“Aşılama olmadan asla okulları açmam”
Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu, eğitimde aşılanman tamamlanmadan okulları asla yüz yüze eğitime açmayacağını vurguladı.
Fayka Arseven KİŞİ
Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu, eğitimde aşılanman tamamlanmadan okulları asla yüz yüze eğitime açmayacağını vurguladı.
Amcaoğlu, eğitimde aşılamanın ne zaman başlayacağına yönelik net tarih vermezken, aşılanmanın tamamlanması ile yüz yüze eğitim için Nisan ayının ilk haftalarını hedeflediklerini belirtti.
Amcaoğlu, eğitimdeki 20 bin 500 kişinin aşılanması halinde 155 bin 500 kişinin sokağa inebileceğini ifade etti.
Amcaoğlu, “Ben de babayım benim de çocuklarım var. Ben çocuklarımı aşılama olmadan okula göndermek istemem. Kendi yapmak istemediğim bir şey ile alakalı neden başkasından yapmasını isteyim ki. Neden onun sorumluluğunu ben almam gerekirken almayım da sorumluluğu ailesine yükleyim ki” dedi.
Eğitimde neler oluyor?
-Eğitimde aşılanmanın ne zaman başlayacağı henüz net değil.
-Yüz yüze eğitime Nisan ayının ilk haftalarında, aşılanmaların tamamlanması ile başlanması hedefleniyor.
-Eğitimde, idari personel, akademik personel, görevli, taşımacı ve muavin sayısı yaklaşık 20 bin 500 kişi.
-20 bin 500 kişi aşılanırsa, 155 bin 500 kişi eğitim adına sokaklara iner.
-Okul öncesinden, 11’nci sınıfa kadar yüz yüze eğitim süresi birkaç hafta uzayabilir.
-12’nci sınıflar mutlaka üniversite sınavı öncesi mezun edilecek.
-Yüz yüze eğitimde 12’nci sınıflar için seyrelttirilmiş değil, yoğunlaştırılmış eğitim planlanıyor
-Kolej sınavı tek bacaklı yapılacak. Düşünülen tarih Haziran ayı…
-Online eğitime katılım yüzde 85-86 oranında…
Bu hafta Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu ile bu hafta eğitimde yaşananları konuştuk.
- YENİDÜZEN: ‘Tüm okullarda aşılama olmadan okulların açılmayacağını’ açıkladınız. Bununla ilgili eylem planınız hazır mı?
- AMCAOĞLU: Eski Sağlık Bakanı Ali Pilli, eğitimde aşılanmanın 1’ci aşamanın 3’ncü kısmında yani 80 bin kişinin içerisinde olduğunu söyledi.
Bizim en önemli misyonumuz; eğitimin kaliteli ve sürdürülebilir olmasını sağlamaktır. Pandemi döneminde aşılanmış şekilde öğretmenlerin hatta taşımacılık yapan şoför ve muavinlerinin görevini ifa etmesidir. Bunun yanında yükseköğretimdeki akademik ve idari personelin görevini yapmasıdır. Yani yükseköğretim idari personel, akademisyen, okul öncesi, ilköğretim, ortaokul, lise ve mesleki okullarda çalışanlar ve taşımacılık yapanlar ile muavinlerin tamamı yaklaşık 20 bin 500 kişidir.
Örneğin İskele, Lefke ve Güzelyurt’ta eğitimde aşılanması gereken toplam sayı 1286 kişi. 1286 öğretmen ve personel aşılanırsa ilk etapta İskele, Güzelyurt ve Lefke’deki eğitime başlayabiliriz. Bunun karşılığı 53 bin öğrenci, 5 bine yakın öğretmendir.
Bunların ilçe ilçe çalışmasını yaptık, dökümünü çıkardık. Sağlık Bakanlığı’na da Ocak ayının ortasında aşılamanın başlamasıyla bildirdik. Yeni Sağlık Bakanı Ünal Üstel’e de bunu yazılı olarak, Başbakanlığa bilgi olarak bildirdik.
İlk günden itibaren eğitimdeki aşılamaya dikkat çekiyoruz. Ben çocuğumu okula göndereceksem isterim oradaki personelin de, öğretmenlerin de tümü aşılı olsun.
Çünkü uzmanların söylediği şey şudur ki; kronik hastalıkları olanlar dışındaki tüm genç ve çocuklar semptomları çok hafif atlatıyor.
Demek ki ilk önce öğretmenlerden ve oradaki personelden aşılamaya başlayarak, süratle eğitimin önünü açmak zorundayız. Sadece bu 20 bin 500 kişiyi aşılarsak, 155 bin 500 kişi eğitim adına sokaklara iner.
