Eğilip yerden ALMAK
‘Buzlar Çözülmeden’i bilirsiniz...
Kitabını okumayanlar varsa da, izlemiştir filmini..
Cevat Fehmi Başkut’un bir eseri.
Özeti, “Bozuk düzeni akıllılar değil, deliler düzeltir ancak…”
Hani, ağır kış şartlarında tüm yolları kapanmış kasabaya Kaymakam beklenirken, ‘akıl hastanesi’nden kaçmış bir deli gider de…
‘Kaymakam’ diye taparlar!..
“Buzlar çözülene” dek, “Kaymakam” onca oyunu bozar, entrikayı çökertir, haksızlıkların üzerine üzerine yürür…
***
Kıbrıs’ın kuzeyindeki ‘bozuk’ düzene karşı elbette ‘akıl hastanesi’nden birinin kaçmasına ihtiyacımız yok.
‘Popülist’ siyasetten arınmış, ‘kararlı’ ve ‘dik’ duran, iş bilir bir ‘kadro’ yeter!
Örnek mi?
Şimdiki!..
Başbakan Sibel Siber’i, Bakanlar Kurulu öncesinde dinlerken dün, “Bu kadın yalan söylemiyor, bu ülkeyi seviyor ve kararlı” dedim.
Tek tek örneklerle anlatıyordu, ‘yağma’ düzenini…
‘Dokunulmazlık’ kalkmalı diyordu, Meclis için!..
Ve “yargı” devreye girmeli, “yapanın yanında kalmasın” diye…
Bir başkası “cesaret” bulmasın diye…
***
Geçenlerde bir arkadaşım, “Öyle arazi izni iptal etmekle olmaz” demişti…
Ve eklemişti, “Kolaysa…”
Aslında, ‘argosunu’ söylemişti kelimenin…
“Kolaysa, Külliye inşaatını durdursun!..”
Doğru, kolay değil…
Ama “bir başkası benim yerime bedel ödesin, tüm sorunları çözsün, biz keyfimizi hiç bozmayalım” anlayışı da “tamam” değil…
“Kolaysa, sen de git engelle, diren, eylem yap” dedim…
***
En sık karşılaştığımız manzara şudur:
“İyi araştırınız, falanca bunu yaptı… Aman ha, beni karıştırma sakın…”
“Bizi karıştırma” da, nasıl çözersen çöz!..
Böyle diye diye, “karışmaz” olduk zaten, kendi ülkemizin gündemine…
***
Sibel hanım, temizlik seferberliğine davet ederken, şu cümleyi kurdu:
“Yerden alacağınız bir tek çöp, sizi bu ülkeye bağlar…”
Partizanlık, yolsuzluk, adaletsizlik, hukuksuzluk ‘çöplüğünü’ de böyle temizlemeliyiz işte…
Kaçmadan…
Her birimiz, elimizi uzatarak…