Bir ülkenin ekonomik kalkınmasını o ülke halkının, kişisel ve toplumsal gelişmesine bağlıdır. Bu gelişmenin temeli de “Nasıl bir birey, nasıl bir toplum istiyoruz?” sorusuna verilen yanıtta saklıdır.

UBP iktidarında geçen son 4 yılda bu sorunun yanıtı akıllara bile gelmedi. Aynı siyasi parti içerisinden 4 yılda 4 kez eğitim bakanı değişti. Hepsi de bir öncekinin tam tersini yaptı ama siyasetin kirli elleri bir türlü eğitimin üzerinden kalmadı. Eğitim adına bir arpa boyu yol yürünmedi. Dahası her geçen gün eğitim biraz daha batağa sürüklendi.

Oysa eğitim, rast gelelikten uzak, plânlama ve programlamayı gerektiren ciddi bir iştir. Eğitim maksatlıdır. Eğitimin belirlenmiş hedeflere ulaşmak gerekliliği vardır. Ne yazık ki Kıbrıs Türk eğitim sistemi birçok bakımdan eleştiri almaktadır. Bu eleştirilerin en önemlisi de eğitim sisteminin çağdaş olmayan, eğitimdeki yeni yaklaşım ve kuramların çok uzağında unsurlar taşımasıdır.

Öte yandan geçtiğim dönemde eğitim adına yaşanan en temeldeki sorun; eğitimle ilgili kararların, siyasi kaygılarla alınıyor olmasıdır. Eğitim, bir ülkenin geleceği demektir. Eğitimle ilgili kararları; siyaseti istismar ederek, siyasi yakın ve yandaşlar üzerinden, ahbap-çavuş ilişkisine göre alırsanız ülkenin geleceğini yok etmiş olursunuz.

Eğitim bilimi ilkelerini ve eğitim araştırmalarını odağına alan, bilimsel temeller üzerinde gelişen bir eğitim sistemi oluşturmalıyız. Öğretmeni ve öğretmenlik mesleğinin statüsünü yükseltmeliyi başarmalıyız. Öğretmen mesaisini artırmaya değil, eğitimin verimi ve niteliğini artırmaya dönük esaslar üzerinde çalışmalıyız.

Her şeyden önce eğitim anlayışı ve eğitime bakış açısı değişmelidir.  Mevcut durumda eğitim sistemimizin en başta çalışma yaşamında başarılı olabilmek için gerekli bilgi ve becerileri yeni nesillere kazandıramamasından kaynaklanan ciddi çarpıklıklar bulunmaktadır. İstihdam alanlarında KKTC vatandaşlarının azalan düzeylerde tercih ediliyor olmasının sebeplerinden bir tanesi de budur. Ülkemizin kaynaklarının özellikle hizmet ve bilişim teknolojileri alanında akademik ve pratik eğitim yolları ile insan kaynağımızın daha üstün niteliğe ulaşması için kullanılmalıdır.

Alt yapı ve teknolojik yatırımlar kaynağının eğitim planlamasına uygun olarak yeterli düzeye çıkarılması, “okul tabanlı bütçe” uygulamasının hataya geçilmesi sağlanmalıdır.

Tam katılımcı bir anlayışla “V. Milli Eğitim Şurası” gerçekleştirilmeli, şuranın çıktılarını da dikkate alan bir eğitim planının hazırlanması ve bu planın kamuoyu ile paylaşılması sağlanmalıdır.

Çünkü eğitim, rast gelelikten uzak, plânlama ve programlamayı gerektiren ciddi bir iştir. Eğitim maksatlıdır.

***

AKLINIZDA BULUNSUN

Toplum İçin Çalışmak

Üniversite öğrenci olmak gerçekten zordur. Çünkü bu dönemde sadece öğrenci olunmaz. Öğrenci olursunuz ama aynı zamanda da bir yetişkin gibi ekonomik gelir elde etmek zorundasınız.

Üniversite öğrencisi, kendini geliştirmek, geleceğin aydın bireyi olmak için çırpınmaktadır. Bir yandan derslerle boğuşurken diğer yandan da tiyatro, sinema, konser, gezi, müze ziyareti, fuar, sosyal proje, gazete, dergi, kitabı ihmal etmemelidir.

Eee nasıl olacak? Bütün bunların ekonomik karşılığı nasıl sağlanacak?
Pek mümkün değil… İşte bu yüzden üniversiteli öğrenciler desteklenmek zorundadır. Hem de devlet tarafından… Bugünün genç bireyi gelecek adına korunmalı, kollanmalı, iyi yetiştirilmeli ve bunun içinde ekonomik olarak desteklenmelidir. 

Şüphesiz ki bu destek de “burs” aracılığı ile olmaktadır. UBP iktidarında geçen son 4 yılda bu desteği ara ki bulasın… Geçtiğimiz 4 yılda üniversite öğrencilerin bursları hemen hemen hiçbir dönem, zamanında ve tam olarak ödenemedi. Üniversiteli gençler ödenmeyen bursları için çok sayıda eylemler yaptı. Ancak onların sesine kulak veren bile olmadı…

Oysa toplum için çalışıldığında, insan odaklı düşünüldüğünde, Kıbrıs Türk Toplumu’nun geleceği için üniversiteli gençlerimiz önemi ortaya çıkıyor ve gereken yapılıyor.

Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada; yurt içinde ve yurt dışında öğrenim gören ve burs almaya hak kazanan öğrencilerin, Mayıs 2013 sonuna kadar olan tüm burslarının ödendiğini belirtildi.

Toplum için, gelecek için, gençler için çalışmak bu demek. İnsan odaklı anlayışları işe koşmak bu demek…

***  

ANLAYANA - GÜLMECE

Bebek Gibiyim

Yaşlı babasını ziyarete gelen genç, babasına sorar:
- Nasılsın? Kendini nasıl hissediyorsun?
-
Yaşlı adamdan yanıt gecikmez:
- Yeni doğmuş bir bebek gibiyim…
-
Bu cevaba şaşıran genç merakla tekrar sorar:
- Nasıl yani!
- Aaah ah... Yaş oldu 73: Elim ayağım tutmuyor, yürümekte zorlanıyorum, kafamda saç, ağzımda diş kalmadı ve galiba az önce altıma kaçırdım…