1. YAZARLAR

  2. Salih Sarpten

  3. Eğitimde Yeni Anlayışlara Doğru
Salih Sarpten

Salih Sarpten

Eğitimde Yeni Anlayışlara Doğru

A+A-

 

İlkokul, ortaokul ve liselerimizde yaklaşık 45 bin öğrencimiz var. Bu öğrencilerin çok büyük bir kısmı okullarla yetinmeyip özel ders, dershane ve etütleri de işe koyarak yaşamlarını etkileyeceklerine inandıkları sınavlara hazırlanıyorlar… Bunlara 100 binin üzerindeki üniversite öğrencisini de eklerseniz, “eğitim” adına ülkemiz ölçeğinde ne denli büyük bir yapının var olduğunu ve bu yapının ne denli büyük bir finansal kaynağı kullanıldığını rahatlıkla fark edebilirsiniz…

Peki, ama “eğitim” dediğimiz bu devasa yapı, harcadığı devasa ekonomik kaynağa rağmen dünyanın bugün ihtiyaç duyduğu bireyi yetiştirebiliyor mu?

Bu soruyu “evet” olarak yanıtlamak pek mümkün değil… Geçmişten günümüze, hep beraber yarattığımız eğitim sistemi; sınavlardan yüksek not almayı emel amaç olarak önümüze koydu. Bunun için hem kendimizi hem de çocuklarımızı koşuşturup durduk. Bu amaca ulaşmada her yolu mubah saydık… Oysa bütün bunlar ne bugünün ne de yarının ihtiyaçlarıdır. Çünkü Dünya baş döndürücü hızla değişmektedir…

Bu değişim bireyleri de etkilemektedir. Bugünün çocukları internet çocuklarıdır. Teknoloji ile arkadaş olmalarının ötesinde teknolojik, bireysel, zor beğenen küresel dünya vatandaşlarıdır. Bu çocuklar; TV’den sonra Internet’i tanıyıp benimsemiş, özgürlüğüne düşkün,  kısmen sadakatsiz ve tatminsiz, zor beğenen ama isteklerini ısrarla ifade eden ve tercihlerini açıkça ortaya koyan toplum bireyleridir.

Bugünün gençleri, geleceğe giden yolda bir üniversite diplomasının işe yarayacağına ve diploma sahibi olmanın kendilerine saygın bir yaşam sunacak bir işi garanti edeceğine inanmıyorlar. Ayrıca diploma sahibi olmaya giden yolun, onları kendilerine ilginç gelen konulardan uzaklaştırdığını yaşayarak görüyor ve bunlardan vazgeçmek için katlanacakları özverinin de elde edecekleri sonuca değmeyeceğini düşünüyorlar.

Bütün bunlar eğitim sistemimizin yeni anlayışlara doğru evirilmesi gerektiği gösteriyor. Üstelik ivedilikle…

Çocuklarımıza bir taraftan ait olduğumuz kültürün özellikleri kazandırırken, diğer taraftan da tüm insanlığın oluşturduğu dünyadaki büyük ailenin bir üyesi olduklarını öğretmemiz gerekiyor. Dahası değişen dünya koşullarında etkin ve saygın bir yer edinmeleri için gerekli becerileri onlara kazandırmayı başarmalıyız…

Onlara daha çok; yurttaşlık bilinci, her türlü ayrımcılığa karşı duruş sergileme, çevre duyarlılığı, bireysel ve sosyal sorumluluk,  medya okuryazarlığı, işbirliği, yaratıcılık, problem çözme ve üst düzey düşünme becerilerini eğitimde işe koşmalıyız…

Eğitimize bunları katalım ve sonrasında çocuklarınızım dünyayı fethetmelerin izleyelim… Bir sınavdan alınmış düşük bir not, hayallerini ve yeteneklerini ellerinden almasına sebep olmayalım… Sadece sınavlarda yüksek not alanların dünyadaki başarılı insanlar olduklarını düşünmelerine izin vermeyelim…


Aklınızda Bulunsun

Göçmen Aile Kökenli Çocukların Okul Başarıları: “Çok Zayıf”

OECD tarafından yaptırılan ve öğrencilerin başarısını ölçen PISA araştırmasında,  göçmen kökenli her iki öğrenciden birinin okuldaki durumunun "oldukça zayıf" olduğu tespit edildi.

Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA), 15 yaşındaki göçmen kökenli öğrenciler arasında yaptığı ve okul başarısını ölçen araştırmanın sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. Araştırmada göçmen kökenli öğrencilerin yüzde 43'ünün okul başarısının "çok zayıf" olduğu tespit edildi. Söz konusu oranın, yabancı kökenli olmayan öğrenciler arasında kaydedilen orandan iki buçuk kat daha fazla olduğu kaydedildi.

OECD, düşük başarılı öğrenci oranının yüksek olmasını ailelerin eğitim seviyesiyle açıklıyor ve öğrencilerin basit ekonomik ve sosyal ilişkiler içerisinde büyüdüklerini kaydediyor. Bir başka neden olarak da dil sorunu gösteriliyor. Araştırmaya göre Almanya'da birinci kuşak göçmenlerin %80'i evlerinde derste kullanılan dili konuşmuyor. OECD ülkeleri ortalamasında bu oran %60.


Anlayana Gülmece

Size İkram Edilene Dikkat Edin

Tur otobüsü şoförü, omzuna dokunulunca hafifçe başını çevirmiş, bir bakmış ki hemen arka koltuktaki yaşlı kadın elinde bir avuç badem ikram ediyor. Şöför, teşekkür ederek yaşlı kadının elinde bademleri alarak yiyor… 15 dakika sonra yaşlı kadın tekrar şoförün omzuna dokunup bir avuç daha badem verir… Bu ikramı 5 kere daha yapınca, saygılı şoför dayanamayarak;

  • Zahmet ediyorsunuz efendim… Hep bana yedirdiniz... Biraz da kendiniz yesenize…

Yaşlı kadın hemen yanıtlar:

  • Çiğneyemiyorum evladım… Dişlerim yok…

Şoför biraz şaşkın bir tavırla hemen sorar:

  • Niye satın alıyorsunuz o zaman?

Cevap gecikmez:

  • Evladım ben sadece üzerindeki çikolatayı emmesini seviyorum!...

 

Bu yazı toplam 2323 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar