EĞİTİM BAKANI’NA ‘AHİRET’ SORULARI
Yasalara göre Kuzey Kıbrıs’ta eğitimle ilgili her kurum Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlıdır.
İster devlet okulu olsun, ister özel okul…
İster kreş olsun, ister kuaför-berber kursu…
İster sürücü eğitim merkezi olsun, ister Kuran kursu…
Eğitim adı altında ne yapılacaksa, bakanlıktan izinli, onaylı yapılması gerekir.
Buraların eğitim bakımında denetimi de bakanlık tarafından yapılır.
Yasalar bunu emrediyor.
Yasalar emrediyor da, acaba Milli Eğitim Bakanı Özdemir Berova bunu biliyor mu?
Ya da biliyor da uyguluyor mu?
* * *
Mesela Berova’nın ya da bakanlığının ‘CENNETİ MERAK EDİYORUM’ adlı kitaptan haberi var mı?
Ya da ‘RABBİMİN 99 İSMİ’?
‘CENNETE OTOSTOP’ adlı kitabı duydular mı?
‘OSMANLI SÜPER BEYİNLERİ’, ‘MELEKLERİ MERAK EDİYORUM’ veya ‘NAMAZ: DİRİLİŞE ÇAĞRI’ diye kitaplar olduğunu biliyorlar mı acaba?
Peki, bu kitapların kendi yönetimlerindeki Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir okul tarafından öğrencilere ‘tavsiye’ edildiğinin farkında mıdırlar?
Bu kitapların ortaokul çağındaki çocuklara ‘yazlık okuma kitapları’ olarak listeler halinde verildiğini duydular, gördüler mi acaba?
Duyan, gören, bilen yok mu yoksa?
* * *
Haspolat’taki Hala Sultan İlahiyat Koleji adeta ‘devlet üstü bir okul’ gibi duruyor.
Sanki KKTC Anayasası, yasalar ve diğer kurallar bu okulda geçerli değilmiş gibi görünüyor.
Yaz döneminde İlahiyat Koleji’nin yasadışı olmasına rağmen aynı isimle ‘dersane’ işlettiğini Mısır’daki Sağır Sultan duydu, bir bizim bakanlık duymadı mesela…
2015’teki mezuniyet töreninde konuşan kız öğrenci üç bakanın gözlerinin içine baka baka ‘Nedir bu Batılılaşma niyeti? Biz Doğu’ya, İslam’a doğru yol almalıyız’ dedi.
Üç bakan da ‘üç maymun’u oynamayı tercih etti.
Sendikalar ve eğitim uzmanları İlahiyat Koleji’nde olup bitenleri defalarca dile getirdi, fakat kimse tınmadı.
* * *
Okulda ‘yaz okuması’ için öğrencilere tavsiye edilen ve dağıtılan sorularla okunması manen ‘zorunlu’ hale getirilen kitaplar, orada nasıl bir nesil yetişmekte olduğunun yeni bir kanıtı değilse nedir?
‘CENNETİ MERAK EDİYORUM’ kitabı mesela…
Kitapta yer alan bilgilere bakar mısınız:
‘Ölmek nasıl bir şey?’
‘Azrail iyi mi kötü mü?’
‘Ölünce bize ne olur?’
‘Kabir nasıl bir alem?’
‘Kıyamet nasıl kopar?’
‘Nasıl dirileceğiz?’
‘Ahiret nasıl bir yer?’
‘Mahşerde neler olacak?’
‘İyilikler nasıl tartılacak?’
‘Peygamberimiz ahrette bizimle olacak mı?’
‘Sırat köprüsünden nasıl geçilir?’
‘Cennet nasıl bir yer?’
* * *
Her türlü kitabın özgürce yayınlanmasından yanayım ve kitapların ‘suç unsuru’ gibi algılanmasına yüzde bir milyon karşıyım.
Düşünce, basın, ifade özgürlüklerinin sonsuza kadar savunucusuyum.
Ama burada konu ‘özgürlük’ değil!
Tam aksine, henüz ‘çocuk’ yaştaki ortaokul öğrencilerine devlet eliyle bir ‘dikte’ var.
Eğitim Bakanı Berova, İlahiyat Koleji’nin çocuklara önerdiği ve yazda okuttuğu bu kitabın içeriğinden de sorumludur.
Demek ki Berova bu kitabın eğitim amacıyla kullanılmasında beis görmüyor.
Demek ki Berova bu ‘CENNETİ MERAK EDİYORUM’ kitabından verilen ‘bilgi’leri laik ve modern eğitime uygun buluyor.
Eğer öyleyse Özdemir Berova bu senenin başında aynı kitapları bütün okullara yollasın.
‘Eğitimde eşitlik’ ilkesi gereği bütün çocuklarımız ‘cennet’i de, ‘ahiret’i de, ‘ölümün nasıl olduğunu’ öğrensin.
Yoksa diğer okullardaki çocukları ‘cennetlik’ bulmuyor mu Berova?