Eğitimdeki Gerçek Sorun
Tüm çocuklarımızı ve gençlerimizi ihtiyaç duyacakları farklı program türleri ile buluşturmalıyız… Onları; kendilerinin, toplumun daha da önemlisi çağın ihtiyaçlarının belirlediği uygulamalar üzerinden eğitmek yerine, farklı okul türleri yaratarak onları kategorize ediyoruz…
Toplumdaki sosyo-ekonomik sınıfsal farklılıkları, okullar arasında da yarattık. Bu durumu o kadar çok abarttık ki; kimi anne-babalar çocuklarını, başarılı olabilmeleri için toplumdaki bu statüko düzenine uygun olan okullara göndermede kendilerini zorunlu hissettiler. Çocuklarının başarılı olabilmelerinin yegane kuralının bu olduğuna kendilerini inandırdılar… Bu inançla da özel ders, dershane, etüt yani gölge bir eğitim sistemi yaratıldı… Şimdi eğitimimiz, bu gölge eğitim sisteminin altında eziliyor…
Çocuklarımızı bu baskı altında ezerken, biz de kalıplaşmış anlayışlar sonucunda ortaya çıkan günlük sorunlarla cebelleşir olurduk… Eksik öğretmen, eksik hademe, taşımacılık, kantin ihalesi gibi tamamen yönetim sorunu olan sorunları “eğitimin temel sorunları” haline getirip sürdürülemez yapılarla uğraşır olduk…
Ve ne yazık ki bu soranlar tüm zamanımızı ve enerjimizi tüketir olduk… Oysa eğitim dediğimiz şey bunların dışında bir şey… Çocuklarımızın, aynı yaş grubundaki diğer ülke çocuklarından beceri elde etme açısından çok geride olduğunu sorununu bir türlü göremiyoruz…
Örneğin; 12 yıllık ilk ve ortaöğretim ve 4 yıllık yükseköğretim sonrasında yaklaşık 16 yıl İngilizce öğrenen ve iki kelimeyi bir araya getiremeyen başka bir eğitim sistemi var mıdır?
Ya da yabancı dil bir kenara ana dilinde derdini anlatamayan, anlatmak istediğini yazamayan… Ya da onca uğraşa rağmen bir türlü nitelikli sporcu yetiştiremeyen, spor bilinci kazandıramayan… Ya da ilkokul, ortaokul, lise sıralarından geçip mezun olan öğrencilerin tek bir müzik aleti bile çalma becerisi göstermeyen… Ya da kendi yaş grubuna uygun mantıksal, matematiksel veya fen bilimlerine ait problemlere öznel çözüm önerileri geliştireme becerisi kazandıramayan başka bir eğitim sistemi var mıdır?
Eğitim sisteminin çocuklarımıza kökleştirdiği anlayış şudur; “sıkı çalış, bol soru çöz, şu şablon doğruları iyi ezberle çünkü sana onları soracağım. Bana en doğruyu, en kısa sürede işaretlemen lazım, aksi takdirde başarısız sayılacaksın. Arkadaşın senin en büyük rakibindir. Ondan daha fazla doğru yanıta daha hızlı sürede ulaşmalısın. Yoksa o başaracak, sen başaramayacaksın… Beceri kazanmana gerek yok, kazanman gereken üniversite… Herhangi bir üniversite kazan ve bir diploma al…
Ancak geldiğimiz nokta bundan çok farklıdır. Bugünün gençleri, üniversite diplomasının kendilerine saygın bir kariyer kazandırmanın garantisi olmadığının farkındalar… Onlara; “ekip olma”, “grup çalışması”, “etkili iletişim”, “sosyal sorumluluk”, “eleştirel düşünme”, “problem çözme” ve “inisiyatif alma” gibi beceriler öğretmediğimiz için de diplomalı işsizler olarak bize derinden öfke duyuyorlar…
-----------------------------------------------------------
Biliyor muydunuz?
YÖK’den Öğretmenlik Pedagojik Formasyonuna Yeni Düzenleme
YÖK, sadece öğretmen ihtiyacı olan alanlara, ihtiyaç miktarı kadar kontenjan verildiğini belirterek, eğitim fakültesi olan ve bu eğitimler için tüm şartları taşıyan KKTC dahil 100'ü aşkın üniversitede pedagojik formasyon verileceğini bildirdi. Üniversiteler bazında kontenjan duyurusu ise daha sonra yapılacak.
YÖK, eğitim fakültelerinin ikinci öğretim programlarının tümünün kapatılacağını, mevcut okuyanların bölümlerine devam edeceğini yeni programların açılmayacağını da bildirdi.
YÖK'ten yapılan açıklamada, yapılan çalışmalar sonucu, başta eğitim fakülteleri olmak üzere istihdam sıkıntısı çekilen bazı programların kontenjanlarında tedrici olarak bir azaltmaya gidilmesi ve ikinci öğretim programlarının da tamamen kapatılması konusunda bir mutabakat oluştuğu kaydedildi. Bu bağlamda, Mili Eğitim Bakanlığınca hazırlanan Öğretmen Strateji Belgesi üzerindeki çalışmaların devam edileceğine vurgu yapıldı.
--------------------------------------------------------------------
Aklınızda Bulunsun
2015-2016 Öğretim Yılı Kolej Giriş Sınavları (KGS) Kılavuz Kitapçığı Yayımlandı
İlkokul son (5.) sınıf öğrencilerin gireceği 2015-2016 Öğretim Yılı Kolej Giriş Sınavları (KGS) Kılavuz Kitapçığı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmi web sitesinde yayımlandı. Kılavuza göre 23 Ocak 2016 Cumartesi günü birinci basamak sınavı KGS-1, 7 Mayıs 2016 Cumartesi günü ikinci basamak sınavı KGS-2 ve 11 Haziran 2016 Cumartesi günü final basamağı KGS-Final tüm ilçelerdeki sınav merkezlerinde yapılacak. Kayıt işlemlerimde 7 -18 Aralık 2015 tarihlerinde tüm kolejlerde yapılacak.
------------------------------------------------------
Anlayana Gülmece
Fikirlerim Var
Minik kız elinde karnesiyle evden içeri girmiş. Karnesini babasına göstermiş. Babası bir bakmış baştan aşağı pekiyi, bir iki tane de iyi var, ama öğretmen karnenin altına şöyle bir not düşmüş:
- Çok akıllı ve yetenekli bir çocuk fakat bir kusuru var, derste çok
konuşuyor. Buna nasıl son verebileceğimiz hakkında fikirlerim var, en kısa zamanda siz velisiyle de paylaşmak istiyorum
Baba bunun üzerine karneyi imzalamış ve öğretmenin görüşlerinin altına kendi de bir not düşmüş:
- Lütfen paylaşalım, çünkü işe yararsa ben de annesinde uygulayacağım...