Ecvet Yusuf’un adı yazılı mezardan çıkarılan şahıs kim?
Tekke Bahçesi’nde geçtiğimiz Cumartesi günü kazılan ve üzerinde Ecvet Yusuf’un adı yazılı olan mezarın içerisinden en az bir şahısa ait kemikler bulundu…
Bu insan kemiklerinin daha ileri analizde bir kişiye mi yoksa birden fazla kişiye mi ait oldukları anlaşılacak ve yapılacak DNA testleriyle kimliği veya kimlikleri belki belirlenebilecek. Şu anda Ecvet Yusuf’un adı yazılı mezardan çıkarılan şahsın kim veya kimler olduğu hakkında herhangi bir bilgi bulunmuyor. Bu konuda Cumhurbaşkanlığı’nın önümüzdeki günlerde DNA testleri ve analizler yapılabilmesi için çeşitli girişimlerde bulunması bekleniyor… Böylece belki bu şahıs veya şahısların kimlikleri belirlenebilecek.
TEKKE’DE GÖMÜLÜ OLDUĞU YAZILI OLAN HERKESİN AİLESİNDEN DNA ÖRNEĞİ ALINMALI…
Ecvet Yusuf’un adının yazılı olduğu mezarın içinden çıkarılan insan kemiklerinin DNA testleriyle eşleşebilmesi ve kimliklendirilebilmesi için aslında Tekke Bahçesi’nde gömülü olduğu yazılı olan herkesin ailesinden DNA örneği alınmalı… Bu sadece Ecvet Yusuf’un adının yazılı olduğu mezarın içinden çıkarılan insan kemikleri için değil, Tekke Bahçesi’nde devam eden kazılarda bulunabilecek başka insan kemiklerinin sağlıklı biçimde karşılaştırılıp test edilebilmeleri için de geçerli… Tekke Bahçesi içerisindeki çalışmaları halen Cumhurbaşkanlığı, Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi’nden gönüllülük temelinde destek alarak yürütmektedir. Cumhurbaşkanlığı’nda bu konuda bir ad-hoc komite oluşturularak, yine gönüllülük temelinde böylesi bir çalışmaya girişilmesi mümkündür. Bizim önerimiz, bunun bir an önce yapılması ve Tekke Bahçesi’nin adım adım kazılarak buradaki aksaklıkların giderilmesi, tüm ailelerin ziyaret ettikleri mezarlardan emin olabilecekleri bir ortama kavuşturulmalarıdır.
DEFİN TÖRENİ 13 ŞUBAT 2020 PERŞEMBE SABAH…
Ecvet Yusuf’un, üzerinde adı bulunan ve Cumartesi günü kazılmış ve içerisinde bir veya birden fazla şahsa ait kemiklerin bulunmuş olduğu mezara 13 Şubat 2020 Perşembe sabahı Ecvet Yusuf’tan geride kalanların ailesi tarafından defnedileceği, oğlu Harper Orhon tarafından duyuruldu. Harper Orhon, sosyal medya paylaşımında şöyle dedi:
“DEFİN TÖRENİ
Değerli dostlar 45 yıllık kandırmacanın ardından, babam Şehit ECVET YUSUF un defin töreni 13 Şubat 2020 tarihinde sabah saat 10: 00 da Tekke Bahçesi’nde kendi adına kayıtlı ancak içinden paslı solina (demir boru) çıkan mezarında yapılacaktır.
Babamın defin töreninde askeri ve dini tören olmayacaktır.
Babamın yanında görev yapan silah arkadaşları mücahitleri, öğrencileri ve sevdiklerinin yanımızda olması onların duaları en büyük askeri ve dini törenden çok daha kutsal ve maneviyatı büyüktür.
Şehitleri yıllarca ağızlarından düşürmeyen sözde vatansever geçinen dernekler ve sözde TMT ve Mücahit komutanları derneğinin yöneticilerinin çiçek çelenk ve kendilerini de babamızın mezarı başında istemiyoruz. Bu bağlamda mezarlık mezarlık gezen siyasileri de aramızda görmek istemiyoruz.
Bizler ECVET YUSUF’un çocukları olarak bu ülkedeki değerlere kültürüne sahip çıkan bu ülkenin dağını taşını hayvanını börtüsüne böceğine doğal yaşamına denizlerine sahip çıkan, geldiğimiz bu durumdan içinde sızı hisseden gerçek vatansever Kıbrıslıyım diyen herkesi yanımızda görmekten mutlu olacağız. Çünkü bizim babamız bu uğurda bizlerin barış içinde korkusuzca yaşamamız için canını vermiştir. Bu ona karşı borcumuzdur.”
