Eğitim Sistemindeki Anne-Baba Profilleri
Hiç kuşku yok; her anne-baba için en değerli varlıkları, çocuklarıdır… Onlar için yapamayacağımız şey, katlanamayacağımız sıkıntı yoktur. Ancak bu anlamda yaptığımız her şeyin onların gelişimini olumlu yönde desteklediğini söylemek pek mümkün değildir.
Eğitim sistemi, sınav sistemine dönüşmüş bir yapı olunca anne-babalar tarafından yapılan olumsuz davranışlar da tavan yapmış durumda… Öylesi anne-baba profilleri ile karşı karşıya kalıyoruz ki bu durumları ne tanımlamak mümkün ne de bir anlam yüklemek. Örneğin şöyle anne-baba profillerine rastlamak mümkün:
- Yıllık izinlerini çocuklarının sınav tarihlerine denk getiren anne-baba profili: İlginç değil mi? Eğitim sisteminin yaptıklarını o kadar yetersiz buluyoruz ki, çocuğumuza destek olmak için çalışma takvimimizi sınav dönemlerine göre ayarlama ihtiyacı duyuyoruz. Dahası çocuklarımızın tek başlarına sınavlarından başarılı olabileceğine ihtimal vermiyoruz.
- Çocuğun öğretim sorumluluğunu üstlenen anne-baba profili: Öğretim faaliyetlerine müdahale ediyoruz… Öğretmeninden daha çok ödev, sınavlara hazırlanacak daha çok testler vermesini istiyoruz, bütün bunlar yetmezse biz kendimiz onlara ödevler, sorular, testler hazırlıyoruz…
- Sosyal yaşamımızı çocuklarının özel ders programlarına göre düzenleyen anne-baba profili: Okul sonrası dershane, derken İngilizce özel dersi, arada Matematik özel dersi, hafta sonu etüt, boşluklarda deneme sınavları. İşte bütün bunları organize etmek için sosyal yaşamımız değiştiriyoruz.
- Her şeyde birinci olma isteği sınır tanımayan anne-baba profili: Çocuğumuzun hem okul içindeki hem de okul dışındaki uğraşlarını bir yarışa dönüştürmüşüz. Okulda en yüksek notu, dershanede en yüksek puanı almasını, gittiği kursta en önde olmasını istiyoruz…
Eğitim sisteminin çarpık durumunun sizi etkilemesine izin vermeyin. Bunun için de yapmamız gereken ilk ve en önemli şey “başarılı olma” tanımımızı gözden geçirmeliyiz. Sınavda en yüksek not almak ya da yarışı en önde bitirmenin gerçek başarı olmadığını anlamalıyız.
Çocuğunuzun özgüvenli ve özsaygısı yüksek bir birey olarak yetişmesi için ortaya koyduğumuz profilinizi gözden geçirmekle işe başlayabilirsiniz. Ardından şunlara biraz daha fazla dikkat edin: Duygularını dikkate alın. Onun ayrı bir birey olduğunu kabul edin. Özel eşyalarına ve düşüncelerine saygı gösterin. Onun başarılarını yeteneklerini göz önüne alarak değerlendirin.
Unutmayın, çocuklarımız kendilerini keşfetme konusunda özgür oldukları, hatalar yaptıkları, yaşlarına uygun davrandıklarında, bize saçma gelse de kendi isteklerine göre eğlendiklerinde ve en önemlisi kendi kararlarını kendileri verdiklerinde çocukturlar… Ve ancak o zaman başarılı olurlar…
Aklınızda Bulunsun
Türkiye Eğitiminde “Müfredat” Değişti
Türkiye Eğitim Sisteminde kökle ve geniş bir müfredat değişikliğinin ilk adımı atıldı. Okul öncesinden, lise son sınıfa kadar tüm derslerin müfredatı (öğretim programı) değiştirdi. Önümüzdeki öğretim yılından itibaren birinci, beşinci ve dokuzuncu sınıflarda başlayarak kademeli olarak eğitim sistemine dahil edileceği duyuruldu.
TC Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın açıklamalarına göre; öneri ve eleştiriler için bir ay askıda kalacak yeni müfredatta, içerikleri hafiflese de ders saatlerinin artırılması, darbelerin de okutulması gibi yenilikler var.
Yeni müfredatı göz atma fırsatım oldu. Benim elde ettiğim ilk izlenim de Türkiye basınında yayımlanan birçok makaledeki bulgularla örtüşüyor. Türkiye eğitimin yeni müfredatından not aldığım 4 unsur:
- Manevi değerler öne çıkartılıyor: Yeni müfredatın temel yapılanması değerler eğitimi üzerine kuruluyor. Değerler eğitimi tanımında da şu cümleler öne çıkıyor: “…bireyin bilişsel olarak ahlaki değerlerin bireysel ve toplumsal hayata yapacağı olumlu etkileri fark etmesi, olumlu ve olumsuz değerleri ayırt etmesi, kuralları sorgulaması gerekir. Bu, çevresindeki sosyal problemler veya ihtiyaçlarla grup, kurum ve sosyal örgütleri ilişkilendirmesi, eylemlerinin kendisinde ve çevresinde meydana getirdiği değişiklikleri izlemesi, eylemlerini gerekçelendirmesi, tarihî, millî ve manevi değerleri bilmesi ve benimsemesi, çevresindeki olayları anlamlandırması ve yorumlaması ile mümkündür…”
- Biyoloji’den “Hayatın Başlangıcı ve Evrim” ünitesi çıkartıldı: Lise son sınıf biyoloji dersinin müfredatında yer alan, “Hayatın başlangıcı ve evrim” ünitesi müfredattan çıkarıldı.
- Yakın tarih okutulmasına da özen gösterilecek: “İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük” dersinde 1950-2016 arasındaki Türkiye Cumhuriyeti yakın tarihi de işlenecek. Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi, 1960-1980 darbeleri, AB üyelik süreci ve Kıbrıs müzakereleri gibi yakın tarihe damgasını vuran gelişmeler de okutulacak.
- Sosyal Bilgiler dersinde “15 Temmuz Darbe Girişimi” var: Ortaokul altıncı sınıf Sosyal Bilgiler dersinde 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili konular okutulacak.