Ek mesai rakamları günden güne artıyor
Resmi açıklamalara göre, 2023 yılı sonuna kadar ek mesai harcamalarının 1 milyar 35 milyon TL’ ye ulaşması beklenmektedir. Yükselen enflasyon oranı kadar artan maaşlardan sonra, ek mesai rakamının bu düzeylere çıkması, mümkün görülüyor.
2024 bütçesinde ise, ek mesailer için 1 milyar 800 milyon TL ödenek ayrılmıştır.Bu rakam çok büyüktür. Bütçe açığının yaklaşık yüzde 26’ sına denk gelmektedir.Ek mesailerin bu boyuta ulaşması düşündürücüdür ve tedbir alınması gerekmektedir.
Görüldüğü üzere, ek mesai rakamları yıllar içinde katlanarak gidiyor. Yıllardır bu sorun devam ediyor. Yükselen enflasyon oranı kadar artacak maaşlardan sonra, ek mesaiye ayrılan kaynakların yetmesi, başka tedbirler alınmazsa zor görülüyor. .
Ek mesai rakamlarını azaltmak için, ek mesainin yoğun olduğu yerlere, kadrolu istihdam yapılmalı ve verimli çalışabilecek vardiya sistemi uygulanmalıdır.
KKTC, bu kadar miktarda ek mesai ödeyecek kadar zengin bir devlet değildir. Bu kadar ek mesai bedeli ortaya çıkmaması lazım. Ek mesai çalıştırırsanız elbette ödeyeceksiniz. Çalışanların, ek mesai alanların bunda suçu yoktur.
Devlet’ te, yoğun olarak ek mesai yapılan yerler bellidir. Sağlık Bakanlığında, Maliye Bakanlığının bazı Dairelerinde ve Polis Teşkilatında daha çok ek mesai oluyor. Son 2 yılda, geçici işçi ve sözleşmeli olarak, sınavsız, münhalsiz 570 kişi, Devlet’ de işe alındı.
Bunların yerine, yoğun olarak ek mesai yapılan yerlere kadrolu insanlar alınsa, verimli çalışacak vardiyalı sisteme geçilse, hem gençler kadrolu iş sahibi olacak. hem de devlet bu kadar ek mesai ödemeyecektir.Ayrıca, Kamu’da çalışanlar arasında, ek mesailer, gelir adaletini de bozmaktadır. Buradaki esas sorun, hükümetlerin bu tedbirleri almamasıdır.
Öte yandan, Devlet bütçesinde Faiz giderlerine 600 milyon TL ayrılırken, ek mesailer için 1 Milyar 800 milyon TL ayrılıyorsa, burada bir sorun vardır demektir.
Devletin, kamu iç borcunun faiz ödemelerinde kullanılmak üzere, 2024 bütçesinde 600 milyon TL ayrılmıştır. Devlet, özellikle ticari bir bankaya olan borçları için, bu kaynağı ayırmaktadır. Neticede, ödeme yapılan banka, buradan bir gelir elde ederse, mevduat faizlerini yukarı, kredi faizlerini aşağıya çekebilir.
Bu ödemelerin devam etmesi şarttır. Devletin iç borç ödemelerine gereken ilgiyi göstermesi ve ticari bir bankaya olan iç borç faiz ödemelerine ilavaten, ihtiyat Sandığına olan borçlarını da ödemeye başlaması gerekmektedir.
Bu borçlar, hem bu kurumları, hemde ekonomimizi olumsuz etkilemektedir.Kamu borçlarının azaltılması, tüm hükümetlerin temel görevlerinden biri olmalıdır.
Bütçede faiz ödemelerinde kullanılmak üzere 600 milyon TL konmasını yeterli görmüyorum. Ek mesailere 1.8 milyar TL ayrılırken, faiz ödemeleri rakamının da artırılması gerekiyor.
Ayrıca, İhtiyat Sandığı’na da devletin önemli bir borcu var. Faiz ödemelerin oraya da başlaması için, bütçedeki faiz ödeneğinin artırılması lazım. İhtiyat Sandığı’na devletin ödemeleri başlarsa ve mali yapısı daha da güçlenirse, ihtiyat sandığına kesinti yapılan, çalışanların birikimlerinden elde edeceği faiz geliri ve oranı da, daha yüksek tutulabilir.
Sonuç olarak, ek mesai rakamlarının azaltılması, devletin iç borç ödemeleri için ayıracağı faiz miktarlarını da artıracaktır.
Bunun yanında, ek mesai rakamlarından ve diğer alanlardan yapılacak tasarrufla, Ülkenin kıt kaynaklarının, doğru zamanda doğru yerlere harcanması, halkın, hakkı olan hizmetleri layıkıyla alabilmesini sağlanacaktır.
Bu bağlamda, yatırıma, üretime, istihdam artışına, sağlıkta ilaç, eğitim’de okullara yapılacak harcamaların ve insanlarımızın refahının artması için kaynak ayrılabilecektir.
Hükümetin esas görevlerinin başında, halka hizmet götürecek, refahını ve satın alma gücünü artıracak, fakirleşmeyi azaltacak alanlara kaynak yaratmak olmalıdır.Bu nedenle, ek mesailerin azaltılması, gereksiz ve partizan istihdamlardan ve bürokrat atamalarından kaçınılması, izaz ikram, yurt dışı seyahat v.b gereksiz harcamaların azaltılması gerekmektedir.
Bunları söylemekten dilimizde tüy bitmiştir.Ama, ikaz ve önerilerimiz dikkate alınmadığı için, ülkedeki sorunlar katmerlenerek büyümekte, halkın refahı gerilemekte ve günden güne borçları artarak, halk fakirleşmektedir.