Eğitimde ‘kaynaksız’ arayışlar…
Bugün biraz ‘lokal’ bir soruna parmak basacağız. Devlet okullarında yaz döneminde ya da dönem başlangıcında “bağış” adı altında toplanan “kayıt paralarıyla” ilgili bir tartışma var yıllardır.
Hemen hemen her yıl bu dönemlerde aynı konuları konuşuyoruz.
Öncelikle şunu belirteyim; kimsenin kamuya ait okulda zorla para toplamasını onaylamıyorum.
Ancak olayın bir de diğer yüzü var tabii.
Bu paralar neden toplanıyor?
Toplayanlarla, yani okul müdürleriyle ya da okulları yöneten yöneticilerle konuştunuz mu?
Ben konuştum, uzun uzun.
Genel manzara şu:
- Devlet okulları çok zor fiziki şartlarda eğitim vermeye çalışıyor.
- Bakanlık devlet okullarına yeterli kaynak ayırmıyor, hatta hiç ayırmıyor!.. (Bu tespitim sadece bu dönem için değil, bu güne kadar hep böyle oldu)
- Okulların bütçeleri yok.
- Okulların birçok ihtiyacı var ve bu ihtiyaçları “bağış” adı altında toplanan paralarla gideriyorlar.
- Toplanan sınırlı kaynak okul aile birlikleri tarafından yönetiliyor, birçok okulda son kararı okul aile birlikleri veriyor.
- Kırılan kapı, dökülen duvarlar birçok okulda bizzat okul yönetimlerinin özel girişimiyle tamir ediliyor.
Peki böylesi bir durumda suçlu kim sizce?
Bu şartlarda okulu çevirmeye çalışan okul yöneticileri mi?
Mecburen bağış toplamak zorunda kalan, bu işin yanlış olduğunu bile bile bu durumu uygulamak zorunda kalan ve okul yönetimiyle de işbirliği yaparak kaynak yaratmaya çalışan okul aile birlikleri mi?
Okullara yeterli maddi desteği vermeyen-veremeyen bakanlık mı?
Yoksa kayıp parası vermek istemeyen veliler mi?
Kim suçlu?
Bu tartışmada haksız olan kim?
Başka açıdan da bakalım, evet “bağış” diyerek mecburi para toplamak yasal değil, bunu okul yönetimleri de kabul ediyor.
Konuştuğum okul yöneticileri “Okulları nasıl çevireceğiz, bize fikir verin” diye yakınıyor. Biraz empati yapmak zorundayız.
Belli bir kaynağa ihtiyaç varken okulları bu duruma iten bakanlığa ne demeli?
Üstelik bu “bağışların” toplandığını bakanlık çok iyi biliyor ve bilerek ses çıkarmıyor, bu da ayrı bir olay tabii…
Ta ki bir veli gidip şikayet edene kadar bakanlık tarafı sessiz…
En azından bu güne kadar öyle oldu.
Peki ne yapmalı?
Yapılması gereken aslında basit.
Ya bu bağışlar, ya da kayıt paraları yasal bir hale getirilecek, ya da bakanlık devlet okullarına yeterli bütçe ayıracak.
İkisinden biri…
Ben elbette ikincisini, yani devletin okullara yeterli desteği vermesini tercih ediyorum.
Eğer bu yollardan biri seçilmezse bu tartışma gereksiz yere uzar gider…
Ve kimse de çıkıp diğer tarafa “sen de haklısın” demez, herkes kendini “haklı” sanar, boşu boşuna gerilir, gereksiz yere kavga ederiz.
Bir sorunu çözmek istiyorsak eğer, tüm tarafları dinlemeli ve orta yolu bulmalıyız.
Sorunun kendisini ortadan kaldırmak için yapmamız gereken budur.
Zira karşılıklı suçlayarak kimse bir şey elde etmiyor, ne yazık.