1. YAZARLAR

  2. Onur Olguner

  3. EGO MUHALEFETİ
Onur Olguner

Onur Olguner

EGO MUHALEFETİ

A+A-

Bizim ülkemizde muhalefet yapmak sadece siyasetle ilişkilendirilse de özellikle son yüzyılda eleştirmek, dogmaları ve tabuları sorgulamak ve sınamak insanoğlunun geniş kitleler halinde benimsediği bir pratik haline gelmiş durumdadır. Ve bu pratik de insanoğlunun günbegün ilerlemesine ciddi katkıda bulunmaktadır.

Önemli bir şeydir muhalefet, iktidarlara rahatsız edici gelse de doğru yapıldığı takdirde daha doğru kararlar alınması, kamu yararının güçlenmesi veya hiç akla bile gelmeyen çözümler bulma potansiyelini taşır.

Ama tabii ki bu, her muhalefet faydalıdır anlamına gelmez. Mesela muhalefet yapma iki kategoriye ayrılabilir bana göre: Bilinçli Muhalefet ve Ego Muhalefeti.

Bilinçli Muhalefet genelde yukarıda bahsettiğimiz olumlu sonuçları ortaya çıkartan ve ilerlemeyi hedefleyen muhalefet tipidir. Egodan arınmıştır ve doğru yapıldığında topluma ciddi anlamda fayda sağlar.

Bir diğer muhalefet tipi ise Ego Muhalefeti’dir.

Ego Muhalefeti, bir duruş sergilemek yerine muhalefeti yapanın kendini yüceltme hissi ile beslenir. En duyarlı, en bilinçli, en güçlü, kamuyu en fazla savunan olarak ilan eder kendini bu tarz.

Bunu da doğrudan söylemez genelde. Kendine göre ilan ettiği bazı tartışılmaz tabular koyar ortaya. Ardından da bu tabuları mutlak doğru olarak ilan eder.

Bu sebeptendir ki genelde kendine yapılan herhangi bir eleştiriye tahammülsüz olur ego muhalefeti yapan kişi. Çünkü yapılan eleştiri veya getirilen farklı bakış açısı aslında düşünceye karşı söylenmiş bir söz değildir ona göre. Ego muhalefeti bunu kendini yüceltme aracına, yani kişiliğine yönelik bir saldırı olarak görür.

Böyle durumlarda ego muhalefeti köpürür, kendini kaybeder ve olayı kişisel saldırı olarak ele alır. Genelde de karşıdakine kişisel olarak saldırmaya başlar. Farklı düşünen kişi haindir ve ona karşı toleransı yoktur.

Özellikle hassas süreçlerde, ego muhalefeti ülkeye ve kamuya ciddi zarar verme tehlikesi taşır. Çünkü duygu yüklüdür, sloganlardan oluşur ve çok ses çıkarır. İlgi çeker. Ortak akla izin vermez. Her çekişme bir haçlı seferini gibidir.

Ülkemizde yakın zamanda ego muhalefetinden dolayı kamunun yaşadığı en büyük kayıp Anayasa Değişiklik Önerisidir bence. Meclisteki tüm partiler tarafından onaylanıp referanduma sunulan bu öneri 2014 yılında ciddi şekilde ego muhalefetine maruz kalmıştı.

Bu öneri bazı kesimlere göre ‘yeterince cesur değildi’. Gözler o kadar dönmüştü ki, bu değişiklik önerisi geçmezse uzun bir süre kimsenin anayasa değişiklik önerisi yazmaya cesaret etmeyeceğini unuttular.

Anayasanın mevcut halinin, değişiklik yapılacağı halinden çok daha kötü olduğunu biliyorlardı, ama artık egoları öne çıkmıştı. Bu işi misyon edindiler ve anayasa değişiklik önerisi 2014 yılında reddedildi. Kimse de bir kez daha anayasayı köklü olarak değiştirmeye yeltenmedi.

Bugün yaşadığımız bir diğer örnek ise Gazimağusa, İskele ve Yeniboğaziçi İmar Planı sürecidir. Kişisel kahramanlıklar ve egolar, zaten geçirilmesi zor olan imar planlarından en zorunu ciddi anlamda tehlikeye sokmuş ve bölgeyi Fasıl 96 kurallarına geri dönme tehlikesi ile baş başa bırakmıştır.

Böyle olabileceğine dair uyarılar yapılsa bile sonuçta egolar öne çıkmış ve kamunun menfaati tehlikeye atılmıştır. Bir kesim ise en korktuğumuz gibi bunu fırsat bilmiş ve planı geçirmemek için bahane olarak kullanmıştır. Bize de sürecinin sonunun anayasa değişiklik sürecine benzememesi ümidiyle beklemek kalmıştır.

Tabii ki bu süreçler ve yaşanan daha onlarca başka tecrübeler artık bizlerin toplum olarak iki özelliğimizi geliştirmelidir: Popülizme kapılıp sürüklenmeyen yönetim yetisi ve bilinçli muhalefet yapma yetisi.

Çünkü eğer bu iki yetiyi edinemezsek, inanıyorum ki 46 yıllık kendimizi yönetme deneyimizin başarısızlıkla sonuçlandığını kabul etmekten başka bir seçeneğimiz artık kalmamış demektir.

 

Bu yazı toplam 2908 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar