1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Editörün Notu
Editörün Notu

Editörün Notu

Yapay Zekâ’dan (YZ) bahsediyorum. Hâlâ ne olduğunu, nasıl kullanmamız gerektiğini, bizlere hangi konularda ne oranda yardımcı olabileceğini, nereye gideceğini birçoğumuz bilmiyor. Bilmediğimiz halde kullanıyoruz ya da kullanılan dünyada yaşıyoruz artık.

A+A-

Zor günler geçip gitmek bilmiyor. Savaşlar, çatışmalar, ekonomik ve çevre “kriz”leri azalacağına artarak devam ediyor. İnsanlık olarak bu sorunları çözmek yerine, sanki bile isteye üzerine benzinle gidiyoruz gibi bir izlenim edinmiyor değil bazılarımız. Küresel ısınma artık söz değil, her gün yaşadığımız bir realite. Küresel sıcaklık rekorları kırıldıktan çok değil birkaç gün sonra yeniden kırılıyor. Bu gidişle nereye varacağımız üzerine karamsar senaryolar konuşulup tartışılıyor ama gündelik yaşamlarımızda bunu değiştirmek adına ciddi adımlar atılıyor desek, yalan olur.

Diğer yandan, 30 Ekim 2022 tarihinde ChatGPT’nin kamuya açılmasıyla, yıllardır daha çok akademik ve felsefe alanlarında tartışılan bir konuyu tartışmadan kullanmaya başladık. Yapay Zekâ’dan (YZ) bahsediyorum. Hâlâ ne olduğunu, nasıl kullanmamız gerektiğini, bizlere hangi konularda ne oranda yardımcı olabileceğini, nereye gideceğini birçoğumuz bilmiyor. Bilmediğimiz halde kullanıyoruz ya da kullanılan bir dünyada yaşıyoruz artık. Kimler kullanmıyor ki YZ’yı? Öğrenciler, bankacılar, finans sektörü, akademisyenler, gazeteciler vs. Ödev yapmaktan aşk şiirini insan olsa on parmağında on marifet dense yeridir ama insan değil, makine. Ünlü fizikçi-matematikçi Roger Penrose, İngilizce ilk baskısı 1989 yılında yapılan ve Türkçede önce TÜBİTAK Yayınları tarafından yayımlanan Kralın Yeni Usu (1997) kitabında YZ’nın mümkün olamayacağını felsefi ve bilimsel bir bakış açısıyla anlatmaya çalışmıştı. Aynı kitap şu an raflarda Kralın Yeni Aklı (Koç Üniversitesi Yayınları, 2017) adıyla bulunmakta. Yakın zamanda bir söyleşide “YZ yanlış bir isimlendirmedir” çünkü bir bilinç sahibi değil demesine rağmen, hemen hemen hepimiz YZ terimine alıştık, kullanıyoruz.

Bu sayıda bu olguyu tartışmaya açmak maksadıyla farklı bir sayı ortaya çıkarmaya karar verdik. “Editörün Notu” dışında bütün yazılar YZ tarafından “yazıldı.” Yayın Kurulu üyelerimizin bazıları belli konuları YZ’ya sordu. Yazılan okuyup, üzerine düşünüp tartışmak ise bizlere kalıyor. Görseller için de aynı durum geçerli. Buradaki amaç, salt okurlara YZ’nın geldiği noktayı göstermek değil elbette. Daha çok YZ’nın geldiği noktada artık yazının, resim sanatının, edebiyatın, felsefenin bir anlamı var mı, varsa nedir, insan ve YZ’yı ayıran unsurlar ne(ler)dir gibi bazı soruları tartışmaya açmak istedik.

Bu sadece bir başlangıç… Termodinamiğin ikinci yasası gibi, zamanın oku yaydan çıktı bir kere. Eleştirilecek yönleri ne kadar olsa da var olan durumu analiz edebilmek için onun ne olduğunu anlamaya çalışmakta fayda olduğu kanısındayım. YZ insan gibi bir bilinç sahibi değil, duyguları yok ancak duyguları olan bir insanlar bugün YZ’yı kullanarak kitaplar, makaleler, şiirler “yazıyor.” Spike Jonze’un yönettiği Her (2013) filminde olduğu gibi, bugün YZ uygulamaları ile yazışanlar, YZ uygulamalarına âşık olanlar var. Sherry Turkle’un 2011 yılında yayımlanan Alone Together: Why We Expect More from Technology and Less from Each Other (Birlikte Yalnız: Neden Teknolojiden Daha Çok, Birbirimizden Daha Az Şey Bekliyoruz?) kitabında gösterdiği gibi, teknoloji ile “ilginç” bir ilişkimiz var artık. Teknolojinin hayatlarımızı kolaylaştıran değil şekillendirdiği bir dönemde, çorbada az da olsa tuzumuz olması dileğiyle. İyi okumalar, düşünmeler…

Not: Yazıların başlığının sonuna “*” işareti konulma sebebini anlamak için yazının sonuna kadar okunması salık verilir.

Hakan Karahasan

Ağustos 2024 Editörü

 

Yayın Kurulu

Ahmet Güneyli

Emel Kaya

Hakan Karahasan

Hakkı Yücel

Maria Siakalli

Pervin Yiğit

Seda A. Refik

Serkan Tansel

Yılmaz Akgünlü

 

Ağ Editörü ve Kapak Tasarımı: Hüseyin Özbarışcı

Yayıncı: yeniduzen.com

Bu haber toplam 930 defa okunmuştur
Gaile 511. Sayısı

Gaile 511. Sayısı