1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. EKMEĞİ ÖPMEK
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

EKMEĞİ ÖPMEK

A+A-

Ekmeği öper, alnımıza dayardık.
‘Neydi bu’ bilmezdik.
Böyle öğrendik!..

***

Bir parça ekmek kalmışsa masada ve çöpe atılacaksa, öpülürdü.
Alışkanlıktı.
Böyle görmüştük.

***

Yolda yürürken de değişmezdi bu  durum.

Hiç aklımıza gelmezdi pis mi, sağlıklı mı, hijyen mi, neydi?
Eğilir, alır, öper, kenara koyardık.
Üzerine basılamazdı ekmeğin.

***

Büyüdükçe anladık sebebini.
Kendimize yettikçe...
Çalıştıkça...
Ekmek ‘karın tokluğu’ demekti...
Alın teriydi, ekmek...
Emekti...


***

Ekmeği öpmek, hani aynı şehrin sokaklarında birbirimizi görerek ama görmezden gelerek gezindiğimiz dar gelirli insanlara hürmetti.
Dünyanın herhangi bir köşesindeki aç insana dayanışmaydı...

***

İnsan emeğinin karşılığıdır ekmek...
Alın terinin gün doğumudur.
İşte bu yüzden insanlığa ihanettir, emeği sömürmek...

***

Ama mesele burada bitmez...
Nasıl ki ‘alın teri’nin karşılığı ekmektir...
Ter varsa, ödenmelidir bedeli...
‘Hakkını’ istemek neyse yani...
‘Hak’ etmek ve hakkını vermek de eştir.

***

Ekmeği öpmek, alnımıza dokundurmak çocukluktan kalma bir kıymet bize...
Böyle öğrendik emeğimizin karşılığı için mücadele etmeyi...
Ve yine öğrendik ki yaşadıkça...
Her kazandığımız kuruşu ‘emeğimizle’ hak etmeyi...
Terlemeyi...
Üretmeyi...

***

Bu değil mi iki büyük sızımız...
Kara suyun aynasına yansıyan iki çirkinlik böyle kamaştırmıyor mu yarınlarımızı?
Emeğinin karşılığını alamayanlar bir yanda, sessiz, suskun, yığınlarca...
Öte yanda karşılıksız kazananlar, ‘hak’ etmeden kendine sunulan değeri...
Ekmeğini paylaşmadan ve o ekmek için ter dökmeden ...
İkisi de ayıbı bu adanın...
Bu çağın ayıbı...
İkisi de sömürü aslında...

Bu yazı toplam 2325 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar