Eğitim salgın döneminde en ağır darbeyi aldı.
Çocuklar, gençler uzak kaldı eğitimden...
Evlere kapandılar, hayattan değil yalnızca kendilerinden de koptular.
"Online" denendi, tutmadı.
Ne yeterli altyapı var, ne de fırsat eşitliği!
Kimi çocuk en ileri teknolojiye sahip, kimisi sofrasına ekmek istiyor bu dönemde…

***
Yüz yüze ve birlikte eğitim insanın gelişiminde sanırım farklı bir pencere açıyor.
Öyle olmasa, bilgisayar ve teknoloji çağında, ortalarda salgın falan da yokken okullar kapatılır, eğitim evlerden sürerdi.

***

Eğer tahminler gerçek olursa mayıs, haziran gibi salgının etkileri azalacak.
Aşı da yaygınlaşacak.
Şimdi nisanda okulların açılması konuşuluyor.
"Yaz okulları" da planlanabilir pekâlâ!
Saatleri de mevsime göre ayarlanır.
Olur mu?
Sanmam!
Çünkü "seçim öncesi" zamanlarda kimse böylesi “zor” toplumsal kararlar almaya yönelmez.
Gün kurtarılır yalnızca!

***

Dünyaya baktığımız zaman ada yarısında sahip olduğumuz 'vaka ortalaması'nın üzerinde okulların açıldığını görüyoruz. UNESCO verilerine göre mart itibarıyla 108 ülkede okullar tamamen açık, 73 ülkede kısmen... Okulları kapalı ülke sayısı 210 ülke içinde yalnızca 26.

***

Avusturya, Belçika, Finlandiya, Fransa, İspanya, İsviçre, İzlanda, Japonya okullarını tümüyle açan ülkeler örneğin... İngiltere, Hollanda, İtalya, ABD kısmen…
Hani "yaz okulu" demiştim ya...
Almanya öyle yapmış, ağustosta eğitimi başlatmıştı.
Yeniden vakaların arttığı dönemde ara verdi.
Kreş ve ilkokullar ilk açıldı, en son kapandı.

***

Avrupa'daki önlemler kapsamında yüz yüze eğitimde sınıflar genelde ikiye bölündü.
A grubundaki öğrenciler pazartesi ve salı günleri okula giderken B grubu öğrencileri çarşamba ve perşembe günleri yüz yüze eğitim aldı.
Öğrencilere haftada bir ya da iki kez 'hızlı test' uygulandı.
Bizdeki gibi bir ‘aşı talebi’ olmadı.
Ortaokul ve liselerde 'maske takılması' zorunlu tutuldu.
Lise öğrencileri genelde yüz yüze ve uzaktan eğitimi birlikte sürdürdü.
İngiltere'de örneğin ilk ve orta dereceli okullarda hem test, hem maske uygulandı ancak tüm sınavlar iptal edildi.

***

Keşke diyorum bu süreç “yarışmacı sınavlar”a veda için de bir bahane yaratabilse…
Hem eğitim üzerinden “ticaret” ortadan kalkar belki…
Hem de yarış atına dönmez evlatlar…
Hangi çocuğun kolej ya da hangisinin meslek liselerinde okuyacağına dair birkaç saatlik sınavlar dışında

Eğitim salgın döneminde en ağır darbeyi aldı.
Çocuklar, gençler uzak kaldı eğitimden...
Evlere kapandılar, hayattan değil yalnızca kendilerinden de koptular.
"Online" denendi, tutmadı.
Ne yeterli altyapı var, ne de fırsat eşitliği!
Kimi çocuk en ileri teknolojiye sahip, kimisi sofrasına ekmek istiyor bu dönemde…

***
Yüz yüze ve birlikte eğitim insanın gelişiminde sanırım farklı bir pencere açıyor.
Öyle olmasa, bilgisayar ve teknoloji çağında, ortalarda salgın falan da yokken okullar kapatılır, eğitim evlerden sürerdi.

***

Eğer tahminler gerçek olursa mayıs, haziran gibi salgının etkileri azalacak.
Aşı da yaygınlaşacak.
Şimdi nisanda okulların açılması konuşuluyor.
"Yaz okulları" da planlanabilir pekâlâ!
Saatleri de mevsime göre ayarlanır.
Olur mu?
Sanmam!
Çünkü "seçim öncesi" zamanlarda kimse böylesi “zor” toplumsal kararlar almaya yönelmez.
Gün kurtarılır yalnızca!

***

Dünyaya baktığımız zaman ada yarısında sahip olduğumuz 'vaka ortalaması'nın bile üzerinde okulların açıldığını görüyoruz. UNESCO verilerine göre mart itibarıyla 108 ülkede okullar tamamen açık, 73 ülkede kısmen... Okulları kapalı ülke sayısı 210 ülke içinde yalnızca 26.

***

Avusturya, Belçika, Finlandiya, Fransa, İspanya, İsviçre, İzlanda, Japonya okullarını tümüyle açan ülkeler örneğin... İngiltere, Hollanda, İtalya, ABD kısmen…
Hani "yaz okulu" demiştim ya...
Almanya öyle yapmış, ağustosta eğitimi başlatmıştı.
Yeniden vakaların arttığı dönemde ara verdi.
Kreş ve ilkokullar ilk açıldı, en son kapandı.

***

Avrupa'daki önlemler kapsamında yüz yüze eğitimde sınıflar genelde ikiye bölündü.
A grubundaki öğrenciler pazartesi ve salı günleri okula giderken B grubu öğrencileri çarşamba ve perşembe günleri yüz yüze eğitim aldı.
Öğrencilere haftada bir ya da iki kez 'hızlı test' uygulandı.
Bizdeki gibi bir ‘aşı talebi’ olmadı.
Ortaokul ve liselerde 'maske takılması' zorunlu tutuldu.
Lise öğrencileri genelde yüz yüze ve uzaktan eğitimi birlikte sürdürdü.
İngiltere'de örneğin ilk ve orta dereceli okullarda hem test, hem maske uygulandı ancak tüm sınavlar iptal edildi.

***

Keşke diyorum bu süreç kolej benzeri “yarışmacı sınavlar”a veda için de bir bahane yaratabilse…
Hem eğitim üzerinden “ticaret” ortadan kalkar belki… Hem de yarış atına dönmez evlatlar…
Hangi çocuğun kolej ya da hangisinin meslek liselerinde okuyacağına dair birkaç saatlik sınavlar dışında bir değerlendirme yöntemi de bulunur elbet…