Editörün notu
"Kimle konuşsam, nereye baksam herkes bir kurtarıcı bekliyor. O halde sizinle bir kurtarıcı oyunu oynayalım: Gavrın gavrın gavrıncıııık, içinde bir tavşancıııık…"
Kimle konuşsam, nereye baksam herkes bir kurtarıcı bekliyor. O halde sizinle bir kurtarıcı oyunu oynayalım: Gavrın gavrın gavrıncıııık, içinde bir tavşancıııık… Bu, beni yaşadığım acılardan kurtarsın; bu, gelsin yaşamıma her şey anlam kazansın; bu, çıksın şuradan, masaya yumruğu vursun, tutsun kulağından barışın, kollarımıza fırlatsın; bu, yalayıp yutsun çerçöpü, sokaklar mis gibi koksun; bu, hepimiz adına on yüz bin milyon kitap okusun, tüm toplumun kültürü artsın, kafelerde barlarda herkes Faucault, Derrida filan konuşsun; bu, yolsuzlukla mücadele etsin; bu, her gördüğü çarpıklığı düzeltsin; bu, evinde yemek yapsın, hepimizin karnı doysun; bu, iki toplumlu bir şeyler yapsın, hepimize gökten özeleştiri, sağduyu yağsın; bu, sanata sansürü engellesin; bu, trafik kazalarını durdursun; bu, fuhuşa engel olsun; bu, kadın hakları için mücadele etsin; bu, sahilleri korusun, düzenli kentleştirsin, imar planı felan yapsın; bu, federal çözümü getirsin, bu, azıcık oyalayıp geri götürsün; bu, turizmi patlatsın, bu, dağılanları toplasın; bu, faşizme geçit vermesin; bu, militarizmin kuyruğuna teneke kutu bağlasın; bu, Maraş’ı ne yapsın? Bu, “hani bana?” desin, gıdıklansın.
Bu, ama! BEN değil. BEN, tatilden yeni döndüm. Dönmeseydim bile BEN inanılmaz meşgulüm, bunlara ayıracak vaktim yok. Vaktim olsa da, BEN zaten bunlardan anlamam. Anlasam bile, hiçbiri BENİM görevim değil, reca ederim. Memleketin siyasetçisi var, çöpçüsü var, öğretmeni var, polisi var, anarşisti var, komünisti var… Onlar düşünsün!
Herkes bir kurtarıcı bekliyor. Beklemeyip elini taşın altına koyanlara, gaileli, yorgun dostlara selam olsun.
En gailelilerimizden sevgili Filiz Naldöven, 5 yıl önce editörlüğünü yürüttüğüm bir dergiye hazırladığım dosya için çok kıymetli bir yazı yazmıştı. Memleketin hâl-i pürmelâline istinaden, bu sayımızda onun da sizi selamlamasını istedim.
Demem o ki, ‘gaile’mizi sevelim. O, direnç noktamız bizim, bir şeyleri hâlâ değiştirebileceğimizin emaresi.
İyi okumalar…
Emel Kaya