Kıbrıs Sorununun getirdiği ekonomik darboğaz, azgelişmişlik, geleceği öngörememe ve çağdaş toplumlar arasında yerini alamama, bugün Kıbrıslı Türklerin karşı karşıya kaldığı kronikleşmiş başlıca sorunlarıdır.

Toplum bir yandan bu sorunlarla mücadele ederken diğer yandan da özellikle kamusal eğitim; nüfus politikası yoksunluğunun tetiklediği kalabalık sınıflar, eksik öğretmen, eksik okul yöneticisi, yetersiz alt yapılar, yetersiz eğitim ortamları, geleneksel öğretim yöntemleri, ezberci bir eğitim yaklaşımı, sınav odaklı uygulamalar, eğitim bilimini ve eğitimde kaliteyi dikkate almayan bir eğitim yönetimigibi bir dizi karmaşık sorunlarla karşı karşıyadır. 

Bu karmaşık sorunlar yüzünden birçok aile; ekonomik birikimlerini tüketme pahasına  verdikleri büyük paraların karşılığında alınan sonuçlardan pek memnun olmasalar biler özel okulu tercih eder duruma geldi.

Okullarımız da sosyo-ekonomik sınıfsal farklılıklara göre belirlenir hale geldi. Bu durumu o kadar zirve yaptı ki; kimi anne-babalar çocuklarını, başarılı olabilmeleri için toplumdaki bu statüko düzenine uygun olan okullara göndermede kendilerini zorunlu hissettiler.

Kamu okula devam öğrenci içinse okulda alınan eğitimin yeterli olmadığı inancı özel ders, dershane, etüt yapılanmalarının oluşturduğu gölge bir sistemi yarattı. Şimdi eğitimimiz bu gölge sistemin altında, çocuklarımızı da bu devasa baskının altında eziliyor…

Bu çarpık yapı Eğitim sistemimizdeki en önemli sorunu yani “çocuklarımızın, aynı yaş grubundaki diğer ülke çocuklarından beceri kazanma açısından çok geride olduğu” sorununu bir türlü göremiyoruz…

12 yıl İngilizce öğreten ama öğrencilerimizi bir türlü İngilizce konuşturamayan, bir tek müzik aleti çalmayı öğretemeyen, tek bir kitabı okutmayan, sanattan, spordan keyif aldırmayı öğretmeyen başka bir eğitim sistemi var mıdır?

Eğitim sisteminin çocuklarımıza sunduğu anlayış şudur; sıkı çalış, bol soru çöz, şu şablon doğruları iyi ezberle çünkü sana sorulacaklar onlardır. Bana en doğruyu, en kısa sürede işaretlemen lazım, aksi takdirde başarısız sayılacaksın. Arkadaşın senin en büyük rakibindir. Ondan daha fazla doğru yanıta, daha hızlı sürede ulaşmalısın. Bunu yapamazsan o başaracak, sen başaramayacaksın.

Ya beceriler, tutumlar, değerler; yabancı dil konuşmak, müzik aleti çalmak, kitap okumak, sanatsever olmak, spor yapmak, öznel fikirler söylemek, sorumluluk ve inisiyatif almak…  Boş ver onları.

Biliyor muydunuz?

Eğitimde Başarı Faktörleri

Eğitim sistemlerinden 4 temel başarı faktöründen bahsedebiliriz.

Birinci faktör öğretmen kalitesi:  Öğretmenlerin kalitesi, öğrencinin öğrenme düzeyini etkileyen ve okuldan kaynaklanan en önemli faktör olarak öne çıkıyor. Burada ‘kalitenin’ uçtan uca ele alınması gerektiği vurgulanıyor. Yani eğitimde ‘öğretmen kalitesinin’ sağlanması, yetenekli insanların öğretmen olmaya özendirmeli, bu kişileri meslekte tutulması için gelişim fırsatları sunulmalıdır.

Eğitimde başarıda ikinci kritik faktör öğretim metodoloji: Bu ikinci faktör, iyi bir sistem kurulması gerektiğine işaret ediyor. Yani eğitimde hedefler net bir şekilde ortaya konulmalı, eğitim-öğretim yöntem ve teknikleri bu hedeflere göre belirlenmelidir.

Üçüncü faktör eğitimde adalet: Buna göre bir ülkenin tüm çocuklarının eğitimde başarılı olması hedeflenmelidir. Yani tek bir seçilmiş gruba ya da coğrafi lokasyona odaklanan değil, ülkenin tümünde eğitim kalitesini artırmaya odaklanan sitemler daha başarılı oluyor.

Beşinci faktör dijitalleşme: Dijitalleşmeye, hem daha iyi veri toplama ve yönetme, hem de öğretme, değerlendirme ve öngörmeye yönelik yenilikçi araçlarla yeni fırsatların kapısını açmaktadır.

Anlayana Gülmece

Müziğe Yetenekli Kim var?

Kurultay sonrası atanan okul müdürü, telaşlı vaziyette sınıfa girer ve hemen sorar;

• Müziğe yetenekli kimler var?

Sınıf içerisinden dört öğrenci el kaldırır... Müdür;

• Aferin, siz dördünüz aşağıya inip piyanonun taşınmasına yardım edin...

Okumuş muydunuz?

Her memleketin hak ettiği bir hükümet vardır.
Joseph Domaistre