Ekonomide işlerin iyi gitmediğini rakamlar söylüyor
Hükümet yetkilileri zaman zaman açıklama yaparak ekonomide işlerin iyiye gittiğini söylüyorlar. Buna sivil toplum örgütleri, muhalefet partileri ve halkın büyük bir bölümü ise, tepki gösteriyor haklı olarak.
Oysa, Ekonomik göstergeler ve rakamlar, ekonomik durumun kötüye gittiğini net olarak gösteriyor ve hükümet yetkililerinin yaptığı açıklamaların havada kalmasını sağlıyor.
Ülkemiz ekonomisini doğrudan etkileyen döviz kurları, belli dönemlerde hafif düşüşler yaşansa da, uzun zamandır artıyor. Döviz kurlarının yükselmesi ülkemizde enflasyonu ve pahalılığı da artırıyor.
Hükümet ise, enflasyonu düşürecek, pahalılığı azaltacak vergi ve maliye politikalarını hayata geçirmediği için, hayatı ucuzlatamıyor. Sade vatandaş gibi yaşananları seyrediyor.Elimizden bir şey gelmiyor, dövize, petrol fiyatlarına hükmedemiyoruz diyor. Sanki de, biri size döviz ve petrol fiyat artışını niye durduramıyorsunuz diye soruyor..
Halbuki, başta, ithalat vergilerinde indirim gerçekleşse ve özellikle gıda, ilaç, temizlik malzemeleri, eğitim materyallerinda KDV ve fon indirimleri yapılsa, pahalılık bir nebze olsun önlenecektir.Denetim de yapılsa, faydası görülecektir.Et ve narenciyedeki kötü yönetimi hep birlikte gördük.
Gelin, ekonomik göstergelere ve rakamlara birlikte bakalım...
2024 yılının, ilk 3 aylık toplam enflasyon oranı yüzde 16.11’e ulaştı. Geçen yıl,ayni dönemdeki 3 aylık enflasyon oranı ise yüzde 9,65 idi. Bu yıl trend böyle devam ederse, yıl sonu enflasyonu, geçen yıla göre daha yüksek düzeylerde gerçekleşecek görünüyor.
Geçen yıl Mart ayından, bu yıl Mart ayına kadarki yıllık enflasyon oranı ise, yüzde 94.45 olarak gerçekleşti. Geçen yıl bu dönemdeki yıllık enflasyon ise yüzde 66.97 olarak gerçekleşmişti. Önemli oranda yükseliş görülüyor.
3 aylık Gıda enflasyonu da, yüzde 24.01’e ulaşmıştır. Mutfaktaki yangının bir göstergesi de bu.
Bu çerçevede, döviz kurlarının da oldukça yükselmesiyle, ülkede pahalılık çok artmış, tüm mal ve hizmetlerde zam yağmuru devam etmekte, fakirleşme büyümektedir.
Öte yandan, 4 kişilik bir ailenin sadece gıda harcamalarını oluşturan açlık sınırının 23 bin 644 TL olduğu bir ortamda, aylık asgari ücret ise, net olarak 24 bin TL’dir. Asgari ücret, açlık sınırı ile neredeyse ayni düzeye gelmiştir. Nisan ayında, açlık sınırı daha da yükselecektir.
Ülkemizde, açlık sınırının altında çok sayıda insanımız yaşamaktadır. Özellikle, sosyal yardım ve engelli maaşı alanlar perişandır.Bu insanlarımızın maaşları mutlaka iyileştirilmelidir.
Hükümet’ in kuzu etine narh koyması da fayda sağlamamış, kasaplar birliği yapılan anlaşmadan çekilmiştir. Birçok vatandaş et ihtiyacını Güneyden karşılamaktadır. İthal et izni verilmediği için, hem et ucuzlamamakta, hemde devlet vergi kaybına uğramaktadır. Kaçakçılık da önlenememektedir. Narenciye üreticisi de perişan edilmiş, ürünün önemli bir kısmı yere dökülmüştür.
Akaryakıt, elektrik fiyatlarının pahalı olması, halkın belini bükmüş, arabasına benzin koymakta zorlanan çok fazla insanımız vardır.Enerji fiyatlarındaki artış, Sektörlerin girdi maliyetleri de artmış durumdadır. Bu da mal ve hizmetlere zam olarak yansımaktadır.
Borcu olanlar borcunu ödemekte zorlanmakta, borçları da, günden güne artmaktadır. Sorunlu borçlar çoğalmaktadır (TGA).Kredi faizlerinin de artması, borçlanmanın maliyetini de artırmaktadır. Halk, kredi kartlarına yüklenmiş, ancak, asgari ödeme tutarını ödemektedir.
Öte yandan, 2023 yılı Hane halkı işgücü araştırması sonuçlarına göre, genel işsizlik oranı yüzde 5.1 iken, genç nüfusta işsizliğin ise, genel işsizlik oranının yaklaşık 3 katı civarında, yüzde 14.9 olması da, gençler arasında işsizliğin çok yüksek boyutlarda olduğunu göstermektedir.
Gençler, Güneye ve Avrupa’ ya göç etmeye devam ediyor. Ülkedeki toplam işsiz sayısı da, yaklaşık 8 bin kişidir.
Son yapılan Hane halkı Bütçe Araştırması sonuçlarına göre, toplumdaki en yüksek gelire sahip, yüzde 20’lik hane halkı grubunun toplam gelirden aldığı pay yüzde 43,6 iken, en düşük gelire sahip, yüzde 20’lik hane halkı grubunun toplam gelirden aldığı pay ise, yüzde 6,5’dır.
Görüldüğü üzere, en üst gelir grubunun toplam gelirden aldığı pay, en düşük gelir grubuna göre 6,7 kat fazladır. Gelişmiş ülkelerde bu oran 2-3 kat düzeyindedir. Bu da bize gelir dağılımının ülkemizde çok bozuk olduğunu göstermektedir.
Devletten sosyal yardım alanların sayısı da, gün geçtikçe artıyor.Bunlar, yoksul ve muhtaç olanların aldığı maaşlardır.Somut olarak fakirleşme artmaktadır.
Sonuç olarak, Ekonomik göstergeler böylesine olumsuz iken, hiç kimse bize, ekonomide işler iyi gidiyor, ekonomi iyi yönetiliyor demesin.Buna kimse inanmaz.Söyleyenlere de güler, geçer..