EĞİTİMİN ÇAĞDAŞLIĞI VE LAİKLİĞİ NEREDE KALDI?
HALK İRADESİ KİMİN ELİNDE?
UBP hükümetinin, koşulları, ihtiyaçları, beklentileri ve olanakları Kıbrıs’ın kuzeyinden büyük oranda farklı olan Türkiye’den, UBP’nin partisel ve partizan siyasi çıkarları uğruna toplumumuzun geleceğini si
HALK İRADESİ KİMİN ELİNDE?
UBP hükümetinin, koşulları, ihtiyaçları, beklentileri ve olanakları Kıbrıs’ın kuzeyinden büyük oranda farklı olan Türkiye’den, UBP’nin partisel ve partizan siyasi çıkarları uğruna toplumumuzun geleceğini sistematik olarak ve kasıtlı bir biçimde değiştiren dogma uygulamaları kendine görev edinmiş ve ülkenin genel eğilimlerinin belirlendiği Eğitim Şura Kararlarını dahi dikkate almayan, hatta şura kararlarında gündem dahi olmayan çeşitli konuları Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı partizan, vizyonsuz ve iş bilmez, eğitimi batağa götüren icraatları ile sürdürmeye devam etmekte herhangi bir sorun görmemekte; ve son dönemlerde artık dogma uygulamaların da ilerisine giderek tamamen Kıbrıs’ın kuzeyini Türkiye ile katıksız bir biçimde aynılaştırmak ve Kıbrıslı Türkler’in nev-i şahsına münhasır tüm kültürel, sosyal, toplumsal ve özlü karakteristiklerini, Kıbrıslı Türkler’in tarihsel süreç içerisinde kendi yanlarında gördükleri, acılarını da sevinçlerini de paylaşmaktan kaçınmadıkları ve her zaman güzel, samimi ve içten duygular besledikleri Türkiye halkının karakteristiklerine dönüştürme çabalarında herhangi bir beis görmemekte; ve tabiri caizse Kıbrıs Türk toplumunu Türkiye halkının içerisinde eritme politikalarını uygulamanın sarhoşluğunu dahi hissetmeyen politikaları ve icazetçi yönetimleri ile her geçen gün akıllara havsalalara durgunluk veren kararlar almaya, Kıbrıs Türk halkına ve halkın gerçek iradesine rağmen devam etmektedirler.
15 YAŞA İLAHİYAT BÖLÜMÜ!
Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın en son uygulaması, Kıbrıslı Türkler’in Yönetim ve Güç Paylaşımı konularını ne denli önemsediği, hatta bence olumlu bir seçim yöntemi olan ancak bazı kesimlerce Kıbrıslı Türkler’in iradelerinin sarsılacağı endişesi ile Federal Kıbrıs başkan ve başkan yardımcısının seçimlerinde çapraz oylamaya dahi karşı çıkılan bir dönem ve ortamda, Bakanlığın en yeni uygulama kararının halkımız tarafından tamamen irade dışı alınan bir karar olarak algılanmasını destekleyen 15 yaş grubu öğrencilerine Haspolat Meslek Lisesinde yeni açıldığı belirtilen “ilahiyat bölümü”nde okuma ortamı yaratma kararı olmuştur. Öğretim döneminin neredeyse ortasında olunmasına rağmen öğrencileri bu bölüme kaydeden Bakanlık “talep var, ihtiyaç var” diyerek uygulamasını sürdürmeye çalışmaktadır.
İLAHİYAT FAKÜLTESİ İHTİYACI KARŞILAMIYOR MU?
Ülkemizin yeni demografik yapısına ve Türkiye’nin ihtiyaçlarına cevap vermek amacı ile içinde bulunduğumuz akademik yılda bir üniversitemizde açılan İlahiyat Fakültesi düzeyinde belli bir plan ve program çerçevesinde ilahiyat mezunları vermek, ülkemizde bulunan ibadet yerlerinde görev alacak olan din görevlilerinin daha bilimsel yöntemlerle yetiştirilmesini ve ülke dışından gelen din görevlileri yerine ülkemiz yurttaşlarının din kurumlarında görev yapmasını sağlayacağından, hatta fakülte mezunlarının pedagojik formasyon almak kaydı ile Üniversite öncesi eğitim kurumlarında “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” öğretmeni olarak da yapabileceğinden ve ayrıca fakültede din kültürü konularında çeşitli bilimsel araştırmalar yapılmasını da gerçekleyeceğinden dolayı aklıselim hiçbir çevrede pek fazla olumsuz karşılanmamış; ancak şimdi de sözde aynı amaçlarla din görevlisi yetiştirme yaş grubunu 15 yaşına çekip lise düzeyine indirgeyerek şimdilik Haspolat Meslek Lisesi içerisinde bir İlahiyat bölümü (İmam Hatip bölümü) açmak ve bunu eğitim öğretim yılı başladıktan 2 ay sonra hayata geçirmeye çalışmak oldukça düşündürücü ve endişe verici olası yeni uygulamaların habercisidir.
Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın TC Hükümetine “talimatlarınızı ve beklentilerinizi yerine getirdik” mesajı vererek “şirin görünme” ve UBP hükümetinin oturdukları koltuklarda TC hükümeti tarafından olası bir ek bütçe desteği ile rahat ettirilmek olduğu eğitim çevrelerinde ve toplumun tüm kesimlerinde konuşulmaya başlanmıştır bile çünkü Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın bugüne kadar bu konu ile ilgili eğitim camiasıyla ve toplumla paylaştığı bir çalışmanın varlığı görülmemiş ve duyulmamıştır.
NE YAPMALI?
Beceriksizce ve sadece bazı belli çevreleri memnun etmeye dayalı bir eğitim anlayışı ile icraat yapan UBP iktidarının Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı, yaptığı bu türden plansız, programsız, tutarsız, dogmacı uygulamalarla, eğitimi karmaşaya, başıbozukluğa, bağnazlığa ve kısaca kaosa doğru götürmektedir. Hiçbir şekliyle eğitim bilimi ilkeleriyle bağdaşmayan bu palyatif uygulama için yanıtlanması gereken çok sayıda soru bulunmaktadır ve Sayın Bakan Kemal Dürüst’ten beklenenen, kamuoyunu tatmin edecek biçimde açıklamalar yapması ve bu kararı uygulamaya geçirmeden geri almasıdır.
Birincisi, bu karar eğitim planlaması ilkelerine, program geliştirme anlayışına ve programcılığa uymamaktadır.
İkincisi, bu kararla açılması öngörülen İlahiyat Bölümü Laik Eğitim anlayışından kesinlikle uzaktır.
Üçüncüsü, bu karar ile aslında yapılmak istenen din görevlisi yetiştirmek değil toplumsal dokularla oynamak, kültürel ve sosyolojik açılardan yeni bir yapı ortaya çıkarmaktır.
Kıbrıs Türk halkı kendisine yönelik alınan böylesi kararları kabul etmeyecek ve üzerinde oynanan oyunların hesabını bu kararın sorumlularından soracaktır.