KAZIYI YÜRÜTEN EKİP, GÖNÜLLÜ ÇALIŞTI…
Ecvet Yusuf’tan geride kalanlar, beş kişilik bir toplu gömüde bir başka mezarda bulunarak DNA testleriyle kimliklendirilmişti. Cumhurbaşkanlığı’nın girişimi üzerine Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi’nin gönüllülük temelinde yardımlarıyla yürütülen çalışmalar halen devam ediyor. Geçtiğimiz hafta sonu Tekke Bahçesi’nde, Bakanlar Kurulu kararı uyarınca ve Bakanlar Kurulu’nun çıkarmış olduğu iki emirname çerçevesinde bazı mezarlar, Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi Kazılar Koordinatörü arkeolog Demet Karşılı’nın liderliğinde bir kazı ekibi tarafından kazılmaya devam etti. Tümüyle gönüllü olarak haftasonu aşırı soğukta çalışmalarını Tekke Bahçesi’nde Demet Karşılı’nın koordinasyonunda yürüten kazı ekibinde Kayıplar Komitesi’nde arkeolog olarak çalışmakta olan Çınar Altan Karal, Gülseren Baranhan ve Hasan Doğan’ın yanısıra dozer operatörü Gülbey Alasırt ile kazı ekibi çalışanı Ümit Hadımcı da yer aldı…
DEMET KARŞILI’NIN DUYGULARI…
Tekke Bahçesi’ndeki kazıları gönüllü olarak yürütmekte olan kazı ekibinin koordinatörü arkeolog Demet Karşılı, Cumartesi ve Pazar günkü gönüllü çalışmaları ardından duygularını sosyal medyada paylaşarak şöyle yazdı:
“Hakikat/Gerçek nedir? Hakikat, gerçekten hakikat mı?
Adli arkeoloji içinde araştırmaya başlamadan ve araştırmayı bitirirken sorulan yegâne sorudur. Ayrıca, sadece bizim mesleki olarak değil tarihsel olarak da Kıbrıslıların yıllardır yanıt aradığı (çokçaaa aradığı) en önemli sorulardan birisidir. İnsanların çoğu aslında toplumsal yaşam içerisinde gerçeği aramazlar, daha doğrusu gerçek diye bir sorunları yoktur. Çünkü çoğu zaman gerçeğe ulaşma çabası riskli ve tehlikelidir!
Tarihe not düşelim. Günü gelince gerçekleri daha da derinleştiririz. Bugün hava buz gibiydi, ellerimiz ayaklarımız dondu, tatil diye addedilen günlerden biriydi ama çalışıyorduk, sevdiklerimize vakit ayırma günüydü ama ayıramadık vs vs. Çünkü bizim için bugün, sadece hakkıyla gerçekleri toprağın altından gün yüzüne çıkarma günüydü.”
Bizler de YENİDÜZEN olarak Ecvet Orhon’un değerli eşi ve değerli evlatlarıyla tüm ailesinin ve sevdiklerinin acılarını paylaşıyoruz, kazıları gönüllü olarak yürütmekte olan kazı ekibimize teşekkür ediyoruz ve onlara “Çok kolay gelsin” diyoruz…
Fanis, Pile etkinliklerimizde iki toplumun yakınlaşmasına çok yardımcı olmuştu…
Ulus Irkad
Bundan yaklaşık 30 yıl önce Mihail Kirliçça ile iki toplumlu etkinliklere birlikte emek koyarken, Kirliçça bana Larnaka’da PEO ve AKEL yetkililerinden Fanis arkadaş (Yoldaş) hakkında hep söz ederdi. Hatta ben de Fanis arkadaşla birkaç defa 2003 sonrasında, hem Kirliçça’nın evinde hem de Larnaka ve Pile’de de etkinliklerimizi düzenlemek için birlikte olmuştum. Tabi, ilk zamanlar 1990’lı yılların başlarında gidebileceğimiz sadece Ledra Palace ve Pile vardı. Barikatlar açılmadan o yollardan geçmenin ne kadar zor olduğunu zaten siz okuyuculara devamlı yazmaktayım. Ledra Palace Barikatı kapatıldığı zaman Nikos arkadaşımla “PLAN B” yi uygulamakta ve Pile’de buluşmaktaydık. Sanırım “HADE” grubu olarak her zaman toplandığımız Hristo’nun kafeteryası’nda Fanis (Bazı zamanlar), ben, Kirliçça, Sodos, Kostis, Nikos, Neşe, Marina ve kocası, diğer arkadaşlarla birlikte olur hem dergiyi, hem de yapacağımız etkinlikleri konuşurduk. Daha sonraları elimize köy içinde kirasını sevgili Dinos Lordos’un verdiği bir “Dostluk Evi” de oluşmuştu ama o kadar kalabalık olunuyordu ki, hem Hristo’nun kafeteryasını hem de zaman zaman Dostluk Evi’ni kullanmaktaydık.
