1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Eğitim Standartları
Eğitim Standartları

Eğitim Standartları

En genel anlamda standart, üzerinde anlaşılmış ve tekrarlanabilir yoldur. Standart, kesin kriterler ile tasarlanmış tutarlı kurallar, kılavuzluk bilgileri veya tanımlamalar içeren basılı bir dokümandır. Genel uygulamaları değil, üzerinde anlaşılmış en iyi

A+A-

 

 

 

En genel anlamda standart, üzerinde anlaşılmış ve tekrarlanabilir yoldur. Standart, kesin kriterler ile tasarlanmış tutarlı kurallar, kılavuzluk bilgileri veya tanımlamalar içeren basılı bir dokümandır. Genel uygulamaları değil, üzerinde anlaşılmış en iyi uygulamaları tarif eder. Bu nedenle standartlar kullandığımız birçok eşyanın ya da hizmetin etkinliğini ve güvenilirliğini artırmak için belirlenir.

 

Konu eğitim olunca “standart” daha bir önem kazanıyor. Çünkü eğitim “standart”ı hem daha güvenilir hem de daha tutarlı yapıları içermelidir.  Dahası eğitim “standart”ı, gelecekte yetişkin birer birey olacak öğrencilerin daha kaliteli eğitim alması demektir.

 

Ders kitabının biçimi, okuldaki oyun alanı, sınıf gibi ortamların büyüklüğü, okul kantininde satılan yemişin, duvardaki boyanın, öğrencinin oturduğu sandalyenin ve daha birçok eğitim öğesinin belirmiş özellikleri taşıması demektir. Ne yazık ki ülkemiz okulları, uluslararası düzeyde belirlenmiş hemen her standardın oldukça gerisindedir.

 

         Okullardaki her unsurun bir standardı vardır. Örneğin;

·        Sınıfın hacmi; içerisindeki öğrencilerin, temiz havanın ve güneş ışığının günün her saatinde rahat sirgülasyon yapacak büyüklükte olmalı…

·        Duvarların boyası, öğrencilere zarar verecek kimyasallar içermeden, onların estetik dünyalarına uygun renk ve tonlarda boyanmalı…

·        Her okulun, toplam öğrenci sayısına bağlı olarak belirlenmiş yeteri kadar beton alan, yeteri kadar toprak alan ve yeteri kadar yeşil alan olmalı…

·        Koridorlar öğrencilerin yaş gruplarına göre belirlenmiş genişlikte ve uzunlukta olmalı…

·        Sınıflardaki ideal öğrenci sayısı 24’tür…

·        Ve her 25 öğrenciye 1 tuvalet düşmelidir…

 

Okullarımızda; yukarıda bahsedilen özellilerin ve belki de daha birçoğunun standartların altında olduğu aşikar…

 

Hal böyle… Ancak ne yazık ki eğitimin bu boyutunu düşünen yok. Okullarımızın yapısı, kapasitesi, hangi standartlar koşulunda, nasıl öğrenci alabileceği düşünülmeden sürekli okullara öğrenciler gönderiliyor… Birçok okulumuzda sınıf mevcutları 45 sayıları çoktan geçti…

 

Hemen her okulun yeni sınıfa ihtiyacı var… Ancak okullara yeni bir sınıf yapıldığı zaman; o okulun koridorunun da, oyun olanının da, tuvallerinin de, öğrencilerin su içmek için kullandıkları muslukları da, boyası, penceresi, kapısı ve daha birçok unsuru da düşünmek ve bu unsurları eğitim standartları doğrultusunda yenilemek gerekmektedir…

 

Oysa gerçek durum içler acısıdır… Ne yazık ki okullarımızda “standardı” ara ki bulasın...

 

 

 

 

 

BİLİYOR MUYDUNUZ?

 

 

Eğitim Yönetimi

 

Eğitim Yönetimi’nin ne olduğu ile ilgili ortaya atılan tartışmalara çok farklı yanıtlar verilir. Bilim, uygulamalı alan, sanat, kamusal politikaların oluşturulmasına katkıda bulunan bir çalışma alanı gibi tanımlar birbirinde oldukça farklı olmasına rağmen hemen hepsi eğitim yönetimi için kullanılmıştır.

 

Eğitim Yönetimi konusunda önemli çalışmaları bulunan bilim insanı Robert Donmoyer eğitim yönetimi alanını, eğitimle ilgili kamusal politikaların oluşturulmasına katkıda bulunan bir “çalışma alanı” olarak tanımlar. Bu alanda çalışmaları ile bilinen diğer bir bilim insanı olan Michael Imber ise eğitim yönetimini “uygulamalı bir alan” olarak kabul eder.

 

Eğitim yönetimi konusunda en geniş ve derin bilimsel çalışma geleneği olan Amerika Birleşik Devletleri’nde en yaygın görüş eğitim yönetiminin bir çalışma alanı olduğu,  bir disiplin olmaktan ziyade, pek çok alanın (antropoloji, sosyoloji, psikoloji, tarih, vb.) bilgi temeline yaslanan disiplinlerarası bir çalışma alanı olduğudur

 

 

 

 

ANLAYANA  

 

Zenginlikte Bakış Açısı

 

Babadan kalma paralarla zengin olan iki farklı köyün ağası bir iş için gittikleri şehirde karşılaşırlar. Tabi haliyle zenginlikleriyle övünecekler… Biri, biraz gerilerek, biraz da gururlanarak hemen söz başlar:

-      "Bizim orda sabah güneş doğmadan biniyoruz arabaya, akşam oluyor biz hala çiftliğin öteki ucuna yetişemiyoruz."

Buna karşılık, öteki zenginden yanıt gecikmez:

-      "Yahu bizim de vardı öyle bir arabamız ama geçenlerde satıp yeni modelini aldık."

 

 

 

 

BURAYA DİKKAT   

 

 

KEAB’ın Büyük Başarısı

 

Kısa adı ISEP (The International Society for Educational Planning) olan Uluslarası Eğitim Planları Politikaları kuruluşu 41. kongresi Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de geçtiğimiz hafta gerçekleştirildi. Çalışma arkadaşlarım Kemal Akkan BATMAN, Müge BEİDOĞLU ve Senem KÖKLÜ ile birlikte KEAB (Kıbrıs Eğitim Araştırmaları Birliği) adına iki bilimsel makale ile katıldığımız kongreden hem birliğimiz hem de ülkemiz adına önemli kazanımlarla geri döndük.

 

Kongrede, Kıbrıs Türk Eğitim Sistemi’nin kanayan yarısı durumundaki SBS ve Kolej Giriş Sınavları’nın öğrenciler üzerindeki etkisi inceleyen ve Kıbrıs Türk Eğitim Sistemindeki geleneksel öğretim yöntemi ile işbirlikli öğretim anlayışını karşılaştırmalı bir biçimde ortaya koyan her iki makale de büyük ilgi topladı.

 

Kongrede yapılan kurul toplantıları sonucunda, KEAB başkanı Kemal Akkan BATMAN, ISEP’in 3 yıllık yeni dönem direktörler kuruna seçildi. Dahası ISEP’in 2014 yılında gerçekleştirilecek 44. Kongresi KKTC’de yapılması kararı verildi. KEAB başkanı BATMAN, eğitim bilimi adına böylesi önemli bir organizasyonu ülkemize taşımamızın son derece önemli bir kazanım olduğunu dile getirdi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 5277 defa okunmuştur