Editörün Notu
Bir aylık bir aradan sonra Nisan Gailemiz adamızda yaşanan krizlerin ve dünyadaki savaş çığlıklarının arasında sizinle buluşuyor. Üretemeyen, gelişemeyen, aydınlanamayan, birleşemeyen bir adanın tarifi gibi tökezlesek de devam etmenin inadındayız.
Bir aylık bir aradan sonra Nisan Gailemiz adamızda yaşanan krizlerin ve dünyadaki savaş çığlıklarının arasında sizinle buluşuyor. Üretemeyen, gelişemeyen, aydınlanamayan, birleşemeyen bir adanın tarifi gibi tökezlesek de devam etmenin inadındayız.
Bu kadarı olmaz dedirtircesine sabır sınırlarının zorlandığı, hem ekonomik, hem siyasi hem akla gelebilecek her alanda absürt bir gerçek dışılığın yaşanıyor olduğu günlerdeyiz. Olmaz denen şeyleri oldurtan, söylenmez denen sözleri söyleyen, delinmez denen anayasa delinsin diye uğraşan bir hükümetle nasıl yaşanır onu tecrübe ediyoruz.
Bir anlamda eskiye dönüş olarak tabir edilebilecek bir durumdayız. Eskiye dönüş derken, medeniyetin gelişiminin tökezleyişi, eğitimin geri adım atışı, ekonomik gücümüzün yerle bir oluşu, hayatımızda yapabileceklerimizin listesinin yarısından fazlasının eksilmesi…vs. gibi hiç de romantik olmayan bir gerilemeden bahsediyoruz. Ve bu gerileme o kadar hızlı bir yokuş aşağı düşüş şeklini aldı ki, dur demeye başladığımızda hangisine dur deyeceğimizin sırasını şaşırıyoruz.
Gün geçtikçe Ukrayna Rusya savaşı ile ilgili umutlu bir bekleyişte olamıyoruz. Konu yine savaşa gelmişken, belirtmekte fayda var ki savaşın en sıcağını en zorunu, geçen yüzyıldaki gibi, ondan önceki binyıldaki gibi o topraklarda yaşayan kadınlar çocuklar çekmiştir ve artçı etkileriyle çekmeye devam ediyorlar. Kurşunun geçip gittiği, tankın ezip toz ettiği yerlerin haritadan bakınca görülmeyen nice hikayeleri yaşanıyor şimdilerde o yıkıntılar arasında. Bunların tamiri taşla betonla tuğla örmekle olmayacak, hasarlı hayatlar yara bandı ile iyileşemeyecek. Barışı çağırdığımız bu adada, 50 yılı aşkın süre önce atılan kurşunların kokusunu hala daha duyabilirken, o yılların yaraları hala daha kabuk bağlasın diye çabalarken, yakınımızda yeni acıların yaşanıyor olduğunu görmek çok büyük üzüntü veriyor. Bizim ülkemizde, bizim tanıdığımız kişilerin acısı olması gerekmiyor üzülmek için. Barışın uzaklaştığı, insan sevgisinin azaldığı örnekleri görmenin, evrensel değerlerin insanlardan uzaklaştığını görmenin üzüntüsü bu.
Bu sebeple yine bu sayımızda savaşla ilgili bir yazımız var. Ayrıca iki ay önce kaybettiğimiz Sina Akyol’un anısı için kaleme alınan bir yazımız da bu sayıda sizlerle olacak. Diğer yazarlarımız felsefe ve sosyoloji alanlarında kadına, gündeme, modernizme, kapitalizme ve aileye yönelik yazıları ile bize katkıda bulundular. Nisan Gaile’mizde hem Gaile’ye hem de bize çok emek veren sevgili Hakkı Yücel’in de çok değerli bir yazısına yer verme onurunu taşırken, bunun bizi daha çok üretmeye motive ettiğini de söylemek gerekir. Sizlerden Gaile ailesi olarak geçtiğimiz ay çıkamadığımız için özür diliyor ve keyifli okumalar diliyoruz.
Nisan Sayısı Ediyorleri:
Koral Özkoraltay
Pervin Yiğit
Yayın Kurulu:
Ahmet Güneyli
Emel Kaya
Hakan Karahasan
Hakkı Yücel
Koral Özkoraltay
Mustafa Özbilgehan
Niyazı Kızılyürek
Pervin Yiğit
Seda A. Refik
Senalp Canlıbel
Serkan Tansel
Yılmaz Akgünlü
Web editör:
Ülviye Akın Uysal
Yayıncı:
www.yeniduzen.com