Kirliçça, daha fazla festivallerde Fanis’in yardımlarına başvururdu. AKEL ve PEO yetkilileri oldukları için Lambros ve Fanis’in bu yardımlarını binlerce kişi ile festivalleri örgütlediğimiz Pile Piknik Alanı konusunda daha fazla görmekteydik ve bu konuda gerek Kirliçça, gerek Fanis, Sodos ve elbette Lambros arkadaşlarımızın yardımlarını burada yadetmek bir görevdir. Sodos, Fanis ve Lambros arkadaşların yardımlarıyla Pile Piknik Alanı’nda tahta sahne kurma konusunda zorluk çekmezdik. Bu konuda Üsler Bölgesi Yönetiminin de hoşgörüsü, bize Pile Piknik alanındaki izinlerini de buradan selamlıyor ve teşekkürlerimi de gene belirtiyorum çünkü buradaki festivaller her iki toplumun yakınlaşmasına çok yardımcı oldular. Aslında Ledra Palace toplantılarında da Fanis arkadaşların Festivallerde yardımlarını hatta AKEL’in de dayanışmasını çok gördük. Şu anda belki unuttuğum bazı örgütlerin de isimleri olabilir ama müteveffa Hristofyas’ı da buradan anmak ve gösterdikleri dayanışmaları da buradan anmam gerekmektedir. Mesela sergi düzenleme girişimlerimiz genelde gene aynı örgüt ve arkadaşların da yardımlarıyla olmaktaydı. Gene AB, UNOPS, UNDP gibi örgütlerin de bu konularda dayanışmalarını gözlemledim. Onlara da geç kalmış ama barışa bu dayanışma ve yardımları için de teşekkür ederim geç kalmama rağmen. 1997 yılıydı, sanırım Lefkoşa Havaalanı çevresinde mektupla yazışan öğrenci ve çocuklarımızın katılımıyla düzenlediğimiz o festivallerde, Yiolanda Hristodulou ve Argirou kadın arkadaşlarımızın yardım, destek ve dayanışmalarını nasıl unuturum ki? Hele Katy Economidu, Katy Clerides gibi arkadaşlarımızın yardım ve destekleri nasıl unutulur ki?
Mihail Kirliçça’nın o dönemlerde çocuklarının çok küçük olması (Beş çocuğu vardı) bin bir güçlükle BM santralinden elde ettiğim temasta zavallı Kirliçça bana şu anda bir kısım çocuğunun ayaklarına asıldığını, birkaç tanesinin de omuzlarında olduğunu ve bu şekilde resim yaptığını mizahi bir tarzda söylemesi, o zor temaslarımızda bile kahkahalarımıza sebep olurdu. Kirliçça’nın hanımı Yiota’nın ise gene evlerini geçindirmek için havalanında çalışması gerektiğinden evden ayrılıp işine gitmesi gerekiyordu ve çocukların bakım işi de Kirliçça’ya kalıyordu.
Sezar Mavratsas, Mihail Kirliçça, Tembriyodis. Zinonas, Kostis ve daha hatırlayamadığım birçok arkadaşın ardından akşam da AKEL’in haberleri ile Fanis arkadaşımızın ölüm haberi düştü sosyal medyaya. Güney’den bir arkadaşımızı daha kaybettik. Kirliçça’nın en sevdiği yakın arkadaşlarından biriydi Fanis ve Kirliçça bana onu çok methederdi. Şimdi o da diğer arkadaşların yanında…
Kirliçça’ya da Hristofyas’a da selam söyle Fanis. Yıldızlar ebediyyen yoldaşın olsun dostum…
Fanis Hristodulu kimdi?
“Fanis Hrsitodulu 6 Şubat 1953’te doğdu. Bulgaristan’da öğrencilik yıllarından itibaren siyasi konularla ilgilenmeye başladı. Varna Uluslararası Turizm Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra öğrenimini Sofya Sosyal Bilimler Akademisi’nde sürdürdü. Varna ve Sofya’da öğrenci hareketine aktif olarak katıldı ve Sofya’daki Yabancı Öğrenciler Koordinasyon Komitesi’nde yer aldı.
Yaşamı boyunca inançla ve bütün gücüyle içerisinde aktif olarak yer aldığı AKEL’e 1971’de üye oldu. 1989-2005 yılları arasında AKEL Larnaka İlçe Sekreteri, 2006-2008 yılları arasında AKEL Merkez Örgütlenme Sekreteri, 2008-2010 yılları arasında AKEL Lefkoşa İlçe Sekreteri seçildi. 1995’ten 2013’e kadar AKEL Politbüro üyesi olan Fanis Hristodulu, 2012’den 2016’ya kadar Promitheas Araştırma Enstitüsü Yönetim Kurulu üyesiydi.
2015 yılından itibaren AKEL Merkez Komitesi üyeliğine seçilen Fanis Hristodulu 2017’den itibaren Kıbrıs Barış Konseyi’nin Genel Sekreteri ve Larnaka Ay Yanni Spor Derneği’nin de başkanıydı.”
(AKEL Türkçe sosyal medya sayfasından)
DEVAM EDECEK