1. YAZARLAR

  2. Tamer Öncül

  3. “Ekonomik Akıl/sızlık”
Tamer Öncül

Tamer Öncül

“Ekonomik Akıl/sızlık”

A+A-

Son günlerde yeni bir “Ekonomik Akıl/sızlık” ürünü daha düştü başımıza!

“Para/çıkar” uğruna dünyayı yok etmekle uğraşan “ÇÜK”(Çok ülkeli Kuruluşlar)lerin girmediği bir Lefke kalmıştı; şimdi onu da sıraya koydular…
CMC'nin geride bıraktığı çevre felaketini düzeltmek için yıllardır kılını kıpırdatmayanlar; iki yıl önce bir ÇÜK’e (Bakanlar kurulu kararıyla) verilen “maden arama ruhsatı”nı “İşletme Ruhsatı”na çevirmek için girişimlere başladılar…
İki yıldır “maden arayışlarını sürdüren” şirket, gazetelere verdiği “tam sayfa” ilanlarla, olaya karşı çıkanları suçlamakla yetinmiş; pişkin bir biçimde de “bilgilendirme istiyorsunuz ama; işletme izni almadan bunu yapamayız”ın ardına saklanmıştır..
Altın aramada kullanılan siyanürün, toprak ve suya karışarak yaşam alanlarını yok ettiğini çok iyi bildiklerinden “siyanür kullanımı söz konusu değildir” açıklamasıyla; “biz çevreye zarar vermeyeceğiz!” imajı yaratmaya çalışmaktadırlar…
Yetkililerden şimdilik Tıııs yok!...
Lefke insanının haklı tepkisine, yeterince destek bulmaması başka bir anomali…
Lefke insanının madene karşı isyanının yeni bir şey olmadığı çok açıktır… Onlarca yıl önce (70’lerin başlarında) Hececi kadın şairlerimizden biri olan Necla Salih Suphi’nin (Lefke,1926- Londra 2000) eşinin CMC’ye karşı verdiği kavgayı ve annesini şöyle anlatıyor kızı Nilden Eminer (bana gönderdiği bir mesajda)…
Lefke ve yurdumuzun geleceği için, Nilden hanımın verdiği bilgiler çok önemli…
Yalnızca Lefkeliler değil, hepimiz bu kavgayı yükseltmeli ve “maden arama izni” adı altında yapılmaya çalışılan bu “yıkıcı zihniyet”e bir an önce DUR demeliyiz..
“Annem Lefke/Lefkoşada büyümüş. Lefkede madenin etkisini yakından görmüştür. Babam Nevzat Hacı Emin.de ziraat mühendisi olarak madenin narenciyeye etkisini bayağı araştırmış ve CMC şirketini 70li yıllarda (tam tarih bilemeyeceğim) mahkemeye vermişti. Bayağı uzun yıpratıcı bir mahkeme süreci olmuştu. Annem de bu şiiri o zaman yazmış, o yıllar Limasol’da oturuyorduk. Yine çocuktum tam hatırlamıyorum ama bu şiir ya Bozkurt ya Halkınsesi gazetesinde basılmıştı.
Dava 1974 olaylarından evvel sonuçlanmış, davayı babam kazanmıştı ve Lefke halkının ‘Toz parası’ denilen tazminatı almalarına yol açmıştı.
Annem, Kıbrıs Türk tarihinde 40lı yıllarda faal olan dört bayan şairden biridir.
Diğer üç bayan şairle birlikte şiirleri Türkiye’de haftalık Yedigün dergisinde basılmıştır.
Yazın yaşamına 50li yıllarda evlendikten sonra ara vermiş 90lı yıllarda tekrar yazmaya başlamıştı. Bu ara sürede tek yazdığı şiir 70lı yılların başında Yeşil Lefkem şiiri olmuştu.

Gündemde yine Lefke ve maden… Bu şiirin çok anlamlı olduğunu düşündüm.
Görüşmek üzere (Kızı Nilden Eminer)”
----
Yeşil Lefkem –

-Dün -
Bir zamanlar bu adada bir yeşil Lefke vardı
Her dalında bülbül öter, her yanda su akardı.
Yemyeşildi ovaları, yemyeşildi bahçeler
Sanki cennetten bir köşe, her mevsimde bu yerler.
Yirmi, otuz işçi ile her bahçe bellenirdi
İşçilerin sesleriyle her taraf şenlenirdi.
Dağlar gibi yığılırdı bahçelerde yemişler
Ne portakal bayramları kutlamışdır bu yerler…
Zengin, fakir tasasızdı yoktu bir geçim derdi
Çünkü tanrı bu yerlere her şeyi bol bol verdi
Portokallar, mandarinler, sarı sarı limonlar
Bahçelerde zeytin, hurma, her çeşit meyvesi var.
Akşamları yamaçlardan kaval sesi duyulur
Gece açar kollarını Lefkem huzurla uyur.

- Bugün -
Noldu sana şirin Lefkem, yeşil Lefkem, can Lefkem
Bir şifasız derdin mi var, yok mudur devan Lefkem.
Yarının yok, ufukların kara kara bulutlu
Dört yanında bulamadım tek bir insan ki mutlu.
Hani dalda ötenlerin, bahçede şakıyanlar
Hani nerde kaval sesi, nerede çağlıyanlar
Nerde zümrüt ovaların, nerde zümrüt bahçeler
Yetim yavrular gibidir şimdi ağlayan her yer.
Sokulup ta can evine, Lefkemin sinesine
Tıpki bir heyulâ gibi dikilmiş tepesine
Ağzından maden tozudur püsküren hiç durmadan
Diyorlar ki gücün yetmez azılıdır bu düşman
Zalimin zulmu varsa da masumun Allah’ı var
Yeşil Lefkem Türk ilidir, yalnız Türk’e olur yâr

Limasol
Necla Salih Suphi

Bu yazı toplam 2350 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar