1. YAZARLAR

  2. Salih Sarpten

  3. Eğitimde Dönüşüm İhtiyacı
Salih Sarpten

Salih Sarpten

Eğitimde Dönüşüm İhtiyacı

A+A-

Dünya Ekonomik Formu’nun “2014 Global Bilgi ve Teknoloji Raporu” yayımlandı. Tahmin edeceğiniz raporda KKTC yok elbette… Ancak kendimizle ilgili önemli karşılaştırmalar yapabileceğimiz veriler var… Hiç kuşku yok ki Türkiye’nin rapordaki yeri, verilerden bir tanesi…

148 ülkenin, 33 farklı endekste sıralandığı raporda; Türkiye teknoloji araçlarına ulaşımda 44. sırada yer alırken, eğitim sistemi kalitesiyle 91. sırada yer alıyor. Kanun yapma etkinliği 19. sırada çıkarken, yargı bağımsızlığı ile 85. sırada yer alıyor. Türkiye ayrıca internet kullanan bireylerin sayısında ise 73. sırada yer alırken, vergi oranları sıralamasında 82. sırada yer alıyor…

Her ne kadar raporda “eğitim sistemi kalitesi” altında bir başlık bulunsa da, eğitimle ilgili 6 farklı endeks daha var. İşte bu endekslerde Türkiye’nin 148 ülke içerisindeki sırası: “Ortaöğretime giriş: 77”,  “Üniversite eğitimine giriş: 38”,  “İşletme okullarının kalitesi: 101”,  “Matematik ve bilim eğitimi kalitesi: 101”,  “Yetişkin okuryazarlığı: 67”, “Okullarda internet erişimi: 63” ve “Eğitim sisteminin kalitesi: 91”

Genel olarak rapora bakıldığında ise bilgi ve teknoloji konusunda en başarılı ülkelerin, Singapur, Finlandiya, Yeni Zelanda ve Japonya olduğu görülüyor. Hiç şaşırtıcı değil, değil mi? Eğitim sistemleri güçlü ve kaliteli olan ülkeler, bilgi ve teknoloji kullanımında da ön sıralarda yer alıyor…

Acaba bu raporda KKTC’de yer alsaydı yerimiz neresi olurdu?
33 farklı endeksin içerisinde yer alan eğitimle ilgili 6 başlık açısından Kıbrıs Türk Eğitim Sistemi’ndeki durumun pek parlak olmadığı ortada… “Yetişkin okuryazarlığı” dışındaki endekslerde sınıfta kaldığımız aşikar: Hem ortaöğretime hem de üniversiteye girişlerde çok farklı sorunlar yaşıyoruz... Üniversitelerimizin niteliğinden ve bilim ürettiğimizden bahsetmek pek olası değil… Okullarımızın internet erişimi ise çağdaş koşullarının çok gerisinde… Eğitim sistemimizde kaliteyi ara ki bulasın…

Şüphesiz ki eğitimde kalite de kendi başına olmuyor… Bu anlamda atılması gereken adımlar var… Görünen o ki, atılması gereken ilk adım; KKTC Milli Eğitim Bakanlığı’nda çağdaş yönetim ve eğitim yaklaşımlarının hemen uygulaya konamasa bile bir an önce benimsenmesi ve dönüşümün başlatılması gerekliliğidir… Pek tabii ki bu yaklaşımlar başında, “Toplam Kalite”, “Öğrenen Örgüt” gibi yeni paradigmalara göre şekillenmiş anlayışlar gelmektedir… Milli Eğitim Bakanlığı örgüt yapısı özellikle yasal anlamda, var olan durumunu bu anlayışlara göre yeniden düzenlenmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı, uygulandığı pek çok kurumda hem finansal hem de insani açıdan olumlu sonuçlar veren bu yaklaşımları, bilimsel çalışmalarla kendi dönüşümünü gerçekleştirmelidir. Aksi durumda, Kıbrıs Türk Eğitim Sistemi “sorun odaklı” bir yapıdan kurtulamayacak, eğitimdeki mevcut statüko daha da derinleşecektir.

Eğitim adına görünün tek çıkış kapısı kendini, çağın ve geleceğin ihtiyaçlarına göre dönüştürebilen bir yapıyı kurgulamaktır. Bu durumu fark etmek ve değişim için kararlılıkla adım atmak eğitimi yönetenlerin en büyük sorumluluğudur.

---------------------------------


Buraya Dikkat
 

Üniversite Diploması Yeterli Mi?

İş dünyası, üniversitelerin meslek edindirmekten ve iş dünyasına hazırlamaktan çok; diploma sahibi yaptığını ve sadece prestij kazandırdığını düşünüyor. Oysa iş insanlarına göre üniversitelerin müfredatları yenilenmeli; teorik bilgilerle birlikte pratiğe ve iş insanlarının ihtiyaçlarına da önem verilmeli.

İş insanlarına danışmanlık hizmeti veren özel bir kurumun; iş insanlarının üniversitelerden beklentilerini yaklaşık 3 bin İnsan Kaynakları profesyoneline sorarak gerçekleştirdiği anketine göre, iş dünyası profesyonellerinin sadece %15’i üniversitelerin meslek edindirdiğini; düşünürken anketi yanıtlayanların %54’ü ise üniversitelerin adaylara sadece teorik bilgi verdiğini söylüyor.

Ayrıca ankete katılanların %46’sı üniversitelerin sadece diploma sahibi yaptığını,  %23’ü ise sadece prestij kazandırdığını belirtiyor. Araştırmaya göre üniversitelerin, iş insanlarının istediği nitelikli personel sorunu çözemediklerini ve daha iyi bir mesleki eğitime ihtiyaç duyulduğunu öne çıkartıyor…

Araştırma sonuçlarına göre birçok iş yerinin uygun pozisyonlar için deneyimsiz çalışanları istihdam edip, meslek içi eğitimler ve sertifika programlarıyla yetkinliklerini artırma yoluna gidildiği vurgulandı. Arıca yükseköğretim kurumlarının da öğrencileri staj ve iş deneyimi konusunda yönlendirmesi gerektiğini, kariyer hayatlarına başlamadan önce öğrencilere pratik ve iş dünyasının insan kaynağı talebine uygun eğitim vermesi gerektiğinin altı çiziliyor…

---------------------------------------

Gülmece

Yastık ve Dere

Ailelerinden kaçan bir adam ve bir kadın yolda buluşurlar ve en yakın boş bir eve sığınırlar. Kullanılmayan, viran bir ev olduğu için bir tek yatak vardır…
Yatmaya hazırlanırken kadın sorar:
-Tek bir yatak var. Nasıl yatacağız deyip, kıkırdar.
Adam yanıt verir:
-Araya yastık koyarız,
Kadın, bu yanıtı tebessümle karşılar ve kabul eder.
Ertesi gün kaçmaya devam ederler ve önlerine bir dere çıkar. Kadın sorar:
-Dereyi nasıl gececeğiz?
Adam yanıt verir:
-Atlayıp gececeğiz.
Kadın hemen lafı yapıştırır:
-Çok merak ederim. Küçücük bir yastığı atlayamayan, bu koskoca dereyi nasıl atlayacak!

Bu yazı toplam 2633 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar