Eğitim Neden Böyle Oldu?
Hemen hemen her bireyin ortak düşüncesi şu: Eğitim duvara tosladı. Kuşkusuz bu toslamada da en büyük yarayı, en çok değer verdiğimiz çocuklarımız aldı.
Tel tel dökülen, her geçen an yeni bir sorunla yüzleşen kaotik bir eğitim sistemimiz var artık…
Öğrenciler okul gitmekten nefret ediyor, öğretmenler huzursuz, yorgun ve motivasyonsuz, veliler ise çocuklarının iyi eğitim almadığı konusunda yüksek düzeyde kaygılı.
Peki ama ne neden? Ne oldu da böyle oldu?
Aslında olanlar ortada. Zaten yapılanlar da utanmadan, sıkılmadan bu toplumun gözlerinin içine baka baka yapıldı. İşte Kıbrıs Türk Eğitim Sistemini duvara toslatan sebepler:
- Uyumsuz ve etkisiz çalışan siyasi kadrolaşma,
- Eğitim bilimi yerine siyasi kaygılarla karar alma,
- Kaynakları boşa harcama, ekonomik kaynakları verimli kullanama,
- Çağdaş eğitim ve yönetim kuramlarını sisteme entegre edememe
- Akılcı ve rasyonel plan yapmama, yapamama.
Örneğin ne çürük okul binalarımızı güçlendirmek için ne de “tam gün eğitim” uygulamasının koşullarını sağlamak için rasyonel bir plandan bahsetmek mümkün olmadı. Zaten son yıllarda eğitimle ilgili herhangi bir plandan bahsetmek mümkün değil.
Eğitimde plansızlık arşa ulaştı. Bunun en son ve en açık örneğini Bakanlar Kurulu’nun, Mağusa’ya da ilahiyat kolejinin açılması kararında görüyoruz. Hangi aklın ürünüdür anlamak mümkün değil.
Bakanlar Kurulu, Mağusa’ya ilahiyat koleji yapılması amacıyla gerekli anlaşmanın imzalanması için Eğitim Bakanını yetkilendirdi. Ancak o sırada eğitim sistemimizde;
- Sınıflar dolup taşmış, öğrenciler oturacak yer, öğretmenler ders yapacak alan bulamıyor.
- Namık Kemal Lisesi, Dr. Fazıl Küçük Endüstri Meslek Lisesi, Cumhuriyet Lisesi binaları kullanılamaz durumda.
- En önemli eğitim kademesi olan ilköğretimde pedagojik formasyonu olmayan geçici öğretmenler var.
- Sağlıklı beslenemeyen, kantini – kafeteryası sağlıklı hizmet vermeyen okullar var.
- Kaotik bir yapıya dönen ve bir türlü uygulanamayan “tam gün eğitim” uygulaması var.
- Tam gün eğitim uygulaması var ama aynı zamanda okulların kapılarını kilitleyen, “okulda kalamazsınız” diyen yönetim yaklaşımları da var.
- Partizanlık var, adam kayırmacılığı var. Siyasi yakına göre karar alma var.
Ancak plan yok, program yok. Öğretmeni dinleyen yok. Eğitim bilimini gaile edinen yok.
Anlayana Gülmece
Yakından Görebilir Miyim?
Üst üste gelen on ikinci hezimetten sonra teknik direktör oyuncularını topladı ve dedi ki:
- Sanıyorum, bir kez daha en baştan başlamalıyız... Şimdi, kolumun altında duran bu şey toptur...
Arka sırada duran bir oyuncu konuşmayı kesti:
- Bir kere yakından görebilir miyim?
Bir Tavsiye
Çocuğunuzun görebileceği ve kolayca alabileceği bir kitap köşeniz olmalı. Vitrinlerinizi süs eşyaları doldurabilirsin ama en az bir köşesini kitaba ayırmalısınız. Böylece çocuğunuzun büyüme sürecinde kitaplara yabancı kalmamasını sağlamış olursunuz.
Okumuş muydunuz?
Hiçbir şeye cesaret edemeyen, hiçbir şeye ümit beslemesin.
Schiller