1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Editörün Notu
Editörün Notu

Editörün Notu

Evet, realist bir yorumdur; en kötüsü geldi başımıza: “Kendi kendimizi yönetme konusunda özgüvenimizi kaybettik.” İçerde ve dışardakiler el birliğiyle kaybettirdiler! Onun içindir ki eylemlilik, mücadele ve direniş şarttır.

A+A-

Kıbrıs’ın kuzeyinde son dönemde ekonomik ve siyasi bağlamda yaşadıklarımız, ne ilginçtir ki apolitik olanların dahi isyan etmelerine ve renklerini belli etmelerine neden oluyor. En çok da bu durum hoşuma gidiyor biliyor musunuz? Ne olursa olsun kendi yaşamını, eğlencesini, çoluk-çocuğunu, maaşını düşünen hatırı sayılır bir apolitik kesim, etrafın yangın yeri olmasını ne kaldırabiliyor ne de hazmedebiliyor. Bir de ötekiler var ki, partisini/görüşünü kolaylıkla değişip konfor alanını korumaya çalışan ilkesizler/duruşu-tavrı olmayanlardan söz ediyorum. Öyle bir dönemdeyiz ki, bu ülkedeki adaletsizlik, imkansızlık, yoksulluk ve özetle saçma sapan düzen (aslında düzensizlik), onların dahi isyan etmesini sağlayacak kadar yoğundur ve süreklilik arz etmektedir. Bireysel menfaatleri toplumsal kazanımların önünde tutma ihtimali, herkes için yerle yeksan olmuş gibidir.

Elektrik kesintileri/zammı, akaryakıt fiyatlarındaki istikrarlı yükseliş, farklı marketlerde aynı ürünün ücreti arasındaki uçurum, tüp gaz bulunamaması vb. sorunlar yaşamımızı kabusa çeviriyor adeta.  Tüm bu sorunlar, Kıbrıs sorununu da, Maraş’ı da, federasyonu da unutturdu, gölgeledi. Acıdan, dertlerden beslenen mazoşist ya da sadist bir bakış açısı gibi değerlendirmeyin sakın. Buradan bir uyanış ve eylemlilik çıkacağı umudundayım sadece. Sosyal medya, tam anlamıyla bir ağlama-zırlama ve isyan duvarına dönüştü. Ancak halen daha olması gereken kıvamda değiliz bence. Bir sonraki ya da olması gereken aşama, elbette ki eylemsizliğin ortadan kalkmasıdır. Sözde kalmak, söylenmek ya da söylediklerini unutmaktır yaşanan; eylemsizlik devam ediyor işte.

Türkiye’de Gezi olaylarının ada geneline yayıldığını hayal ediyor ve arzuluyorum. Sürekli, her yerde, tahmin edilemeyen, kontrol edilemeyen bir eylemlilik hali. Sonra, Ahmet Şık’ın Gezi davasının akabinde yaptığı konuşma geliyor aklıma. “Dışarıda hatırı sayılır bir kalabalık olsaydı ve meydanı boş bırakmasaydık, içeride karar veren yargıçlar böylesi bir kararı rahatça ya da kolaylıkla verebilir miydi?” demişti. Bu sözden hareketle şunu söylemek gerek... Kıbrıs’ın kuzeyinde onca yıldır var olan siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, kamu çalışanları, özel sektör emekçileri, göçmenler hatta ve hatta sermayedarlar, belki de ortaklaşılacak en doğal mevzu olan, kendi kendini yönetmeye odaklansa ve bu uğurda meydanları boş bırakmasalardı, bugün yaşanılanlar gerçekleşir miydi hiç?! Evet, realist bir yorumdur; en kötüsü geldi başımıza: “Kendi kendimizi yönetme konusunda özgüvenimizi kaybettik.” İçerde ve dışardakiler el birliğiyle kaybettirdiler! Onun içindir ki eylemlilik, mücadele ve direniş şarttır.

 

Mayıs Sayısı Editörü:

Ahmet Güneyli

 


Yayın Kurulu:

Ahmet Güneyli

Emel Kaya

Hakan Karahasan

Hakkı Yücel

Koral Özkoraltay

Mustafa Özbilgehan

Niyazı Kızılyürek

Pervin Yiğit

Seda A. Refik

Senalp Canlıbel

Serkan Tansel

Yılmaz Akgünlü

 

Web Editörü:

Ülviye Akın Uysal

 

Yayıncı:

www.yeniduzen.com

 

Bu haber toplam 3663 defa okunmuştur
Gaile 492. Sayısı

Gaile 492. Sayısı