Ekonomik kriz önce yoksullara
Ekonomik krizi "konforlu hayatlar"ın sorunu gibi görmek ve "ne olacak canım daha az tatile gidecek, çocuğu özel okuldan çekecek, geceleri çok fazla dışarı çıkmayacağız” demek ne büyük bir yanılgıdır.
Peki ya yoksullar ne yapacak?
Yani bu ülkenin aslında çok da algılanmayan gerçek mağdurları...
Tatile gitmiyorlar zaten ve çocukları özelde okumuyor.
Marka da giymiyorlar.
Pek fazla bilmiyorlar gece alemlerinin yolunu...
Ellerinde üniversite diploması ile işsiz oturan gençler ne yapacak?
* * *
Yüksek seviye yaşam standardını, ganimet ve fırsatçılık üzerine kurulu keyfini ölçü alıyor kimileri ve diyor ki, "Ne olacak?"
Ne olacağını söyleyeyim.
Eğer kapsamlı tedbirler alınmaz, yapısal sorunların üzerine gidilmez, bu memleket sağlam bir kazığa bağlanmazsa...
GÖÇ olacak.
Gençler kaçacak bu ülkeden...
Ve hatta belki ana babalarını yanlarına alıp gidecekler bu kez...
"Rüşvet" büyüyecek çok daha fazla, “hırsızlık” tırmanacak.
Uyuşturucu sorunu çoğalacak.
Daha da yığılacak alacak, verecek dosyaları... Şiddet iyice artacak, korkacağız sokağa çıkmaya...
Keşke öyle “hali vakti yerinde”lerin “daha az gezeceyik, daha az yeyip içeceyik, daha az oynaycayıg” yaklaşımı kadar basit olsa mesele...
* * *
Şimdi herkes çok daha ciddi ciddiye "tasarruf" yapmak zorundadır.
Ve evet önce "devlet."
Genelde "devlet tasarruf yapsın” dediğimiz zaman akla makam araçlarının kullanımı ya da izaz ikramlar geliyor ya, bu da ayrı bir garabet!
Oysa "devlet"in tasarrufu daha çok hizmet ve kalite üreterek olmalıdır.
Çok daha verimli çalışarak...
Bir de “turist”in piyasaya taşıyacağı döviz çok ama çok değerlidir şimdi.
O nedenle “gerçek turiste” ihtiyacımız vardır, casinolara kapanan ve piyasaya kuruş bırakmayan müptelalara değil!
* * *
Teşvikler gözden geçirilmelidir.
Tek tek, her biri...
Bu ülke insanının ensesinden dünyaları kazananlara bir de üzerinden teşvik ödeme dönemi kapanmalıdır.
Muafiyetler de öyle...
* * *
Ve ekonomik kriz "işletmelerin" krizidir en fazla...
İşletmeler krize girdiği zaman emekçiler ezilir en önce...
Patron “kâr”ından taviz vermez.
Ne yapar?
Personel azaltır.
“İşsizlik" başlar, “maaşsızlık.”
Fiyatlara yüklenir.
Velhasıl...
Kriz "zengin"in sinirlerini yıpratır, “keyfini” kaçırır da, hayatı kayan "yoksullar" olur mutlaka!