Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), ilkokulların öğretmen, sınıf, alt yapı eksikliği ve kontrolsüz nüfus artışından doğan öğrenci yoğunluğu ile açılacağını belirtti.

İlkokullarda 2011-2012 ders yılının önceki yıl var olan sorunlarla başlamakta olduğunu kaydeden KTÖS Eğitim Sekreteri Mustafa Özhür, “Sıkıntılar aynı” dedi.

KTÖS Lokalinde bu sabah KTÖS Yürütme Kurulu adına basın toplantısı düzenleyen ve hükümeti eleştiren Eğitim Sekreteri Mustafa Özhür başkanlığındaki KTÖS yetkilileri, KTÖS Yürütme Kurulu’nun yeni ders yılıyla ilgili değerlendirmelerini aktardı.

“ÖĞRETMEN EKSİĞİ”

“Geçen yıldan beri devam eden öğretmen ihtiyacı bu yıl artarak sürüyor” diyen Mustafa Özhür, “2011-2012 öğretim yılına 65 eksik öğretmenle başlıyoruz... Tüm tepkimize rağmen kadro artışı için yasal düzenleme yapılmadığından 68 öğretmen ihtiyacı olmasına rağmen sadece 30 kadro için münhal açılabilmiştir. Açılan münhal ise 17 Eylül tarihinden sonra doldurulabilecektir” ifadelerini kullandı.

Müdür, müdür muavinliğinden boşalacak kadrolardan dolayı 22 öğretmen ihtiyacının daha olacağını kaydeden Özhür, 20 tane öğretmenin de izinli olacağını belirtti. Özhür, “Tüm bu gerçekler 2011-12 ders yılının başında birçok okulun 110 tane eksik öğretmenle açılacağını göstermektedir” dedi.

Üç yıldan beri okulların ihtiyacı olan müdür ve müdür muavinliği mevkilerinin doldurulmasına yönelik adım atılmadığını ileri sürülen Özhür, hükümetin Eylül ayı başında bu mevkilerden bir kısmı için yapılan ve spekülasyonlara neden olan sınavın ise sınavla terfi alanın da almayanın da mutsuz olacağı sonuçlar doğurduğunu savundu.

Mustafa Özhür, “29 müdür 17 de müdür muavinliği mevkisi şu anda boştur. Yapılan şaibeli sınavla ancak 20 müdür 7 de müdür muavini mevkii doldurulacaktır. Bu da okullarımızın yöneticisiz açılacağını göstermektedir” iddiasında bulundu.

Çayırova’dan Dipkarpaz’a kadarki okullarda öğretmen sayısının yarı yarıya azaltıldığını da savunan Özhür, bunu eleştirdi.

EĞİTİMDE FİNANSMAN

Bütçede eğitim için büyük bir pay ayrılmasına rağmen bunun sadece yüzde 30’unun devlet okullarına gitmekte oluğuna dikkat çeken Özhür, şöyle konuştu:

“Eğitime ayrılan bütçenin aslan payı özel okullara ve özel üniversitelere gitmektedir. Bu anlayış nedeni ile devlet okulları parasızlık nedeni ile dökülmekte, eğitim olanakları daralmaktadır. Okulların temel temizlik ihtiyaçları bile okul yöneticileri ve okul aile birlikleri tarafından karşılanmaktadır.”

MAAŞLAR VE LOJMAN

Hükümetin geçirdiği “Göç Yasası” olarak bilinen maaşları düzenleyen yasayla ise yeni göreve başlayan bir öğretmenin maaşının asgari ücret seviyesine yakın bir noktaya çekildiğini öne süren Mustafa Özhür, öğretmenlik mesleğinin bir cazibe olmaktan çıkarıldığını söyledi.

Özhür, “Bunun yanında eşel-mobilin kaldırılması ile birlikte TL kullanımından dolayı maaşlarımız ve alım gücümüz yüzde 30 oranında geriletilmiştir. Bu gerçekler ortada iken uzak bölgelerde görev yapan öğretmenlere bir cazibe yaratan öğretmen lojmanları da ya virane hale gelmiş ya da partililere peşkeş çekilmektedir” dedi.

Mustafa Özhür, Adaçay köyünde öğretmen lojmanının UBP Örgüt Başkanının bir yakınına kırsal kesim arsası adı altında kurasız verildiğini ileri sürdü.

“KİTAPLAR SATILIYOR”

Anayasaya göre 15 yaşına kadar zorunlu ve 18 yaşına kadar da parasız eğitimin öngörülmekte olduğunu da hatırlatan Özhür, buna rağmen İngilizce ders kitaplarının çocuklara satılmakta, Türkiye’den satın alınan ders kitaplarının ise ülke şartlarına uymamakta olduğunu ileri sürdü.

