Eğitim ve Çevre Üzerine Yeniden Düşünmek
Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın çağrısıyla Cumhurbaşkanlığı’nda bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantının odağında çevre vardı… Toplantıda “Temiz Düşün” adlı çevre projesi kapsamında gerçekleştirilmesi öngörülen faaliyetlerin tanıtımı yapıldı.
Ülkemizde birçok sorundan bahsedebiliriz. Ancak hiç kuşku yok ki “eğitim” ve “çevre” üzerine yeniden düşünmek gerekiyor. Yeni vizyonlar, yeni bakış açıları ve Kıbrıs Türk Toplumunu geleceğe taşıyacak yeni stratejik plan ve uygulamalara ihtiyaç var.
Kıbrıs Sorunu müzakerelerinde “toprak paylaşımı” başlığının ne kadar önemli ve bu konuda ne kadar hassas davranıldığını biliyoruz. Ama aynı hassasiyeti çevre felaketleri ile yitip giden topraklar için nedense gösteremiyoruz: Taş ocaklarının adeta yiyip tükettiği tepeleri, devasa betonlar altında kaybolup giden kıyıları nasıl oluyor da toprak konusunda bu kadar hassas olan yöneticilerimiz fark edemiyor? Ya da fark etmek istemiyor…
Niyetim siyasi bir yorum ya da çıkarım yapmak değil aslında… Çevre sorunlarında geldiğimiz son konaktaki vahamete dikkat çekmek amacım… Peki, ama neden böyle? Neden boyumuzdan büyük çevre sorunlarımız var?
Cevabı çok basit; “Eğitim sistemimizde sorun var da o yüzden…” Evet, eğitim ile çevre işte bu denli birbiriyle ilişkilidir. Peki, bu anlamda eğitimdeki temel sorun ne? Onun cevabını da vereyim: “Tutum ve değerleri yok sayan bir eğitim sistemi kurduk da ondan…” Çünkü tutum ve değerler, alışılmış öğretim yöntemleri ile kazandırılması mümkün değildir. Bu anlamdaki hedeflerin değerlendirilmesi, alışılan başarı anlayışının dışındadır. Öyle ya, biz çoktan seçmeli testleri çözebilen öğrenciler yetiştiriyoruz. Eğitim sistemimiz “Aşağıda verilenlerin en doğrusu hangisidir?” kalıbının dışına bir türlü çıkamıyor. Varsa yoksa kağıt üzerinde sorulan sorulardan en yüksek puanı almak üzerine kurgulanmış bir eğitim…
Oysa bunların yerine öğrencilere;
• Bilginin doğasını, bilgi ve gelişim arasındaki ilişkiyi, bunların toplum ve çevreyle etkileşimlerini anlamasını öğretsek…
• Olgu ve olaylara yönelik olarak; eleştirel, sorumlu tutum ve farklı önerilerle bakabilme becerisini kazandırsak…
• Sürdürülebilir bir gelişim için çevreye, biyolojik çeşitliğe ve doğal estetiğe duyarlı anlayışlarla neden-sonuç ilişkilerini bilimsel verilerle tartışmasını başarsak…
• Kültürel ve doğal mirasın yaşatılmasında sosyal sorumluluk alarak, proje ve çalışmalara gönüllü olarak katılmasını sağlasak…
Sadece sınavlarda yüksek not almaya endeksli eğitimsel bir anlayışla; hem kendimizden, hem ülkemizden hem de geleceğimizden neler kaybettiğimiz ve daha da kaybedeceğimiz ortada… Eğitim sistemimizde 21 Yüzyılın ihtiyaçlarına uygun gerekli dönüşümü yapamazsak hiçbir çevre projesi, çevreyi kurtarmaya yetmeyecektir…
----------------------------------------------------------------
Aklınızda Bulunsun
Finlandiya Eğitim Sistemi’nden Yeni Bir Uygulama
Rüya eğitim sistemi olarak tanımlanan Finlandiya Eğitim Sistemi’nde yeni bir uygulamaya gidilmesi gündemde...
Finlandiya Ulusal Eğitim Kurulu başkanı Anneli Rautiainen, okulların artık öğrenmenin yeni yolları üzerinde çalıştıklarını ve bu konuda denemeler yaptıklarından bahsederek; “Yeni müfredatımızda, haftada iki ya da üç saatlik beden eğitimi dersi ve çok daha fazla açık hava etkinliği olmasını gözetiyoruz. Ama aynı zamanda öğretmenin geleneksel olmayan yollarına da bakıyoruz.” dedi.
Anneli Rautiainen’in açıklamasında şu unsurlar dikkat çekici: “Bu yollardan biri de bazı sınıflardan masaları ve sandalyeleri kaldırıp müfredattaki konuları öğrenirken çocukların çok da fazla oturmamasını sağlamak. Bazı çocuklar bir masada oturarak ve dinleyerek gayet iyi öğreniyor. Diğerleri ise sınıfın içinde hareket edip sınıf arkadaşlarıyla konuşmaktan büyük fayda sağlayacaktır. Çocuğun aktif bir rolü var. Kişiselleştirilmiş öğrenmeyi ön plana çıkaracağız. Öğrenme ortamı modern olmalı ve farklı öğrenenleri de desteklemeli.”
Finlandiya bu tavsiyelerde bulunan ve geleneksel öğrenme ile fiziksel egzersizi birleştirmek için sınıfları kullanacak olan ilk ülkelerden birisi.
--------------------------------------------------
Sıra Dışı Okullar
Gelenekselden Uzak Okul
Sıra dışı okullara devam ediyoruz. Bu haftaki okulumuz yine Avustralya’dan… Yükseköğretime hazırlanan öğrencilerin yer aldığı bu okulu sıra dışı yapan unsur, hem farklı mimari tasarımı hem de geleneksel eğitim-öğretim anlayışlarından çok uzakta olan bir öğrenme stratejisine sahip olması…
“Wahroonga” adındaki okulun, alışılmışın dışında, göz alıcı tasarımının yanı sıra, öğretme stratejileri de gelenekselden uzak. Bütün öğrencilerin kişisel öğrenme planı var. Öğrenciler aynı zamanda öğrenme süreçlerini geliştirmek için kendileri de öneriler sunabiliyorlar. Okulun bir başka özelliği ise bütün sınıfların küçük gruplar halinde olması.