271 okula, 21 üniversiteye gider. Eğitim de sürekli, yüz yüze ve kaliteli alınır.
Aşılama önemlidir. 47\2000 sayılı yasası ile 21 yıldır yükseköğrenime destek verirsiniz, ucu açık. En küçük meşruhat alımı bile muafiyet kapsamındadır.
Bizim büyük bacalı sanayilerimiz yok. Toplamda sosyal sigorta mükellefiyetlerinin yüzde 84’ü küçük ve orta ölçekli işletmelerde çalışanlardan oluşur.
Yani yükseköğretim ve turizm sektörünün altına serpiştirilmiş işletmelerdir. Bunların ayakta kalabilmesinin yegane şartı eğitimdeki sağlık risklerini en aza çekip, ondan sonra da turizmi aşılı prosedürle başlatmak. Eğitimin yüz yüze kalitesini sağladıktan sonra turizmin de önünü açarak ülkenin iktisadi olarak kalkınmasını ya da ayağa kalkmasını sağlamalıyız.
Hangi açıdan bakarsanız bakın sağlık şartları sağlandıktan sonra eğitimin yüz yüze, kaliteli olarak devamını sağlamak zorundayız.
Bütün dünya şuan uygulamalı fakültelerden mezun olacak olanları hatta eğitime devam edenleri üniversiteler çağırıyor, ‘gelin, gereğini yerine getirin, kaliteli mezun olun’ diyor.
Türkiye’deki yükseköğretimdeki muhataplarımızla konuştuğumuzda da ‘pandemi süreci gibi ucube bir mezun’ vermeye başladık. Yani siz Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde okuyorsanız, tıp, hemşirelik gibi ya da mimar mühendislikte okuyorsanız ve uygulamalı saatleriniz varsa, online öğrenemezsiniz.
O yüzden dünyada uygulanan yöntem ya sağlık koşulları hazırlanıp, eğitime yüz yüze başlayacaksınız, ya da eğitimdeki kayıpların önüne geçemeyeceksiniz.
Sağlık Üst Komitesi’nin dediği gibi Mart 15- Nisan 15 arasında yaşanması muhtemel bir pik beklenirken, bunu en az seviyeye çekebilmenin koşullarından biri aşılama prosedürünü süratle yaymaktır.
- YENİDÜZEN: Aşılama planlanması ile ilgili Sağlık Bakanlığı’nın size yanıtı ne oldu?
- AMCAOĞLU: Başbakan Türkiye’ye gidiyor. Çok büyük seviyede aşılama programı tamamlanmış olacak. 271 okul ve 21 üniversitedeki aşılanma prosedürünün içerisinde ne kadar eğitimci ve idari personel aşılandı? Onun tespitini yapıyoruz. Çünkü biliyorsunuz belediyelerin bir aşılama prosedürü vardı, biz bunlardan haberdar değiliz. Yani kimin aşılandığını bilmiyoruz. Bilmekle alakalı Sağlık Bakanlığıyla çalışma yürütüyoruz. Kendi okullarımızdan yoklama alıyoruz. Bunların sonucunda da ne kadar aşıya ihtiyacımız olacak ortaya konulacak. Ama önceliğimiz okul öncesi, ilköğretim, orta eğitim, lise ve mesleki liselerdeki öğrencilerin öğretmenleri ile buluşmalarının koşullarını sağlamaktır.
“Envanteri görüp, tarih vermek istiyorum”
“Bir envanteri görmek lazım. Hem elimizdeki aşı envanterini hem de aşılanmış olanların envanterini görüp ona göre aşılama tarihi vermek istiyorum. Ama hedeflerimiz içerisinde Nisan ayının ilk haftalarında biz yüz yüze eğitimi seyrekleştirilmiş de olsa açmak istiyoruz.”
- YENİDÜZEN: Tüm söylediklerinizden ama eğitimde aşılama tarihinin belli olmadığı, Başbakan’ın Ankara dönüşü sonrası gelecek aşılarla birlikte programa dahil edilmeyi bekliyorsunuz.
- AMCAOĞLU: Bir envanteri görmek lazım. Hem elimizdeki aşı envanterini hem de aşılanmış olanların envanterini görüp ona göre aşılama tarihi vermek istiyorum. Ama hedeflerimiz içerisinde Nisan ayının ilk haftalarında biz yüz yüze eğitimi seyrekleştirilmiş de olsa açmak istiyoruz. Buna göre de hesaplamalarımızı yaptık. Tam zamanlı eğitim olursa kaç gündür, seyrekleştirilmiş eğitim olursa kaç gündür… Bunların planlamaları yapıldı. A, B planı gerçekleştirdik.
