Eğitimin Dünü ve Bugünü
Eğitim sistemimiz birçok açıdan eleştiri almaktadır. Bu eleştirilerin büyük kısmı, var olan sorunlardan kaynaklandığı düşünülse de aslında eğitim sistemimizde olması gerektiği halde bir türlü var olamayan unsurlar bu sorunların temelini oluşturuyor. Örneğin denetim… Ne yazık ki eğitimde “denetim” yok denecek düzeydedir. Oysa bir sistem için olmazsa olmazdır ve her şeyin planlı ve programlı bir şekilde yürüdüğünü görebilmenin yegane unsurdur…
Bir de eğitim sistemimizde olmayan ve olmadığı fark edilmeyen devasa sorunlarımız var. “Çok kültürlülük”, “küresel beceriler”, “farklıkları destekleme”, “göçmen eğitimi” vb…
Ne yazık ki bütün bunlar bizim geleneksel eğitim anlayışındaki ısrarımızdan kaynaklanıyor. Bakanlık ya da sendika yetkilisi olmak, akademisyen, öğretmen, müdür ya da anne-baba olmak fark etmiyor. Aynı pencereden bakarak, bir şeylerin değişmesi gerektiğini söyleyip, değişimin önündeki en büyük engel olmaya devam ediyoruz…
Eğitim sistemimize yeni bir boyut kazandırma zamanın geldi de geçiyor bile… Bunun için de yapmamız gereken en önemli unsurun eğitimle ilgili anlayışımızı değiştirmemizin gerekli olduğunu düşünüyorum.
Bugün gelişmiş ülkelerin eğitim bakanlarının en önemli gündemi “küresel yetkinlik”… Bu gündeme dönük olarak OECD’nin eğitim direktörü Andreas Schleicher, Dünyanın farklı ülkelerindeki eğitim sistemlerini karşılaştırmak için kullanılan uluslararası bir standart olan PISA testlerinin 2018 yılında küresel yetkinliklerle ilgili yeni bir ölçümü daha kapsayacağını duyurdu. Andreas Schleicher bu ihtiyacı şu ifadelerle anlatmaya çalıştı:
“Küreselleşme farklı insanlara farklı şeyler ifade edebilir. Kimilerine göre inovasyon ve yüksek yaşam standartları demektir. Ama küreselleşme aynı zamanda sosyal bölünmeye ve ekonomik eşitsizliğe de neden olabilir. Otomasyon ve dijital ekonomi, girişim fırsatı olarak görülebilirken aynı zamanda iş güvenliğinin zayıflaması anlamına da gelebilir. Eskiden eğitim, insanlara bir şeyler öğretmek demekti. Günümüzdeyse çocukların güvenilir bir pusulalarının ve yol bulma becerilerinin olması ve belirsiz, dengesiz ve muğlak bir dünyada kendi yollarını çizebilmelerini sağlayacak karakter özelliklerinin olması gerekiyor. Okulların öğrencileri, çeşitli kültürel kökenlerden gelen insanlarla işbirliği yapacakları bir dünyaya hazırlaması gerek.”
Evet, bugün çağdaş bir eğitim sistemine sahip olmanın en önemli göstergesi; çeşitli kültürel kökenlerden gelen öğrencileri hem anlayacak hem de destek verecek içeriklere sahip olan okulları yaratabilmektir… Buna çok ihtiyacımız olduğu aşikardır.
Okullarımızda binli rakamlarla ifade ettiğimiz göçmen-işçi aile öğrencimiz, ihmal edilemez ölçüde yabancı uyruklu öğrencimiz, bugün az sayıda da olsa mülteci ailelere mensup öğrencilerimiz var… Bu öğrencilerin geleceği ile ilgili taşıdığımız sorumluluğun farkında mıyız?
Bu sorumluluğumuz fark ettiğimiz anda eğitimizde neler değişmesi gerektiğini daha iyi anlamış olacağız…
Biliyor muydunuz?
2017 Yerleştirme Sınavı Kılavuzu Yayımlandı
Bülent Ecevit Anadolu Lisesi ve 20 Temmuz Fen Lisesi’nde okumak isteyen öğrencilere yönelik olarak düzenlenecek 2017 Yerleştirme Sınavı Kılavuz Kitapçığı, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın resmi web sitesinde yayımlandı.
Kılavuza göre 24 Haziran 2017 Cumartesi günü gerçekleştirilecek sınav iki oturumda yapılacak. Öğrencilerin, sınav sonuçlarından ve ortaokul diploma notlarından elde edecekleri puanlar sonucunda oluşturulacak sıralama listesine göre, yapmış oldukları tercihler sonucunda Bülent Ecevit Anadolu Lisesi ve 20 Temmuz Fen Lisesi’ne 2017-2018 öğretim yılı için kayıt hakkı elde edecekler.
Öğrenciler üç farklı program için tercih hakkı kullanabilecek. Bu programlara ayrılan kontenjan sayıları şöyle: Bülent Ecevit Anadolu Lisesi – Anadolu Lisesi Programı’na 120, Bülent Ecevit Anadolu Lisesi – IGCSE Programı’na 30 ve 20 Temmuz Fen Lisesi Programı’na da 130 olmak üzere toplam 280 kontenjan…
Aklınızda Bulunsun
Güney Kore Eğitim Sistemi
Bu köşede çeşitli kriterler sonucunda başarılı olarak nitelendirilen ülkelerinin eğitim sistemlerine yer vereceğimizi duyurmuştuk. Bu hafta eğitim sistemine kısaca bakacağımız ülke Güney Kore… İşte Güney Kore Eğitim Sistemi’nin özelliklerini…
Güney Kore Eğitim Sistemi’nin temel anlayışı “çok çalışma”… Kore kültürü çok çalışma sonrasında gelen başarıyı yüceltiyor. Akademik performansa çok önem verildiğinden öğrenciler sürekli baskı altında hissediyor. Sistem, diğer en iyi ülkelere göre sınavlara daha çok odaklanıyor. Bunun en iyi örneği, üniversiteye geçiş sınavı...
Güney Kore, 1980’lerden beri ekonomisinde yakaladığı gelişmeyi eğitimde de taçlandırdı. Öğrenci başına düşen harcamalarda OECD ortalamasını yakalayamasa da, GSYH’den eğitime yüzde 5.9 ayrılıyor. Öğrenci başına düşen harcama: İlköğretimde 7 bin 957, ortaöğretimde 8 bin 592, yükseköğretimde 9 bin 323 dolar.