EKONOMİK İFLASIN İTİRAFI
Nihayet TC Lefkoşa Büyükelçisi de kabul etti ki, Ankara patentli 'ekonomik paketler' Kıbrıs Türk Toplumu'nu iflasa sürüklüyor. Hayır sürükleme işlemi
bitti, herkesi iflas ettirdi.
Yıllık 'değerlendirme raporu'ndaki önsözü kaleme alan Derya Kanbay, nihayet doğruları söylemeye başladı.
Umarım ki 7 yıl kadar önce sırf doğruları söylediği için görevden apar topar alınan dönemin Büyükelçisi Kaya Türkmen gibi o da Ankara'dakilerin
gazabına uğramaz.
Ya da Yardım Heyeti'ndekilerin Ankara'ya ihbarı üzerine takibe alınmaz.
Öyle ya, Yardım Heyeti her daim doğru bilir, en iyisini söyler, hesapları mükemmeldir.
Ne ki Kıbrıslılar gerek tembellik, gerek aç gözlülük ve disiplinsizlikten ötürüdür ki kalkınamaz, gelişemez, semiremezler.
Yıllardır değişmeyen bakış açısı budur.
O yüzden yıllardır bu Yardım Heyeti parti kursun, seçime girsin diye öneriyorum.
Bir parti kuruldu gerçi, ırkçılıkla prim yapmaya çalışan, arkasında Yardım Heyeti var mı, bilinmez.
'Var' desem yalan olur, 'yok' desem de öyle...
* * *
Kıbrıslı Türkleri dini ve milli bakımdan 'yetersiz' bulan 'büyük akıl' uyarınca yürütülen dönüştürme çabaları bütün hızıyla devam ederken, toplum başka bir şekilde zaten gerçekten de tüketiliyor.
Ekonomik olarak insanlar beyaz bayrağı çekti.
Belki yüzde 10'luk bir kesim, en fazla yüzde 15 rantın, karın keyfiyle yaşıyor ama geri kalan yüzde 85, 90'lık kesim borç ve döviz batağında debeleniyor.
İbn-i Haldun 'Coğrafya kaderdir' demişti.
Oysa bizim için 'Türk Lirası kadersizliktir' sözü çok daha geçerli.
Arkadaşlar hesapladı: Asgari ücret belirlendiği günün ertesinde, yani 24 saat içinde 5 Euro azalmış!
Zaten 400 Euro'nun altındaydı.
'Sefalet' dediğiniz nedir ki?
* * *
Bırakın asgarisini, ortalamaya göre 'iyi' maaş alanlar bile battı.
"Madem battılar, nasıl yaşıyorlar peki" sorusu pek sık duyulur.
Cevabı basit: Ya ek geliri vardır başka iş de yapıyordur, ya miras evi vardır ve kira ya da taksit ödemiyordur, ya çocuklara nene-dede bakıyordur, ya büyüklerin evinde bir odada yaşanıyordur falan...
Dövizin duracağı yok.
Fiyatlar korkunç hızla yükselişte.
Gelir Türk Lirası.
Hiçbir hesap tutmuyor.
Aile bütçesi gıda, eğitim, sağlık, barınma ve ulaşıma dahi yetmiyor.
Nerede kaldı kültürü, eğlencesi, tatili...
* * *
Yalan bir ekonomimiz var.
Benim yazdıklarım da yalan.
İnsanlar eğleniyor da, tatile de gidiyor çünkü...
Taksitle, borçla tabii...
Benim yalanım bu sadece.
Asıl yalan olan devletin hesapları, önerdikleri.
Asıl yalan 'ekonomik paket' diye bize yutturulanlar.
Hepsi yalan hem de.
Mantığı yalan, öngörüsü yalan.
Bu paketlerden refah, mutluluk, kalkınma çıkacak diyenler tamamen yalancı.
Çıkanlar belli zaten: Yozlaşma, şiddet, kara para, cinayet, hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, iflaslar, göçler, umutsuzluk, mutsuzluk...
Nihayet TC Büyükelçisi de kabullendi bunu.
Umarım kimileri yine 'paket paket' diye kafamızı ütülemez bir daha.
Hele de 'bizimkiler'...