Mahkeme, aileleri dinliyor: "Eğer bu bir kaderse, biz de İsias’ın kaderi olacağız!"
Şampiyon Melekler takımından Doruk ve Alp Akın'ın annesi Ayşe Akın, 6 Şubat'taki büyük deprem sonrasındaki yaşadıklarını anlattı, İsias Otel'in yıkım sonrasında ne halde olduğundan bahsetti.
35’i Kıbrıslı Türk sporcu ve öğretmenlerden oluşan kafilenin yanı sıra toplam 72 kişiye mezar olan İsias Otel davasında bugün ikinci duruşma gerçekleşiyor...
Adıyaman Adliyesi’nde dün başlayan duruşma, 11 sanığın ifade vermesinin ardından bugün 127 müştekinin dinlenmesiyle devam edecek. Müştekiler arasında Şampiyon Melekler’in aileleri, yine İsias Otel’de hayatını kaybeden turist rehberleri ile söz konusu otel çalışanları bulunuyor.
Bu kapsamda mahkeme, müşteki olarak ampiyon Melekler takımından Doruk ve Alp Akın'ın annesi Ayşe Akın'ı dinledi.
Akın, 6 Şubat'taki büyük deprem sonrasındaki yaşadıklarını anlattı, İsias Otel'in yıkım sonrasında ne halde olduğundan bahsetti.
Akın, "Biz Şampiyon Melekler için buradayız. Eğer bu bir kaderse, biz de İsias’ın kaderi olacağız!" ifadelerini kullandı.
Ayşe Akın, mahkemede şu ifadeleri kullandı:
"6 Şubat sabahı bir telefonla uyandım. Ben Kıbrıs’taydım. 2 oğlumu ve eşimi mutlu bir şekilde Adıyaman’a gönderdim. Böyle bir sonuçla karşılacağımızı düşünmeden gönderdim. Kıbrıs’ta da depremi hissettik. Evlatlarımızın bunları yaşayacağı hiç aklımıza gelmedi. Aradığım telefonlara hiç cevap alamadım. Bir süre sonra mesaj geldi ve mesajla haberleşebildik. Sabahın nasıl olduğunu anlamadık. Televizyonlarda Adıyaman’dan hiç bahsedilmiyordu.sebebi bu felaketmiş.Kahramanmaraş ile iletişime girdikten sonra ciddiyetn farkındaydık. Devletin bize sunduğu uçakla Adıyaman’a gelebildik. Ben de 99 depremini İstanbul’da yaşamış bir öğretmenim. Depremler nelerle karşılaşabileceğimizi öğrencilerime anlattım. Çocuklarım hayattayken depremle ilgili çalışmalar yapardı kartonlara ve hiçbiri bu depreme benzemiyordu. İsias bir kum yığınıydı. Adıyaman’a geldiğimizde yan yatmış yıkık dökük binalar vardı. İsias’a gittiğimde de de böyle bir şeyle karşılacağımı düşündüm ama geldiğimde kum yığınıyla karşılaştım. 2 evladımın nerede olduğunu anlayamadım. İsias’ın sadece çatısı vardı. Elllerimle kazıdım çatı denilen kum yıpınının üstüne aileler olarak dizildik. Tek tek ellermizle taşları kovalara atıp aşağıya indirdik. Elimdeki taş kum yığınına dönüyordu. Hiçbiri de ağır değildi. Önüme gelen demirler serçe parmağım gibiydi. Dünkü konuşmalarda demirlerden bahsettiler. Nerden alınmışsa o demirler hepsini gördük kum yığının içinde. Her şey ezin ezimdi. Ben 2 evladımı kaybettim. Adalet için buradayım. Adalete güvenimiz sonsuz. Bu yaşananlar ne hikaye ne de başka bir şey. Bunlar gerçekler. Yaşadıklarımızın sadece küçük parçalarını anlatabiliyoruz. Dozerlerin karşısında kepçeleri takip eden bir anneyim. Artık çocuklarımızın bedenlerinin zarar görmemiş olarak karşımıza çıkmaları için ı şekilde dozerlerin önünde duruşumu vardı. Çocuğumun çantasını gördüm.Rehber ailelerden çok özür diliyorum ama bunu anlatmak zorundayım. Yataklarından kalkamamış canlarla karşılaştık. Bu 10 saniye içinde yıkılan depremden canını kurtaramayan canlar için bu ne demektir? 10 saniye içinde kum yığınına dönmüş bir İsias’tan bahsediyoruz. Doruk’u çökmüş olan binadan bedenini bütün olarak çıkarmaya çalıştık. Şampiyon Melekler diyorlar bizim çocuklarımıza. Biz takmadık bu ismi. Bu ismi yakıştırdılar çocuklarımıza. Biz Şampiyon Melekler için buradayız. Eğer bu bir kaderse, biz de İsias’ın kaderi olacağız!"