Eğitimde “Kalite” Dediğimiz Şey Nedir?
Daha çok demokrasi, daha çok insan hakları, daha çok hukukun üstünlüğü ilkesini içselleştirmeye ihtiyaç duyduğumuz günlerdeyiz. Hiç şüphe yok ki bütün bunlar eğitimin işidir.
Antik Yunan Filozofu Platon ya da daha yaygın bilinen adıyla Eflatun; demokrasi, bir eğitim işidir diyor ve eğitimsiz toplumlarda demokrasinin işlemeyeceğini şöyle ifade ediyor. “Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama halkın kendini yönetecek olanları iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. Ne var ki bireyler övülmeyi sever. Onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur ve demokrasi sekteye uğrar.”
Evet, tam da bunları yaşıyor dediğinizi duyar gibiyim…
İşte bu yüzden de iyi sonuçlar almak için, iyi başlangıçlar yapmak gereklidir. Belki ki bugün yaşadığımız olumsuzluklar, başta yapılan hataların ürünüdür. Başka bir ifadeyle kimi, neden ve nasıl seçtiğiniz, gelecekten ne beklediğiniz ile ilişkilidir.
Tıpkı eğitimdeki beklentilerimizin aslında eğitim kalitemizle yakından ilişkili olduğu gibi... “Kalite” kavramının ne olduğu hakkında literatür çok çeşitli ve karmaşık tanımlarla doludur. Bu nedenle kısaca bir tanım yapmak gerekirse kalite için, beklentileri yakalamak demektir diyebiliriz.
Bu tanımıyla da kalite; insanlığın sürekli gelişmenin bir ifadesini içeren dinamik bir kavram olduğu tartışılmazdır. Çünkü, insanların beklentileri her karşılandığında yükselme eğilimi gösterir: Örneğin, bir sene önce kaliteli olarak nitelendirilen bir cep telefonu bugün sıradan, yarın ise kabul edilemez olarak nitelendiriliyor.
Şüphesiz eğitim adına birçok beklentimiz var. Ancak eğitimde kaliteden söz edeceksek, sistemdeki tüm unsurların beklentileri ne derece karşıladığından bahsetmek gerekmektedir. Başka bir ifadeyle eğitimde kalite;
Öğrencinin; “okulumu seviyorum, okulda olmaktan mutluyum…”
Öğretmenin; “bana bir profesyonel olarak bakılıyor ve davranılıyor, kimse bana baskı yapmıyor ve mesleğimde gelişiyorum, motivasyonum sürekli artıyor…”
Velinin; “çocuğumun bu okulda öğrendiklerinin gelecekte ona çok önemli kazanımlar olarak geri döneceğine inanıyorum” diyebilmesidir.
Bugün bunları söyleyene rastlamak çok kolay olmadığına göre eğitimimizde de kaliteden söz etmek pek mümkün değildir.
Sözün özü; eğitimde yaşadığımız kalitesizlik de, sosyal yaşantımızın tüm unsurlarındaki kalitesizlik de aslında başlangıçlarda yaptığımız hataların ürünüdür. Yani hem bireysel hem de toplumsal olarak çok farklı statüde olmamızı sağlayan bugün sonuçlarını, doğru olanı başında yapamadık diye yaşıyoruz.
Buraya Dikkat
John Dewey’den Küçük Bir Ders
Ünlü eğitimci bilimci John Dewey, küçük oğlu ve komşusu ile birlikte evin önünde yürürlerken Dewey’in küçük oğlu çamurlu suyun içinde yürümekte ısrarlıydı. Dewey’in yüzünden ne yapacağını bilmemenin acizliği okunuyordu.
Onu böyle gören komşusu:
- “Çocuğu sudan çıkar yoksa üşütecek” dedi.
Dewey’in yanıtı çok farklıydı:
- “Biliyorum, biliyorum ama onu bu çamurlu sudan çıkarmanın bir faydası olmayacak. Çıkmayı arzu etmesi için ne yapmam gerektiğini düşünüyorum.”
Anlayana Gülmece
Amiral ve Onbaşı
Gece tatbikatı yapan savaş gemisinde, gözetleme kulesindeki askere hitaben komutanın şu emri duyulur:
- Asker, yakınımızda herhangi bir gemi var mı?
- Sanırım evet komutanım... Tam karşımızda yanıp sönen bir ışık görüyorum.
Biraz hiddetlenen komutan yeni emrini vermekte gecikmez:
- Hemen mesaj gönder, 20 derece doğu tarafımızda olmazsa çarpışacağız.
Bunun üzerine karşıdan mesaj gelir:
- Haklısınız çarpışmak üzereyiz, 20 derece batıda olmanız lazım.
Daha da öfkelenen komutan şu emrin gönderilmesini ister:
- Ben amiralim ve bu da benim gemim, hemen 20 derece doğuya gitmeni emrediyorum.
Karşı taraftan durumun anlaşıldığını belirten ve şu cümleyle biten yeni bir mesaj gelir:
- Ben bir deniz onbaşısıyım ve burası da bir deniz feneri her şeye rağmen rotanızı değiştirmeyecekseniz birazdan çarpışacağız...
Okumuş muydunuz?
Hayal gücü bilgiden daha önemlidir.
Albert Einstein