“Veriler, yüzde 85-86 oranında öğrencinin uzaktan eğitim aldığını gösteriyor. Bundan memnun muyum? Değilim. Bunu yüzde 1’e çektiğimde bile memnun olmayacağım. Her çocuk eğitim alana kadar ve eğer bir sebepten dolayı dersine katılamıyorsa bunun gereğini yapma bu bakanlığın görevidir.”
- YENİDÜZEN: Yaklaşık iki aydır online eğitim yapılıyor. Sizin verilerinize göre kaç öğrenciye ulaşılabildi?
- AMCAOĞLU: Veriler, yüzde 85-86 oranında öğrencinin uzaktan eğitim aldığını gösteriyor. Bundan memnun muyum? Değilim. Bunu yüzde 1’e çektiğimde bile memnun olmayacağım. Her çocuk eğitim alana kadar ve eğer bir sebepten dolayı dersine katılamıyorsa bunun gereğini yapma bu bakanlığın görevidir.
Geçtiğimiz hafta Turkcell, Telsim ve Kuzey Kıbrıs Kızılay’ı ile birlikte imzaladığımız protokol ile hedeflenen bizden kaynaklanan ya da düşük gelirli ailelerin çocuklarının materyal ve internet eksikliğini gidermedir.
Hedefimiz 15 Mart’a kadar bu eksikliklerin tamamlanmasıdır.
- YENİDÜZEN: Online eğitimde müfredatın tam olarak çocuklar tarafından algılanmadığını görüyoruz. Bu kayıplar nasıl giderilecek?
- AMCAOĞLU: Hiçbir zaman yüz yüze eğitimin yerini online eğitim tutamaz diyor eğitim uzmanları. Öğretmenler ‘Çocuklarımızla buluşup onlarla birlikte konuları işlemeyi, okulumuzu özledik’ diyor. Bırakın yani çocukların eğitimlerini alamadıklarına yönelik şikayetlerini, eğitimi veren öğretmenlerin de ne büyük sıkıntılar yaşadıklarını görüyoruz.
Yani yerinde eğitim gibisi tabi ki yok. Bu dönemde de yapılacak olan yeni okullar ile hem okul eksikliğini gideriyoruz hem de Dünya Sağlık Örgütü’nün dediği gibi pandemi ortamında bile yapılabilecek eğitimin hazırlığını yapmak istiyoruz.
Hep deniliyor ya ‘özeldeki ile devletteki imkanlar fırsat eşitsizliği’ yaratıyor. Doğrudur, biz de bunları bilerek, eski Maliye Bakanlığı görevimde geçmiş 15 yılın toplamına dair okul yatırımı yapıldı ve bunların birçoğu da Eylül ayında eğitime sunulacaktır.
Geçen yıl yaptığımız yatırımlarla yine Bakanlık’taki server alt yapısı 50 katına çıkarıldı. Aynı anda sisteme 14 bin öğrenci girebilir. Ama bu ülkede 5G olsaydı, 70 bine yakın öğrenci aynı anda bu server kapasitesi ile derslerini alabilecekti.
Oysa çok kısa sürede halledilebilecek bu proje, ülkemizin her fırsatta önüne eski bir yemek gibi ısıtılıp ısıtılıp kurtarılıyor. Buna da üzülüyoruz. Ne kadar yatırım yaparsanız yapın 8 şeritli bir yol yaparken sonunu tek şerit ile bitirirseniz trafiği sıkıştırırsınız. O durumu yaşıyoruz.
- YENİDÜZEN: Eğitimin yaz aylarına uzaması söz konusu mu?
- AMCAOĞLU: 12’nci sınıfların üniversite sınavları olması nedeniyle tarihinde mezun etmek zorundayız. Bu kayıp sürede alacakları eğitimleri daha da yoğunlaştırılmış eğitimle yapabilmek adına seyrekleştirilmiş değil de tam zamanlı eğitim düşünüyoruz. Öyle bile 38 günden bahsediyoruz. Yani Nisan ve Mayıs aylarını koyduğumuzda 38 günlük süreleri vardır. Bunlar ham düşüncemizdir ama sendika ve daire müdürleri ile bunları tekrardan masaya yatıracağız.
Sağlık Üst Komitesi’nin kararını gördükten sonra okulların açılabilmesi, aşı prosedürünü gördükten sonra akademik anlamda tekrardan şekillendirme şansımız olacak. Özellikle 12’nci sınıflarda uzatma söz konusu olmayacak.
Ama okul öncesinden 11’nci sınıfa kadar belki de birkaç hafta uzatma olabilir. Sendikalarla yaptığımız görüşmede bunda bir sıkıntı yaşamayacağımız, kendilerinin de katkı koyma düşüncesinde olduklarını bize söylediler. Tabi ki en son durumu görüp, değerlendirmek gerekir ki uzatma, yaz aylarına kaymakla ve kaybedilen süreleri telafi etme adına belki de bir şeyler yapılabilir.
