Eğitim Yönetimi, Sistemin Neresinde?
Eğitim yönetiminin en sade tanımı, yönetim biliminin kuramsal temellerinin eğitime uygulanmasıdır. Eğitim sisteminin amacını gerçekleştirebilmek için, eğitim örgütlerinde yer alan insan gücü, ekonomi, zaman, malzeme ve yer unsurlarının daha verimli, daha ekonomik ve daha iyi bir biçimde kullanılabilmesi anlamına gelir.
Eğitim hizmetinin ilk üretildiği yer okuldur. Bu nedenle eğitim yönetiminin sınırlı bir alana uygulanmasından oluşan yönetim alanı da okul yönetimi olarak adlandırılmaktadır. Aslında eğitim yönetiminin asıl işlevi, okulun "etkili okul" haline gelmesini sağlamaktır.
Çünkü eğitimin belirlenmiş hedeflere ulaşma gerekliliği vardır. İşte bu hedeflerin yakalanmasındaki en önemli unsur; sistemdeki okulun iyi örgütlenmesine ve iyi yönetilmesine bağlıdır. Bu nedenle de okul yönetimleri ve yöneticileri geleneksel anlayışlardan sıyrılmalı, eğitim liderliği rolü üstlenmelidir. Hiç kuşku yok ki bunun için de sistemdeki, eğitim yönetimi boyutu yeniden “okula dayalı yönetim” anlayışın bağlamında ele alınmalıdır.
Neden okulda dayalı yönetim?
Geçtiğimiz hafta Yenidüzen gazetesinde yer alan “Mağusa’da Eğitim Gözden Çıkarıldı Mı?” başlıklı haber, tam da bu sorunun yanıtı olacak niteliktedir. Haberde; Mağusa Belediyesi, emlak vergisinden elde ettiği gelirin, yasal olarak okulların alt yapı ve donanımları için kullanılması gereken miktarını başka amaçlar için kullanıldığını anlatılıyordu.
Peki, bu durumun okula dayalı yönetimle ne ilgilisi var? Şöyle var: Okula dayalı yönetim, aynı zamanda “okul tabanlı bütçe” yaklaşımını da beraberinde getirmektedir. Zaten bu iki olgu birbirinden ayrı olarak düşünülmemelidir…
Bugün okul yöneticilerinden; karşılaştıkları idari sorunları çözmelerinin yanında hem eğitim-öğretim uygulamalarının en etkili bir şekilde gerçekleştirilmeleri hem de okulda bulunan öğretmen, diğer çalışanların mutlu bir olarak çalışabilecekleri bir okul iklimini yaratması beklenmektedir. Hiç kuşku yok ki bu durum okul yöneticilerinin bireysel özellikleri kadar okulda kurulan yönetim anlayışının da ürünüdür.
“Okula Dayalı Yönetim” ve “Okul Tabanlı Bütçe” yaklaşımı; okulların gelir kaynaklarını neler olabileceği (yerel yönetimlerden sağlanan katkı payı, okul aile birliği etkinlikleri, vb.) ve devletin genel eğitim bütçesinden daha fazla pay elde edebilmesi, okulların hem mali hem de insan kaynaklarını etkili ve verimli kullanılmasını ve bütün bunların yanı sıra okullardaki eğitim-öğretim uygulamalarıyla ilgili bir iç denetim mekanizmasının kurulmasını sağlayabilecek çözümün anahtarıdır.
Aksi durumda, okullar bugünkü sorunlarını, okul yöneticileri de öğrenilmiş çaresizliklerini yaşamaya devam edecektir.
Aklınızda Bulunsun
Öğretmenlerin Kendilerini En Değerli Hissettikleri Ülkeler
Geçtiğimiz hafta 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü kutladık. Kutladık dedimse, öğretmenin meslek statüsünün öne çıkartılmasına yönelik çalışmalar ya da bu duruma dikkat çeken etkinliklerle kutladığımızı düşünmeyin. Ne yazık ki cep telefonlarımıza gelen kısa bir mesajla kutlamakla yetindik.
Oysa eğitim sisteminin en stratejik öğesi öğretmendir. Çünkü öğretmen, geleceği şekillendirecek sisteminin sınıf içindeki lideri olmanın yanında, toplumsal gelişime yön verebilecek aydın bir bireydir. Bu nedenle belki de öğretmenler bu Dünya’daki en önemli işi yapıyor olabilirler…
İşte tam bu nokta öğretmenlerin kendilerini ne kadar önemli hissettikleri de anlamlıdır ve dikkate alınmalıdır. OECD raporuna göre kendini en değerli hisseden öğretmenlerin bulunduğu o ülkeler:
- Malezya: Malezya’daki eğitimciler % 83.8 gibi şaşırtıcı bir oranda içinde yaşadıkları toplumun mesleklerine değer verdiğini düşünüyor.
- Singapur: Singapur’daki eğitimcilerin %67.6′sı takdir edildiklerini düşünüyorlar.
- Güney Kore: Yaptıkları işe toplum tarafından değer verildiğini söyleyen öğretmenlerin oranının %66.5
- Finlandiya: Finli öğretmenlerin %58.6′sı toplumun mesleklerine değer verdiğini düşünüyor. Bu oranla Avrupa’da en çok değer öğretmenler ülkesi olarak Finlandiya öne çıkıyor.
- Meksika: Meksikalı öğretmenlerin %49.5′i yaptıkları işe toplum tarafından değer verildiğini hissettiğini söylüyor.
- Hollanda: Hollanda’daki öğretmenlerin %40.4′ü öğretmenliğin toplum tarafından değer verilen bir meslek olduğunu düşünüyor.
- Avustralya: Avustralyalı öğretmenlerin %38.5′i öğretmenliğin toplum tarafından değer verilen bir meslek olduğunu düşünüyor.
- İngiltere: İngiltere’deki eğitimciler bolca mesleki gelişim desteği alıyor olsa da sadece %35′i İngiliz halkı tarafından kendilerine değer verildiğini düşünüyor.
- Romanya: Romanya’daki öğretmenlerin %34.7′si toplum tarafından kendilerine değer verildiğini söylüyor.
- ABD: ABD’de araştırmaya katılan öğretmenlerin sadece %34′ü kendisine değer verildiğini düşünüyor
(Kaynak: http://www.takepart.com/photos/10-countries-where-teachers-feel-valued-most)
Anlayana – Gülmece
Okul Müdürü
Okul müdürü telaşlı bir şekilde sınıfa girer ve öğretmenin sözünü de keserek yüksek sesle sınıfa seslenir:
- Müzikle ilgilenen öğrenciler kimler? El kaldırsınlar…
Sınıftaki dört öğrenci el kaldırır. Bunun üzere okul müdürü konuşmasına devam eder:
- Çok iyi… Siz dördünüz hemen salona gidin, piyanonun taşınmasına yardım edeceksiniz.