Özhür, “Eğitim Bakanlığı’nın ders kitaplarının ülke şartlarına uygun yazılması için başlayan çalışmayı durdurduğunu” iddia etti.

OKUL ÖNCESİ

Okul öncesi eğitim alanında 5 yaş ana okullarda yüzde 100 okullaşma varken, 4 yaş grubunda okullarda oran yüzde 49’ta kaldığını, hükümetin 1999 yılında başlayıp gelişen 4 yaş grubu okullarla ilgili hiçbir adım atmadığını savunan KTÖS Eğitim Sekreteri Özhür, “Bu okulların ihtiyacı olan öğretmen yardımcısı kadrosunu açmadığı gibi bu alanda bakım çalışması üstlenen ve okul aile birlikleri tarafından maaşları ödenen personelin de kaçak çalışmasına göz yummaktadır Kapanan küçük köy okullarının okul öncesi eğitim okulu olarak tekrardan açılması projesi de yarım bırakılmıştır” dedi.

Uzun yıllardır ihmal edilen özel eğitimin de, plansız programsız ve yasasız bir şekilde sürdürülmeye çalışıldığını ve çarpık olarak geliştiğini savunan Özhür, bu durumun sürdürülemez olduğunu, bu alanda bile özel okulların açılmaya başlaması ve devlet yetkililerinin de özel özel-eğitim okullarına ayrı ilgi göstermelerinin kabul edilemez olduğunu söyledi.

Özhür, Lefkoşa Özel Eğitim ve İş Eğitim Merkezi’nde yapılan tadilatlar nedeni ile okulun Kasım ayında açılacak olmasının da Eğitim Bakanlığının duyarsızlığını gösterdiğini ileri sürdü.

KOLEJ GİRİŞ SINAVLARI

“Yarışmacı sınavların eğitim sistemi içinde amaç durumuna gelmesi nedeni ile okullar işlevsiz duruma gelmiştir. Yaparak yaşayarak öğrenme unutulmuş, okul dışı saatlerdeki özel dersler ve dersaneler maddi manevi olarak toplumu sömürür duruma gelmiştir” diyen Mustafa Özhür, UBP’nin göreve gelir gelmez kolej sınavlarını geri getirerek ve sınavdaki konu sayısını artırarak tahribatın boyutlarını daha da artırdığını iddia etti.

Seviye belirleme sınavları ile ilgili bir soru üzerine ise Özhür, koleje giriş konusunda bakanlığın henüz net bir şey söylememekte olduğunu ancak, KTÖS olarak sınavsız geçişi öngördüklerini söyledi.

HADEME İHTİYACI

Okullardaki hademe ihtiyacı konusuna da değinen Özhür, “Okullarımızın temizlik ve bakım ihtiyacını gideren hademe istihdamı konusunda partizanlık ve adam kayırma geçerli yöntem oldu...Birçok okulumuzda hademe ihtiyacı hat safhaya ulaştı” dedi.

AÖA

Atatürk Öğretmen Akademisi konusuna da değinen Özhür, şunları savundu:

“1937 yılından beri ülkemizin öğretmen ihtiyacını başarı ile yetiştiren ve yetiştirdiği değerlerle topluma büyük katkılar yapan Öğretmen Akademisi ile ilgili gelişmeler olumlu yönde değildir. Eğitim Bakanlığı bir yandan özel okulların öğretmen yetiştirmesine kapı açarken, Öğretmen Akademisine öğrenci almayarak, Akademiyi kapatmayı hedef olarak önüne koymuştur. Ülkede nüfus bilinmediğinden dolayı eğitim ve öğretmen planlaması yapmayan hükümet, 4 yaş grubu okullaşması için ileriye dönük öğretmen ihtiyacını bile görmekten kaçmaktadır.”

Eğitime ayrılan bütçenin her geçen yıl azaltılmasının, devlet okullarının fiziki altyapısını çok kötü bir duruma soktuğunu da vurgulayan Özhür, “Plansızlık nedeniyle artan nüfusa hizmet edebilmek için ilave inşaatlar ve yeni okul binaları inşaatları devam etmektedir. Okulların açıldığı bugünlerde inşaatı ve tamiratı yeni yeni başlayan okullar vardır. Bunun yanında Mağusa Karakol İlkokulu, Atatürk İlkokulu, Değirmenlik İlkokulu ve Yeşilyurt Özel Eğitim Okulu inşaatların devam etmesi nedeniyle eğitime başlayacak durumda değildir.”

Özhür, sendikanın yürüttüğü parasız, bilimsel, demokratik eğitim mücadelesini kararlılıklar sürdürmeye devam edeceğini de vurguladı.