“Kolej Sınavı tek bacaklı olacak”
“Haziran veya bir başka tarihte olabilir ama bir şeyleri telafi ettikten sonra tek bacaklı kolej sınavı yapmak istiyoruz.”
- YENİDÜZEN: Kolej sınavının durumu ne olacak? Yeni tarih, müfredat belirlendi mi? Kayıpların giderilmesi adına onlara da bir süre tanınacak mı?
- AMCAOĞLU: Muhtemelen tek bacaklı bir sınav olacak. Müfredatla ilgili tekrardan konuşulacak. En son sağlık koşullarını görüp, önümüzdeki kaç günü kullanabiliriz görmeliyiz. Ki kolej sınavını tek bacaklı, Haziran veya bir başka tarihte olabilir ama bir şeyleri telafi ettikten sonra yapmak istiyoruz. Ama yine söylüyorum, sağlık koşulları ön planda olacak. Sınavla ilgili alınacak tedbirler ön planda, devamında da 2-3 bin çocuğun sınava gireceğini düşünürseniz sağlıkla ilgili bir sıkıntı yaratmama adına adımlar atmayı düşünüyoruz.
- YENİDÜZEN: Online eğitimde yapılan konuların tekrarı yapılacak mı yoksa okullar açılınca kalınan yerden devam mı edilecek?
- AMCAOĞLU: İlköğretimde 15 Şubat’tan itibaren 2’nci dönem başladı. Fakat Orta Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı okullarda birinci dönemi kapatmadık. Çünkü 1’nci dönem final sınav sonuçları diploma derecelerine etki ediyor. Çocuklarla yüz yüze eğitime geçme şansı yakaladığımız anda bir pekiştirme yaptıktan sonra ilk dönemin final sınavlarını yapmak için olanak sağlayacağız ki diploma derecelerindeki sıkıntıları aşalım. Hem birinci hem ikinci dönemin kapanışını da yüz yüze eğitime geçtikten sonra yapmak istiyoruz.
- YENİDÜZEN: Eğitimde kapanmaya hazırlıksız mı yakalandık?
- AMCAOĞLU: Bakanlığa geldiğimde ‘kapanma ve açılma’ için Sağlık Üst Komitesi ile iki kez toplantı yaptık. Her şeyi masaya yatırdık. 9 Eylül, Alasya ve Gönyeli İlkokulu’nda sıkıntının başladığı günlerde bize diğer okulların kapatılmaması gerektiği söylenmişti. ‘Siz lokal tedbir alın’ denildi. Ama onların yarattığı eksi sinerji ile velilerde ‘çocukları okula göndermeme’ gibi bir eğilim oldu. Belki ben de aynı şeyi yapardım ama şimdi tekrardan o noktaya gelmemek için çalışıyoruz.
X okulda eğitim devam ederken, bir sebepten dolayı bir yanındaki okuldaki eğitimin sekteye uğraması eğitim verenin de alanın da fırsat eşitsizliğine ve aynı zamanda adaletsizliğe sebebiyet verecek. Siz gerekeni yapmamışsanız ve kapanma gibi talihsizlik yaşarsanız o bizim, yani idare edenlerin sorumluluğundadır. Ben asla bunu kabul etmiyorum, bununla birlikte de gerekeni yapmaya çalışıyorum ki Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, ‘okullar açılabilir’ dese bile aşılama olmadan okulları açmayacağım.
“Aşılama prosedürü tamamlanana kadar okullar açılmayacak. Allah etme birinin canına, cananına bir şey olursa ben bunun vicdan azabını asla yaşayamam. Bununla yaşayamayacağımı bile bile böyle bir adım atmam.”
- YENİDÜZEN: Okulların açılması konusunda baskı yapılıyor mu?
- AMCAOĞLU: Hayır ama gelirse de ben bir babayım benim de çocuklarım vardır. Aynen ben de çocuklarımı aşılama olmadan okula göndermek istemem. Kendi yapmak istemediğim bir şey ile alakalı neden başkasından yapmasını isteyim ki. Neden onun sorumluluğunu ben almam gerekirken almayım da sorumluluğu ailesine yükleyim ki. Evet, aşılama prosedürü tamamlanana kadar okullar açılmayacak. Allah etme birinin canına, cananına bir şey olursa ben bunun vicdan azabını asla yaşayamam. Bunu yaşamayacağımı bile bile böyle bir adım atmam. Bakan, siyasetçi olabilirim ama her şeyden önce insanım.
FOTO ARŞİV