte yüksek amper çeken herhangi bir aletin uzatma kablosu ile kullanılmasının her zaman risk taşıdığı unutulmamalıdır. Örneğin sobalarda normal fiş bulunur ancak watt yüksektir, dolayısı ile fişi, prizi eritebilir. Bu noktada kaynak makinesinin gücünün ne olduğu, ne şekilde bağlandığı, kaynak yapılırken bir şeyin üzerine kıvılcım mı attığı gibi soruların cevaplanması gerekmektedir” şeklinde konuştu.
Görgü tanıkları ne dedi?
Görgü Tanığı Serhat Altemur:
“Sanayi Bölgesi’ndeki karmaşadan dolayı müdahalede geç kalındı”
Görgü Tanığı Serhat Altemur, Sanayi Bölgesi’ndeki karmaşadan dolayı itfaiyenin müdahalede geciktiğini ifade ederken; “Yangın çıktığında burada değildim, çalışanlar fabrika sorumlusu olmam nedeni ile beni aradı. Geldiğimde yangın arka tarafta epeyce büyümüş ve yukarıya kadar ulaşmıştı. İtfaiye müdahale etmeye geldi ve müdahale edebildiği kadar etti. Ancak aksaklıklar oldu. Sanayi’nin en büyük sorunu düzensizlik. Yollar, altyapı, park sorunu… Her şey sıkıntılı bu bölgede. Burada birçok araç vardı, önce bu araçlar çekildi. İster istemez burada bir yoğunluk oldu ve bazı müdahalelerde geç kalındı” şeklinde konuştu. Altemur, “İmkânlar el verdiğince yapılacak olanlar yapıldı. Kim gelirse gelsin o yangını söndüremezdi. Çünkü elyaflar vardı, kumaş vardı. Bunlar yangını hızlandırıcı etki yaptığı için yangın çok hızlı yayıldı diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Sabah haberlerde demir kaynağı yapılırken ulama kablo kullanıldığını okuduğunu belirten Altemur, “Buradan çıkan bir kıvılcım bir kumaşa veya elyafa geldi ise için için yanmış ve ateşi hızla alevlendirmiştir. İtfaiye akşamdan beri burada, şimdi de soğutma çalışması yapıyorlar. Kimyasallar yandığı için yangına kimyasala yönelik bir müdahale yapılmalıydı diye düşünüyorum ancak dün böyle bir şeye tanık olmadım. Yalnızca su kullanıldı. O da zaten yeterli değildi. Alevler söndükten sonra soğutulma çalışmalarına başlandı. Söndürmeleri mümkün değildi” şeklinde konuştu.
Görgü Tanığı (İsmini vermek istemeyen sanayi bölgesi çalışanı):
“İtfaiye ekipmanı, yangına yukarıdan müdahale için yetersizdi”
İsmini paylaşmak istemeyen bir görgü tanığı, yangının Işıl Mobilya’nın arka tarafında başlayarak ön tarafına yayıldığını, itfaiye aracının yükselticisi olmaması nedeni ile yangına aşağıdan müdahale ettiğini, camların patlatılması ile birlikte içeri oksijen girmesiyle yangının daha da büyüdüğünü, itfaiyenin suyunun da yetersiz kaldığını ve destek için Lefkoşa Belediyesi’nden tankerlerin geldiğini ifade etti. En azından diğer belediyelerden de yardım talep edilerek yangının daha kısa sürede söndürülebileceğini ifade eden görgü tanığı; ‘Müdahale çok daha iyi yapılabilirdi’ dedi.
Görgü Tanığı Tuğra Karataş:
“Yangının kontrol altına alınması çok uzun sürdü”
Yangının başladığını görmediğini ifade eden Sanayi Bölgesi çalışanı Tuğra Karataş, “Burada babamla çalışıyorduk. Yan koşumuz gelip arabanın yandığını iletti. Ne olduğunu anlamadık. Yangın tüpünü alıp yan tarafa koştuğumda Işıl Möble’nin yan tarafının tamamının yandığını gördüm. Yangın belki de yeni çıkmıştı ama alevler çok yükselmişti. Orada çalışanların söylediğine göre bu yandığını görmüş olduğum bölüm yapıştırıcı gibi pek çok kimyasalın depolandığı bölümdü. Alevler orayı sarınca kimyasalların da etkisi ile yangın hızla yayıldı. Bizim de o tarafta kendi mallarımız vardı. Alevler bizim tarafımıza da sekti. Arka tarafta yağ bidonları vardı. Alevler onları da sardı. Biz olayı gördüğümüzde itfaiye çoktan gelmişti. Bizim üç arabamız vardı onları çektik oradan. Yangının kontrol altına alınması çok uzun sürdü. Biz de 22:30-23:00 civarına kadar ne olur ne olmaz, yardım edebileceğimiz bir şey olur diye dükkanımızın civarında kaldık. Soğutma çalışmalarına geçilebilmesi uzun sürdü. Yangın çok güçlüydü. Sönmesi çok zaman aldı.