Eğitimde Son Plansızlık Örneği
Sayın Bakan Dürüst sözde “planlama” adına yapıyorum dediği açıklamalarda bile “plansızlık” örneği sergiliyor.
TAM GÜN EĞİTİM AÇIKLAMALARI
Sayın Dürüst geçtiğimiz temmuz ayının son haftasında Ankara’ya yaptığı bir ziyaret d
Sayın Bakan Dürüst sözde “planlama” adına yapıyorum dediği açıklamalarda bile “plansızlık” örneği sergiliyor.
TAM GÜN EĞİTİM AÇIKLAMALARI
Sayın Dürüst geçtiğimiz temmuz ayının son haftasında Ankara’ya yaptığı bir ziyaret dönüşünde “Tüm okullarımızda tam gün eğitime geçeceğiz” açıklamalarını yapmıştı hatırlanacağı üzere.
Tam gün eğitime geçiş için 2012 eylül hedefini koyan Sayın Dürüst, bu hedefin gerçekleşebilmesi için TC Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer’den eğitime “ek bütçe” talebinde bulunduğunu da açıkladı.
Bırakınız tam gün eğitim hedefini bir Ankara dönüşü açıklamasının “azizlik ve vehametini”, aslında bu açıklama bile bir plansızlık örneğidir çünkü ek bütçe, içerisinde bulunulan mali yıl için yapılan bir uygulamadır, bu olsa olsa 2012 ve 2013 mali yıllarına dönük olarak bütçeye kaynak bulma çalışmaları olabilir.
OGEM PROJESİNİ BİTİREN BAKAN
Kaldı ki Sayın Dürüst tam gün eğitim konusunda “sınıfta kalmış” bir bakandır. Nedeni de OGEM projesi olarak adlandırılan ve Şehit Ertuğrul İlkokulunda o dönemin okul müdürü Sayın Cemal Özyiğit’in de Bakanlığa okul aile birliği ile birlikte katkılarıyla bir pilot çalışma olarak tam gün eğitimin sürdürüldüğünü ve oldukça önemli başarılar elde edildiğini gözlemlediğimiz bir sırada göreve gelen Sayın Dürüst bir kez bile bu okulu ziyaret etmemiş ve OGEM projesini rafa kaldırarak Şehit Ertuğrul İlkokulundaki uygulamayı da sonlandırmıştı.
TAM GÜN PROJESİNİ AÇIKLAMALI
Şimdi ise bırakınız bir tek okulu, tüm adada eş zamanlı olarak ve 2012 eylülde tam gün eğitime geçileceğini açıklıyor topluma. Hangi anlayışla, hangi programlarla, hangi hedef ve içeriklerle bunun gerçekleşeceğini ve bu konudaki düşüncelerini toplumla bir taslak proje dahilinde paylaşmasını bekliyoruz.
Sayın Bakan Dürüst her şeyden önce nasıl bir tam gün eğitim düşündüğünü taslak bir biçimde olsa da ilgili sendikalar, siyasal partiler, eğitimbilimciler, sivil toplum örgütleri ve toplum ile paylaşmalıdır ki bunun üzerinden alternatif öneriler geliştirilip tartışılabilsin. Bunlar yapılmadığı ölçüde Sayın Bakan Dürüst’ün yaptığı açıklamalar “popülizm”, “gündem saptırma” ve “toplumsal sorunları manipüle etme” anlayışlarının ötesine geçemeyecektir.
AKADEMİYE ÖĞRENCİ ALMA DURUMU
Sayın Bakan Dürüst tam gün eğitimle ilgili açıklamalarda bulunurken, Atatürk Öğretmen Akademisi’yle ilgili olarak, Akademinin kapatılmayacağını, yalnız bu yıl okula öğrenci alınmayacağını belirtmişti. Bu açıklamalardan sonra öğrenciler gerek KKTC’de, gerek TC’de gerekse de diğer ülkelerde kazandıkları veya bağlantı kurdukları üniversitelere kayıtlarını yaptırdılar.
İlginçtir, geçtiğimiz gün Sayın Bakan Dürüst bir açıklama daha yaptı ve “Tam gün eğitime geçme hedefinin bir gereği olarak akademiye 20 öğrenci alacağız” açıklamalarını yaptı tam da öğrenciler üniversitelere kayıt yaptırdıkları son gün.
Böylesi gayrı ciddi duruş ve kısa sürede yaptığı çelişkili ve farklı açıklamalar ile Sayın Bakan Dürüst toplumu yanıltmakta ve hatta belli kesimlere imtiyaz sağlamaktadır diye düşünülmektedir.
PARTİZANCA UYGULAMALAR DEVAM EDİYOR
Partizanca istihdamların ayyuka çıktığı, müdür ve müdür yardımcılığı sınavlarında yaşanan şaibelerin sağır sultanın bile kulağına gittiği bir ortamda önce sınav yapılmayacağı açıklanır ve üniversitelere kayıtların sona erdiği ve kayıt ücretlerinin yatırıldığı son gün sınav yapılacağı duyurulursa elbette ki insanın aklına “acaba bu sınavın yapılacağı daha çok önceden biliniyor ve siyasi akrabalarına bu söylenmiş miydi” düşüncelerinin gelmesi gayet doğaldır ve bu tam bir fiyasko ve plansızlık örneğidir.
Hele Sayın Bakan Dürüst’ün “tam gün eğitimin bir gereği olarak akademiye öğrenci alınacaktır” şeklindeki açıklamaları, “eğer bu tam gün eğitimin bir gereği ise neden Sayın Bakan tam gün hedefini açıkladığında sınavı açıklamamış ve üstelik de o açıklamaları yaparken bu yıl sınav yapılmayacaktır demiştir” sorularını gündeme taşımıştır.
YASALARA TERS AÇIKLAMALAR
Ayrıca bilindiği üzere, 60/2000 sayılı birleştirilmiş akademi yasasının 11. Maddesi der ki “ülkemizdeki öğretmen ihtiyacı ve AÖA için belirlenecek öğrenci sayısı DPÖ’nün görüşleri alınarak belirlenir”. Sayın Bakan “ben yetkiliyim ama buna rağmen tek tek bakanlarla da istişare ettim” derken acaba yasaya uygun bir biçimde DPÖ görüşlerini alsa ve değerlendirmelerini bu doğrultuda ve zamanında yapsa daha demokratik, hukuğa ve yasalara uygun olmaz mıydı?
Sayın Bakan Dürüst’ün keyfi, popülist, manipülatif ve bilimsellikten uzak politika ve yasa bilmez uygulamalarını kabul etmek mümkün değildir.