52’nci yaşıma doğru süratle yaş alıyorum ve birileri bu ülkede bana hala ‘masal’ anlatıyor…
Eminim siz de benim gibi masal dinlemekten, boş vaatlerle ömür törpülemekten bıkıp usandınız.
‘Yeni model’ siyasilerin çok kötü ‘eski model’ taklitlerinden oluyor bu işler galiba…
Taklit etmeyi becerseler, kendilerine özgü, özgün ve yeni bir masal anlatsalar, belki ‘akmazsa damlar’ diyeceğiz.
Lakin yok.
Hep aynı masal…
E yeter ama!..

*  *  *

Mesela Dışişleri Bakanımız son birkaç ayda birkaç masal anlatıverdi bize…
İlki Maraş masalıydı.
Sonbahar başında ‘Maraş’ı açıyoruz’ demiş, konuyu basından ve de kulaktan duyan Başbakanımız buna inanmış, ‘Las Vegas’ demese de, onu çağrıştıran teşbihler yapıp ahaliye epey bir gülmece malzemesi vermişti.
Bir ekip kuran Dışişleri Bakanımız 45 yıldır yılanların, gurkudaların ve bilumum haşeratın daimi ikametgahı durumundaki kentin ‘envanterini’ çıkarmalarını istemiş, nasıl oluşturulduğu açıklanmayan bu ekip görev üstlenmişti.
Ne oldu aradan geçen 5-6 ayda?
Hala mı envanter raporu hazırlanmadı?
Bilmiyoruz.
Zira Maraş’n neredeyse tamamının ‘Evkaf malı’ olduğu iddiası ve propagandası yapılırken billboard ve gazete reklamları ile gündemin üst sıralarında tutulan Maraş meselesi Mağusa Mahkemesi’nin kararı sonrasında sümen altına itildi.
Ekip hala ‘envanter’ hazırlığı içinde olsa gerek, lakin çok uzun yıllardır her sağ politikacının yaptığı gibi ‘Maraş’ı açacağız’ narası atan Dışişleri Bakanımız’dan şimdi ses ve soluk yok.

*  *  *

Bir diğer ‘masal’ ‘direkt uçuş’ konusuydu.
Güya İngiltere Ercan’a doğrudan iniş ve kalkışlar için düğmeye basmak üzereydi ve bunun için de çeşitli teknik formüller üzerinde çalışılmaktaydı.
Aslında bu da Dışişleri Bakanımızın yine etrafa yaydığı bir ‘masal’dı sadece ve bunun da benzerleri geçmiş yıllarda çok kez anlatılmıştı.
‘Büyüklere masallar’ formatındaki bu iddiayı bizzat İngiliz Yüksek Komiserliği’ne sormuş, “Pozisyonumuzda herhangi bir değişiklik yoktur” şeklinde açıklamayı da buradan yayımlamıştım.
İngiliz Yüksek Komiseri Stephen Lillei geçen gün CNA’den sevgili Rally Papageorgiou’ya da açıkladı ve ‘Konunun Brexit’le alakası yok’ dedi.
Böylece eski bir masalın sonu da gelmiş oldu.

*  *  *

Son haftanın ‘masalı’ ise Brexit sonrası Birleşik Krallık ile ‘doğrudan ticaret’e dairdi.
Masal meraklısı Dışişleri Bakanımız atladı uçağa, gitti Londra’ya ve oradan ‘müjde’ verdi.
Özetle ‘Brexit sonrasında KKTC ile İngiltere arasında ticaret imkanları oluşabilir’ mealinde, kulağa hoş gelen, inanmak isteyenlerin mutlu olduğu sözler sarf etti.
Masallar hep ‘mutlu’ biter, dinleyen çocuklar o mutlulukla rüyaya dalar ya…
O yüzden ‘masal’ formatı kullanıyor Dışişleri Bakanımız da…
Bir ‘umut’ veriyor. Ve o ‘umudu’ ‘Ben de bıraktım da geldim’ diyerek bir belirsizlik içerisine salıveriyor.
Dinleyen hoşnut, uykuya dalıyor, rüyalarıyla baş başa kalıyor.
Ta uyuyana kadar sürüyor bu masal etkisi…
Halbuki Dışişleri Bakanı 1964 sayılı BM Güvenlik Konseyi’ni, yani gerçekleri biliyor.
Keza Dışişleri Bakanı 1994’te alınan Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD) kararını, yani gerçekleri biliyor.
Ama onları söylemiyor!
Yokmuş gibi davranıyor, ‘masal’ anlatmaya devam ediyor.
Kah ‘Maraş’ı açma masalı’, kah ‘direkt uçacağız masalı’, kah ‘doğrudan ticaret yapacağız masalı’…
Hepsi bayat.
En azından masalların isimlerini olsun değiştirsin bence… Mesela ‘eğriden uçuş masalı’, ‘endirekt ticaret masalı’, ‘pekili Maraş masalı’…
Uymadı mı?
Bir şey değil!
Zaten masal bu…
Uymasa da olur.